Rohingyalılar, aç ve susuz şekilde günlerce süren yürüyüşlerinin ardından Naf Nehri'ni veya Hint Okyanusu'nun bir kısmını ilkel teknelerle geçerek Bangladeş'e ulaşıyor. Binlerce Rohingyalı da Myanmar sahillerinde kendilerini karşı kıyıya geçirecek tekneleri beklerken, Myanmar güvenlik güçleri ve Budist milliyetçiler Müslümanların köylerini yakmayı sürdürüyor. Yakılan köylerden yükselen duman, Bangladeş kıyılarından da rahatlıkla görülebiliyor. Öte yandan hemen her gün Myanmar askerinin taciz ettiği teknelerden düşen mültecilerin kıyıya vuran cesediyle karşılaşmak da mümkün. Teknaf bölgesinde önceki yıllarda kurulan Kutupalong Mülteci Kampı'nın sınırlarının ulaştığı yerler tahmin edilemezken, Balukhali, Leda, Musuny, Naikkong Chori, Ghundhom, Bander Ban ve Nhila bölgeleri de tamamen mültecilerle doldu. Son krizden sonra Bangladeş'e sığınan mülteci sayısının 400 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi veren mültecilerin ilk etapta gıda, temizlik ve giyim malzemeleri haricinde barınmak için brandaya ihtiyacı olduğu belirtiliyor.

25 AĞUSTOS'TAN BUGÜNE NELER YAŞANDI?

Myanmar ordusunun, 25 Ağustos'ta başlattığı ve "Silahlı militanlarla mücadele" adı altında yürüttüğü operasyonlarda çok sayıda Arakanlı Müslüman hayatını kaybetti. Ordu güçlerine Budist milliyetçilerin de saldırılarının eklenmesiyle çok sayıda Müslüman hayatını kaybetti, onbinlerce Müslüman ise köylerden göç ettirildi. Yaşamlarına devam etmek için günlerce yol yürüyen Rohingyalılar, askerlerin ve Budistlerin saldırılarından korunmak için ormanlık alanlarda saklanmak zorunda kalıyor. Çoğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan Rohingyalılar, Myanmar'ın sahil şeridine indikten sonra yürüyerek veya deniz yoluyla Bangladeş'e gitmeye çalışıyor. Myanmar ve Bangladeş'i birbirinden ayıran Naf Nehri Arakanlı Müslümanların kaçış rotasında önemli bir yer tutarken, ormanda ve sahillerde günlerce bekleyen Rohingyalılar, pirinç tarlaları ve Naf Nehri'ni geçerek Bangladeş'e sığınıyor. Müslümanların bir kısmı Bangladeş'in Hint Okyanusu'na uzanan en uç kısmı olan Shah Porir'e ulaşmak için tehlikeli bir tekne yolculuğu yapmak zorunda kalıyor. Bu yolla hayatta kalmaya çalışanlar kişi başı yaklaşık 36 dolar ödüyor. Bu parayı bulamayanlar ziynet eşyalarını tekne sahiplerine veriyor. Myanmar askerleri gün boyunca Müslümanların yaşadıkları köyleri ateşe verirken, buralardan yükselen dumanlar Bangladeş'ten bakıldığında Myanmar sınırını görünmez hale getiriyor. Myanmar güvenlik güçlerinin sık sık taciz ateşinde bulunması nedeniyle teknelerin alabora olması sonucu çok sayıda Müslüman mülteci kaçmaya çalışırken boğuluyor. Naf Nehri üzerinde Bangladeş askerleri tarafından onlarca kontrol noktası kurulurken, göç yolu olarak nehri tercih edenler, bu kontrol noktalarında genişliği 1 metre kadar olan yüksekliklerde çamura ve yağmura maruz kalarak günlerce bekliyor. Günler süren zorlu yolculuklarından sonra Bangladeş'e ayak basan mültecileri başta Türkiye olmak üzere Katar, Kuveyt ve Pakistan'dan gelen yardım kuruluşları karşılıyor. Bazı yerlerde gönüllü doktorlarca sağlık taramasına tabi tutulan mültecilerin neredeyse tamamının hasta olduğu görülüyor. Uzun yıllardır Arakanlı Müslümanların Teknaf bölgesinde yaşadığı Kutupalong mülteci kampına girişler kontrol edilemezken, kamp alanı Balukhali, Leda, Musuny, Naikkong Chori, Ghundhom, Bander Ban ve Nhila bölgelerini içine alacak şekilde büyüdü.

MÜLTECİLER VE YEREL HALKIN TÜRKİYE SEVGİSİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan ile Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın Bangladeş'e gelerek mülteci kampını ziyaret etmesi bölge halkı ve mülteciler tarafından memnuniyetle karşılandı. Arakanlı Müslümanlar ve Bangladeş halkı Türkiye'nin bu konudaki dış politikası ve mültecilerle ilgili hassasiyeti nedeniyle kendilerini ziyaret eden Türklere yoğun ilgi gösteriyor. Söz konusu heyetin Teknaf bölgesindeki ziyaretinin ardından Türk gazetecilerin çalışmalarını daha rahat yürütmeleri sağlandı. Türk vatandaşlarının ülkeye girişlerinde de gözle görülür bir rahatlama dikkati çekerken, içinde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'nin geçtiği övgü dolu sözleri her yerde duymak mümkün.

AA

Editör: TE Bilişim