Konya Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk, 2011 yılının ekonomik açıdan yoğun bir gündemle geçtiğini söyledi.  Türkiye ve dünya ekonomisinde 2011 yılında yaşanılan gelişmeleri değerlendiren Öztürk, ''2008 yılı son çeyreğinde ABD kaynaklı küresel krizin yansıması olarak ekonomik açıdan zor geçirdiğimiz 2011 yılını geride bırakmak üzereyiz. Küresel ekonomide belirsizliklerin arttığı bir ortamda AB ülkelerinin ekonomik sorunlarıyla birlikte siyasi belirsizlikleri, dünya ekonomisinin lokomotifi ABD'nin beklenenden düşük gerçekleşen büyüme sonrasında ekonomik performansında iyileşme sinyallerinin alınamaması dolayısıyla küresel ekonomide 2011'i zor bir yıl olarak yaşadık'' dedi. 
2012 tahminlerine göre, ABD'nin yüzde 1.5, Avro Bölgesi'nin ise yüzde 0.5 civarında büyüyeceğinin öngörüldüğünü anlatan Öztürk, şunları kaydetti:  ''Artan belirsizlik ortamında 2012'nin de küresel ekonomi açısından zor geçeceği görülmektedir. Türkiye ekonomisinin 2011'de dünya ekonomisinde yaşanan olumsuzluklardan fazla etkilenmediği görünmektedir. 2011 yılının ilk dokuz ayında yüzde 9,6'lık büyüme ile dünya sıralamasında ilk sıralarda yer almaktayız. Küresel ölçekte giderek artan belirsizliklerin etkisiyle 2011 yılının tamamında Türkiye ekonomisinin yüzde 7,5 oranında büyümesi beklenmektedir. Avrupa ülkeleri kontrolden çıkan kamu borçları ve bütçe açıklarıyla uğraşırken ülkemiz ekonomik anlamda başarılı bir tablo çizmektedir. Buna bağlı olarak kredi notu artırılmaktadır. 2012 yılında da ülkemizin kredibilitesi daha yüksek bir ekonomi olacağını düşünüyoruz.''

AB'NİN EKONOMİK PERFORMANSININ TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEMİ

Avrupa Birliği'nin ekonomik performansının 2012 yılında Türkiye ekonomisi açısından büyük önem taşıdığına dikkati çeken Öztürk, ''İhracatımızın yaklaşık yarısı, doğrudan küresel yatırımların yaklaşık yüzde 80'i ve ülkemize gelen yabancı turistlerin yaklaşık yüzde 60'ı Avrupa Birliği kaynaklıdır. Oradaki sorun bizim ekonomimizi de yavaşlatacak, zorlayacaktır. Avrupa'da iç talepteki daralma Türkiye'nin imalat sanayinde üretim azalması anlamına gelmektedir. Son yıllarda ihracat pazarlarımızı başka kıta ve ülkelere yayma politikalarına 2012'de devam ederek krize karşı direncimizi daha da sağlamlaştırabiliriz. Böylelikle küresel daralmalardan daha az etkileneceğiz'' ifadelerini kullandı.
SON 28 YILIN EN İYİ PERFORMANSI

2011 yılında bütçe disiplininin güçlü bir şekilde devam ettiğini ve son 28 yılın en iyi performansına ulaşıldığını anlatan Öztürk, şöyle devam etti: 
''2011 yılında beklentilerin üzerinde gerçekleşen bütçe performansımızın 2012 yılında da sürmesini bekliyoruz. 2011'de ekonomik büyümeye en çok katkı, inşaat, imalat sanayi ve perakende ticaret sektörlerinden gelmiştir. Bu, ülkemizin kendi başına iç talebiyle büyüdüğünü göstermektedir. Özel sektör yatırımlarında gerçekleşen bu artış, ülke ekonomisine duyulan güvenin bir sonucudur. 2012 yılında da özel sektöre dayalı dengeli bir ilerleme gerçekleşmesi durumunda, ülkemiz dünyada gerçekleşebilecek muhtemel olumsuzluklardan en az seviyede etkilenecektir. Diğer taraftan dünyada devam eden işsizliğe rağmen ülkemiz istihdam yaratma bakımından dünya ülkelerinden pozitif olarak ayrışmıştır. Eylül 2011'de işsizlik oranımız yüzde 8,8'e düşmüştür. Böylece ülkemiz, işsizlik oranını kriz öncesi dönemin altına indiren nadir ülkelerden biri olmuştur.''
TÜRK LİRASI DEĞER KAZANACAK

Ekonomik göstergelerin yukarı yönlü olmasına rağmen cari açık ve Türk lirasının değer kaybetmesi açısından 2011 yılının olumsuz yönleri olduğuna değinen Öztürk, ''Yüksek oranlardaki büyümeye rağmen, ülkemiz ciddi bir cari açık sorunuyla karşı karşıyadır. Cari açığın oluşmasında en önemli neden yüksek oranda seyreden ithalat miktarıdır. Bu durum ekonomimizin ithalata bağlı olarak büyüdüğünü göstermektedir. Son verilere göre ithalat artışımız ihracat artışımızdan yüzde 16 daha yüksektir. Ancak, önümüzdeki dönemde cari açığın düşüş trendine gireceğini düşünüyoruz. Cari açığı düşürmek için yurtiçi tasarrufu artırmamız, katma değeri yüksek olan mal ve hizmet üretiminde yoğunlaşmamız ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmamız gerekmektedir. Cari açığın yüksekliği dövizdeki dalgalanmaları da beraberinde getirmektedir. 2012'de Türk Lirası'nın değer kazanmaya başlayacağını düşünüyoruz'' diye konuştu.  Özel sektör olarak kazandıkları motivasyon ve moralle 2012 yılında da üretime ve yatırıma devam edilmesi konusunda görüş birliği içerisinde olduklarını dile getiren Öztürk, ''Dünyada yaşanılan olumsuzlukları fırsata çevirmek amacıyla özel sektör olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu noktada 2011 yılında taleplerimize cevap veren hükümetimizle 2012 yılında da uyum içerisinde çalışarak devlet-özel sektör işbirliğini devam ettirmeliyiz. İş dünyasının taleplerinin karşılanması ile Türkiye 2012 yılını fırsata çevirebilir'' dedi.
AA
Editör: TE Bilişim