Osmanlı, Avusturya ile Venedik savaşı ve Pasarofça antlaşması: Avusturya'nın Karlofça antlaşmasına göre Mora'nın Venediklilere verilmesini istemesi, Avusturya'ya savaş açılmasına neden oldu. Macaristan'a giren Osmanlı ordusu, Avusturyalılar tarafından 5 Ağustos 1716 tarihinde Petrovaradin Muharebesinde bozguna uğratıldı. Sadrazam Silahtar Ali Paşa'nın şehit düştüğü savaş sonunda 18 Ağustos 1717 yılında Belgrad Avusturyalıların eline geçti. Sadrazamlığa getirilen Damat İbrahim Paşa'nın önerisiyle barış sağlanarak, 1 Temmuz 1718 yılında Pasarofça antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre, Belgrad, Banat ve Sırbistan Avusturya'ya, Arnavutluk kıyıları, Bosna ve Dalmaçya Venediklilere, Mora Osmanlılara verildi. 1724 yılında İran'daki taht kavgalarını fırsat bilen Rusya, İran'a saldırılara başladı. İran'ın Rusya'nın eline geçmemesi için, Osmanlılar bir kez daha İran'a sefer düzenleyerek, Ruslarla İstanbul antlaşmasını imzaladı. Antlaşmaya göre, Bakü, Derbent ve Dağıstan Ruslara, Azerbaycan'daki yerler Osmanlılara bırakıldı.

Lale devri: Pasarofça antlaşmasından sonra, Patrona Halil İsyanına kadar ki 12 yıllık dönem, Osmanlı Devletinde Lale Devri olarak anılır. Sadrazam Damat İbrahim Paşa ve 3. Ahmed'in barışçı politikaları bu dönemin yaşanmasına neden olmuştur. Bu döneme kültür, edebiyat ve sanat alanındaki gelişmeler ve teknik alanda Avrupa'dan alınan yenilikler damga vurmuştur. Avrupa'ya geçici elçilerin gönderildiği bu dönemde Paris elçisi Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika 16 Aralık 1727 tarihinde ilk matbaayı kurmuştur. Yalova'da ilk kağıt fabrikası, İstanbul'da itfaiye örgütü, kumaş fabrikası ve çini imalathanesi açılmıştır. İstanbul'da köşkler, saraylar ve lale bahçeleri kuruldu. Doğu kültürüne ait eserler Türkçe 'ye çevrildi. İstanbul'da yıllar süren savaşlardan sonra yaşanan bu dönemde, halkta hoşnuttu. 

Osmanlı İran savaşı (1723-1727): Osmanlı Devleti Şirvan'da yaşanan karışıklık üzerine Rusya ile anlaşarak, Hoy, Hemedan ve Revan üzerinden İran ve Kafkasya'ya savaş açtı. Ardından 1725 yılında Tebriz'e girdi. Andican'da Safeviler karşısında yenilgiye uğrayarak, İran şahı ile Hemedan Barışını imzaladı.

Patrona Halil İsyanı: Damat İbrahim Paşa'nın yaptığı işleri israf olarak değerlendiren bazı gruplar, İran seferinin başarısızlığı karşısında harekete geçerek, ayaklanma başlatmışlardır. Yeniçerilerde huzursuzluk içerisindeydiler. 17. Ağa bölüğü Yeniçerisi olan Patrona Halil ve etrafındakiler 25 Eylül 1730 tarihinde ayaklansalar da, halkın katılmaması sebebiyle başarılı olamamışlardır. 3 gün sonra isyana devam eden grup, esnafı da yanına çekerek, yeniçerilerden yardım almıştır. 3. Ahmed isyancılara isteklerini sorduğunda, Damat İbrahim Paşa dahil 37 kişinin kendilerine verilmesini istediler. Bu kişiler isyancılara verildi. Ancak şehri tahrip eden, Sadabad Köşkünü yakan isyancılar durmak bilmedi. Divan şairi Nedim'de bu isyan sırasında ölmüştür. 3. Ahmed isyancıların tüm isteklerini yerine getirmesine rağmen, ailesine ve kendisine zarar verilmemesi şartıyla tahttan çekildi. Tahtını 1 Ekim 1730 tarihinde Şehzade Mahmud' a bıraktı. 1 Temmuz 1936 yılında vefat eden 3. Ahmed, Yeni Cami Turhan Valide türbesine defnedildi.

Damat İbrahim Paşa ile yaptığı uyumlu çalışmalarla, Lale devrinde edebiyata, sanata ve hayata kendine özgün bir davranış getiren 3. Ahmed, ince ve hassas bir yapıya sahipti. Topkapı Sarayı ve Yeni Camide kütüphane, Ayasofya'da Bab-ı Hümayun'un karşısında bulunan 3. Ahmed çeşmesi ve İstanbul'un su ihtiyacında kullanılacak Deryayı Sim adında su bendini inşa ettirmiştir. Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Üsküdar'da Yeni Valide Camii, Çubuklu Camii yanında Mesire Çeşmesi, Hüsrev Ağa camisinde ki çeşme onun döneminde yapılan eserler arasındadır.