Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Başkanı Aydın Beyatlı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)'nin referandum kararına ilişkin, değerlendirmelerde bulundu. 

Irak'ın Türkmen nüfusunun yoğunlukta bulunduğu kentlerinde sürecin tedirginlikle izlendiğini aktaran Beyatlı, gelişmeleri yakından takip ettiklerini, dernek üyeleriyle bölgeden yeni haberler aldıklarını anlattı. 

Beyatlı, İsrail dışındaki ülkelerin muhalefetine ve Birleşmiş Milletlerin uyarılarına rağmen IKBY'nin referandumu yapmakta ısrarcı göründüğüne işaret etti.

Irak Federal Mahkemesinin referandumun kanunsuz olacağını vurguladığını hatırlatan Beyatlı, Barzani'nin referandumun yapılmasında kararlı olmasını ise "siyasi intihar" olarak niteledi.

"SADDAM'IN POLİTİKALARINI UYGULAMAKTADIRLAR"

Beyatlı, yaşanan sürecin Irak'ta yeni çatışmalara kapı arayalayacağını belirterek, şöyle devam etti:"Son bir haftada Barzani'nin Kerkük'te yaptığı psikolojik baskı artarak devam etmektedir. 'Referandumu desteklemek için tüm memurlar bu yürüyüşe çıkacaktır. Çıkmayanlara ceza verilecektir' deniliyor. Saddam, eskiden bir kanun çıkaracağı zaman, Türkmen, Arap ve Kürtlere karşı olsa bile, bütün halkı, memurları zorla dahil ederdi. Onları tehdit ederdi. Bugün aynısı yapılıyor. Saddam'ın ardından ilk defa uygulanan yöntemle karşı karşıyayız. Referandumu kabul etmediklerinden dolayı Türkmen memurlara Saddam'ın politikalarını uygulamaktadırlar. Bazı önde gelen Türkmenler evleri basılarak gözaltına alınıyor, değerli eşyalarına el konuluyor. Bunun dışında Irak Türkmen Cephesinin bürolarını kurşunladılar. Bu faaliyetlerle Türkmenleri korkutup, 'Bir an önce terk edin' demektedirler. Kerkük'ün düşmesi Irak'ın bölünmesine neden olur. Ortadoğu'da ciddi sıkıntı yaşanacaktır. Türk dünyasının gözünde Kerkük neyse Ankara'da aynıdır."

Yaşanan sürece ilişkin Irak merkezi yönetimine de çağrıda bulunan Beyatlı, "Kerkük, Irak’ın merkezi hükümetine bağlı bir Türkmen şehridir. Daha referandum bile yapılmadan Türkmenlerin bu muamelelere maruz kalmalarına Irak hükümeti seyirci kalmamalı ve derhal emniyet güçlerini Kerkük'e yönelterek, Türkmen ve Arap halkını koruma altına almalı, güvenliklerini sağlamalıdır. Bu mümkün olmuyorsa, Birleşmiş Milletleri göreve çağırarak şehrin asayişini, içinde mutlaka Türk güvenlik unsurlarının da bulunacağı uluslararası bir güce bırakmalıdır." ifadelerini kullandı.

AA

Editör: TE Bilişim