Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan "Üretimde Paradigma Değişikliği, Artırımsal Üretim, Üç Boyutlu Yazıcılar" raporuna göre, Türkiye'nin 2017'de 22,5 milyon dolar olarak hesaplanan 3 boyutlu baskı pazarı büyüklüğünün 2023'te 49,1 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan, Strateji ve Bütçe Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Cansız'ın editörlüğünü yaptığı "Üretimde Paradigma Değişikliği, Artırımsal Üretim, Üç Boyutlu Yazıcılar" raporu yayımlandı.

Hızla gelişen 3 boyutlu baskı teknolojisinin Türkiye ve dünyadaki durumunun incelendiği raporda, bu teknoloji, pazarı, uygulamaların mevcut durumu ve beklentiler analiz ediliyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ilgili kuruluşlarının, bazı kamu kurumları, özel sektör kuruluşları ve üniversitelerin de katkı sağladığı çalışmada, Türkiye'de 3 boyutlu baskı teknolojisi uygulama düzeyi ve pazarın mevcut durumu değerlendirilirken, bu teknoloji uygulamalarında stratejik olabilecek sektörler ele alınıyor.

Almanya, Güney Kore, Çin ve ABD lider

3 boyutlu baskı teknolojisinin, geleneksel yöntemlerle imalatı mümkün olmayan veya zor olan parça ve ürünlerin kolaylıkla, kısa sürede ve maliyet etkin üretilmesini sağladığı belirtilen rapora göre, 3 boyutlu baskı uygulamalarında Almanya, Güney Kore, Çin ve ABD lider olarak değerlendiriliyor.

Küresel endüstriyel 3 boyutlu baskı pazarı büyüklüğünün 2023'te 22,5 milyar dolara ulaşacağı, bu rakamın 2017'de 5,4 milyar dolar seviyesinde olduğu ifade ediliyor.

Türkiye pazarı istikrarlı büyüyor

Türkiye'de ise 3 boyutlu baskı pazarında küresel oyuncuların hakimiyeti gözleniyor ancak ülkedeki sektör oyuncularının da bu teknolojiye yönelik ürün ve hizmetleri çeşitlendirmeye yönelik çabaları bulunuyor.

2017'de 22,5 milyon dolar seviyesinde olan Türkiye 3 boyutlu baskı pazarı büyüklüğünün 2023'te 49,1 milyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Ülkedeki 3 boyutlu baskı pazarının küresel pazara kıyasla yavaş ancak istikrarlı ve sürekli büyüme gösterdiği değerlendiriliyor.

Türkiye'de 2017 itibarıyla 467 endüstriyel 3 boyutlu yazıcı olduğu, bu rakamın dünya genelinde kurulu endüstriyel 3 boyutlu yazıcı sistemlerinin yüzde 1,3'üne tekabül ettiği belirtiliyor.

3 boyutlu yazıcı teknolojisine ilgi artıyor

Türkiye'de mevcut 3 boyutlu yazıcı sistemleri düşük kapasiteyle kullanılırken bu teknolojiye yönelik farkındalık artıyor.

Küresel eğilimlerin aksine Türkiye'deki sanayi şirketleri, hizmet sağlayıcılarla çalışmak yerine, yüksek sistem maliyetlerine rağmen 3 boyutlu yazıcı sistemlerine yatırım yapıyor.

Türkiye'de yerli endüstriyel 3 boyutlu yazıcı sistemleri üretilmesine yönelik bazı girişimler olsa da mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde ithalat bağımlığının artarak süreceği tahmin ediliyor. Yerli sistemlerin ticarileşmesinin önündeki en büyük engelin ise ürün kalitesine ilişkin endişeler olduğu vurgulanıyor.

En yaygın uygulama alanı prototip üretimi

Türkiye'de 3 boyutlu baskı teknolojisinin en yaygın uygulama alanı prototip üretiminde yoğunlaşıyor. Dünya örneklerinde ise ürünlerin doğrudan imalatına yönelik bir eğilim görülüyor.

Ülkedeki 3 boyutlu baskı kullanımının Ar-Ge bölümlerinde yoğunlaştığı, firmaların yüksek oranda plastik malzemeleri ve buna uygun alt teknolojileri kullandığı kaydediliyor. Çok az sayıda firmanın bu teknolojiyle ürettiği ürünlerden gelir elde ettiği belirtiliyor.

Medikal, otomotiv, makine, havacılık ve savunma sektörleri, Türkiye için 3 boyutlu baskı uygulamalarının ve ilgili kamu müdahalelerinin fark yaratabileceği stratejik sektörler olarak sıralanıyor.

Yerli üretim vurgusu

Türkiye'deki 3 boyutlu baskı teknolojisi uygulamalarına yönelik politika önerilerine de yer verilen raporda, bu teknoloji için daha tanımlı bir politika rehberliğine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.

Organize sanayi bölgeleri, teknoparklar ve özel sektöre yol gösterici niteliğindeki raporda, 3 boyutlu baskı teknolojisinin bütüncül ve faydacı bir yaklaşımla mevcut üretim ekosistemine entegrasyonunun sağlanması ana strateji olarak öneriliyor.

Bu kapsamda, 3 boyutlu baskı ekosisteminin iş birliği ağları ve insan kaynağına odaklanılarak geliştirilmesi, bu teknolojilerin yerli üretiminin geliştirilmesi, imalat sanayisinde söz konusu teknolojiye yönelik farkındalığın ve uygulama seviyesinin artırılmasıyla teknolojinin yaygınlaştırılması tavsiye ediliyor.