- Tüm mal varlığını Gölcük depreminde kaybeden iş adamı Erdem, ailesiyle 5 yıl önce yerleştiği Kamerun'da şimdi mobilya fabrikası ve mağazalar zinciri işletiyor
- Erdem: 
- "Bir kurban bağışı organizasyonunun ardından geldiğimiz Kamerun'da bugün yanımızda birçok işçi çalıştırıyoruz" 
- Erdem'in ortağı Tarı:
- "Ucuz ve kalitesiz Çin mallarının Afrika pazarlarını doldurduğu günümüzde Türk malları kalitesinden dolayı Afrika ülkelerinde giderek daha çok rağbet görmeye başladı"

YAOUNDE (AA) - ALAATTİN DOĞRU - Bütün malvarlığını 1999'daki Gölcük depreminde kaybeden Türk iş adamı Ahmet Erdem, ailesiyle 5 yıl önce yerleştiği Kamerun'da bugün sahip olduğu mobilya fabrikası ve açtığı mağazalarıyla dikkati çekiyor.

Erdem, AA muhabirine, Afrika'ya geliş hikayesini ve burada yaşadıklarını anlattı.

İş adamı Erdem, uzun yıllar Gölcük'te mobilyacılık yaptığını ancak hayatının 1999'daki depremde değiştiğini söyledi.

Marmara bölgesinde etkili 17 Ağustos'taki depremde mobilya atölyesinin ve evinin yıkıldığını, ailesiyle ortada kaldıklarını belirten Erdem, memleketi Kayseri'nin bir köyündeki akrabalarının yanına sığındıklarını dile getirdi. 

Bir süre Kayseri'de hayata tutunmaya çalıştıklarını ancak başaramadıklarını, buradan Gölcük'e dönerek yıkıntılar altındaki makine ve eşyalardan sağlam olanları çıkararak küçük bir atölye açtığını ifade eden Erdem, bu sırada bir arkadaşının da önerisiyle ilk kez bir sivil toplum kuruluşu vasıtasıyla Afrika ülkesi Mali'ye kurban organizasyonu için gittiğini kaydetti.

Erdem, Afrika'ya yerleşme kararına ilişkin şunları aktardı:

"Oradayken iş potansiyelini gördüm. Afrika insanını çok sıcak buldum. Bizi Avrupalı gibi görmüyorlardı. Sebebi de son yıllarda Türkiye'nin buralara devlet eliyle ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yaptıkları maddi ve manevi yatırımlardı. Türkleri çok sevdiklerini bizi her gördüklerinde söylüyorlardı. Kamerun'daki bir Türk arkadaşım da beni davet edince oraya gitmeye karar verdim."

Kamerun'a Haziran 2012'de geldiğini ve yasal işlemlerin ardından Türkiye'deki makinelerini konteynırla getirerek burada bir atölye açtığını dile getiren Erdem, Kamerunlu işçiyi de yanına alarak mobilya imalatına başladığını belirtti.

Erdem, "Bugün fabrika ve mağazalarımızda çok sayıda Kamerunlu'yu istihdam ediyoruz. Kereste ve ahşap malzemenin bol olduğu ülkede mdf mobilya imalatıyla PVC, kapı-pencere, yaylı yatak, koltuk ve kanepe gibi eşyaları üretiyoruz. Bugün, ülkenin başkenti Yaounde'de bir fabrika ve iki büyük mağazamız var. Ayrıca ülkeye, Türkiye'den beyaz eşya ve tekstil ürünleri de getiriyoruz." diye konuştu.

Erdem, ülkeye ilk geldiği yıllarda zorluklarla karşılaştığını ancak yılmadığını kaydetti.

- FETÖ Türkiye'nin imajını zedeliyor

Kamerun'da bulunduğu süre içerisinde Fetullahçı Terör Örgütü'nün  (FETÖ) kendisiyle zaman zaman irtibata geçtiğini fakat 17-25 Aralık hadiselerinden sonra FETÖ'ye kapılarını kapattığını ifade eden Erdem, "Benim için devletim en büyük değerimdir, diğerleri ondan sonra gelir. FETÖ en büyük değerlerimize ihanet etti." açıklamasında bulundu.

Kamerunluların, FETÖ hakkında "Osmanlının bakiyesi olan Türk milleti tarihten beri ihanet etmedi. Bu FETÖ'cüler ülkelerine ihanet etmekle Türklerin yüz karası olduklarını gösterdiler. Bunlar yakında Kamerun halkına da ihanet eder." yorumunda bulunduğunu aktaran Erdem, Kamerun halkının 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası örgütle aralarına mesafe koyduğunu söyledi.

Erdem, FETÖ mensuplarının ülkedeki okullarında Türk bayraklarını indirmesiyle öfkelerinin onlara kat kat arttığını ifade ederek, "FETÖ'cülerin aksine Kamerun'da evlerimizde, fabrikalarımızda, arabalarımızda hatta ellerimizde Türk bayrağını gururla taşıyoruz." şeklinde konuştu.

- "Çalışanlarımızı ailemizin ferdi gibi gördük"

Erdem'in ortağı Mehmet Tarı da Kamerun'a gelmeden önce Türkiye'de PVC işiyle uğraştığını, Erdem ile daha önceden tanıştıkları için Kamerun'daki ticari hayatını takip ettiğini, kendisinin daveti üzerine Kamerun'a geldiğini ve beraber çalışmaya başladıklarını belirtti.

Kısa bir süre sonra ailesini de yanına alarak ülkeye yerleşen Tarı, Erdem ile ortaklıklarının çok başarılı ilerlediğinin ve ülkeye geldiğine hiç pişman olmadığının altını çizdi.

"Çalışanlarımızı ailemizin ferdi gibi gördük. Onlarla aynı sofrada yemek yiyoruz, aynı bardaktan çay içiyoruz. Bu samimiyetimiz de onları çok etkiledi." diyen Tarı, bu davranışlarının karşılığında çalışanların da büyük gayret göstererek kısa sürede işe uyum sağladığını vurguladı. 

Tarı, ayrıca her yıl çok sayıda kurban dağıtımı yaptıklarını, yoksulları evlendirdiklerini ve ellerinden geldiğince bölge insanına destek olmaya çalıştıklarını bildirdi.

Tarı, ayrıca şunları kaydetti:

"Şehirdeki diğer fabrikalar çok sayıda güvenlik görevlisi tarafından korunuyor ancak mahalleli ve bölgedeki halk bizi o kadar sahiplendi ve kendilerinden birileri gibi gördü ki bugüne kadar fabrikamızda hiç güvenlik görevlisi bulundurma ihtiyacı duymadık. Sadece gündüz kapıda bir görevlimiz var, onu da gelenlere yardımcı olması için aldık. Mahalleli gönüllü olarak sahip çıkıyor buraya."

- Kamerunlular Türklerin hızlı olmasını seviyor

Tarı, Kamerun'da çoğunlukla üretimlerin yavaş olduğunu ancak kendilerinin Türkiye'deki gibi hızla üretim yaptığını ve kısa zamanda teslimatı gerçekleştirdiklerini söyledi.

Hızlı üretim sayesinde bölgede çabuk tanındıklarının altını çizen Tarı, şirketlerinde çok sayıda Kamerunlunun da çalıştığını belirtti. 

Türk iş adamlarını Kamerun'a yatırım yapmaya çağıran Tarı, "Ucuz ve kalitesiz Çin mallarının Afrika pazarlarını doldurduğu günümüzde Türk malları kalitesinden dolayı Afrika ülkelerinde giderek daha çok rağbet görmeye başlıyor." dedi.

Ülkeye gelişinin üzerinden yaklaşık 5 yıl geçen ve artık kendilerini "yarı Afrikalı" olarak gördüklerini vurgulayan Tarı, Türkiye özlemlerini de fabrikasının bahçesinde Türklerle her hafta düzenledikleri yemek ve çay programlarında gidermeye çalıştıklarını dile getirdi.

- "Mahalleliye sorun, kimseden memnuniyetsiz ifade duyamazsınız"

Öte yandan Erdem ve Tarı'nın komşuları Kamerunlu Şit Mikdar da Erdem'in bütün mahalleliye yardım ettiğini özellikle ramazan ayı ve bayramlarda yoksul ve fakirlerden yardım elini hiç esirgemediğini söyledi.

Mikdar, fabrikanın bu sebepten dolayı bütün mahalleli tarafından korumaya alındığını belirterek, "İsterseniz çıkın mahalleliye sorun, kimseden memnuniyetsiz bir ifade duyamazsınız. Burada ayrımcılığa maruz kalmıyoruz. Bu yüzden herkes burayı benimsemiş, ben dahil herkes fabrikanın güvenliğinden kendimizi sorumlu tutuyoruz." ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim