AK Parti'nin 1 Kasım öncesi seçim vaatlerinden biri de asgari ücretin bin 300 TL olmasıydı...

Bu vaat hızlı bir şekilde gerçekleştirildi ve asgari ücret net bin 300 TL olarak belirlendi. Asgari ücretin bin 300 TL'ye çıkması demek, ardı ardına birçok şeye zam geleceği anlamına gelmekteydi. 

Noter ücretinden sigortalara; elektrikten suya; benzinden mazota; pazardaki sebze ve meyveden toplu ulaşıma; pasaport harcından trafik cezalarına; ehliyet harcından gelir vergisi oranlarına kadar birçok şeye zam geldi / geliyor...

Yeni zamlar da kapıda...

Hepsi bir şekilde kaldırılır da ekmeğe zam olmasa iyiydi!

Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya'da ekmeğe zam yapıldığını duyunca milletin bir anda yüzü düşüyor. 

'Ekmek olmazsa sofra bezenmez' diyor Hz. Mevlana...

Ekmek kutsaldır. El üstünde tutulur. Allah'ın insana verdiği nimetlerin hepsini temsil eder. Bu nedenle ekmek önemlidir. Ekmeğe yapılan veya yapılacak olan zam daha bir önemlidir.

Ekmeğe zam yapıldı yapılacak derken, daha zamlar ekmek fiyatlarına yansımadan halktan büyük çığlıklar kopunca, ekmek üreticileri de karşı atağa geçti. 

Ekmekçiler diyor ki;

“Elektrik zamlandı, petrol ürünlerine zam geldi. Suya bile zam yapıldı. Un fiyatları yükseldi. Mayaya bile zam geldi. Ayrıca asgari ücrete yapılan zam da ekmeğe yansıtılmalıydı. O nedenle kimse kusura bakmasın, zam yapmak zorundaydık. Kimse ağlamasın, sızlamasın. Ekmeğe zam gelecek. Yoksa bu ekmek teknesi batmadan nasıl duracak!”

Ekmek tüketicileri de diyor ki;

“Ekmek nimettir. Biz Konyalılar ekmeği çok severiz. Pilavı, makarnayı bile ekmekle yeriz. Ekmeğimize katık etmek diye bir deyim vardır bizde. Bırakın sadece fakir sofrasını, en zengin sofralarının bile vazgeçilmezi ekmektir. Ekmeğimize ellemeyin. Kuru ekmeğimiz vardı, zam yaparak onu da elimizden almayın. Siz de ekmek yiyorsunuz!”

Tabi biz ekmek üzerinden gidiyoruz da, zam gelince unlu mamullerin tamamına geliyor. Sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi olan simit de 1 liraya çıkmış haberin olsun...

BELKİ İSRAFI ÖNLERİZ!

O çok sevdiğimiz, soframızdan eksik etmediğimiz, onsuz yapamadığımız, yokluğunda gözümüzü de karnımızı da doyuramadığımız büyük nimeti çok seviyor olmamıza rağmen sevdiğimiz kadar da israf ediyoruz. 

Evet, ekmek nimetse nimete de hürmet gerek...

Biz ne yazık ki ekmeğe hürmet göstermiyoruz. Şahsen ben evimin önünde bulunan çöp kovasında her gün bir poşet ekmek görüyorum. Bazen birilerinin sokak hayvanları yesin diye özel olarak bıraktığını düşünüyorum. Ama küflenmiş, kokmuş olduklarını görünce sokak hayvanlarının karnını doyurmak için değil israftan ötürü çöp kovasına koyulduğunu anlıyorum. 

Ekmeğe zam yapılmalı mı, yapılmamalı mı tartışması uzar gider... Ancak ekmeğe zam yapılmasını istemeyen bizler ekmeğe saygı göstermesini de bilmeliyiz. 

Böyle israf etmeye devam edersek 90 kuruş değil 190 kuruş olsa yeri var...