Biz millet olarak politize bir toplumuz. Yaşadığımız her olaydan siyasi rant elde eden tek milletizdir.Aslında insanımızın ülke mesellerine ilgi duyması olumlu bir gelişme.Batı ve ABD toplumuna baktığımız zaman onların bu meselelerine bakışında ki duyarsızlığı görmememiz mümkün değil.Belki de orada devletin kurumsal olması da insanları siyasetten uzak kalmasına nedendir.Biz tarihte 16 devlet kurmuşuz. Bunun 3 ü imparatorluk. Yani millet olarak hiç devletsiz kalmamışız.ancak bir İngiltere'nin,bir Almanya'nın,bir Japonya'nın devletleşme geleneğini yakalayamamışız.Hatta üç yüz sene tarihi olan ABD' nin çok ama çok ötesindeyiz.Onca devlet gelenek ve görgümüze rağmen hala yap boz la uğraşıyoruz.

 

Başımıza onca felaket gelmesine rağmen hala ne devlet ne de biz olaylardan ders çıkaramadık.

 

Merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal ABD nin Newyork şehrinde yaşadığı bir anısını şöyle anlatıyordu ''Bankaların ve finans kurumlarının yoğun olduğu bir caddeden geçerken bir finans kurumunun camında bir reklam gördüm. Reklamda diğer bankalara göre, mevduat hesabına 3 puan daha faiz vereceklerini yazmışlar . Birkaç saat sonra yine aynı caddeden dönerken,o 3 puan faiz fazla veren finans kurumu kapatılmış ve o ilanı da kaldırmışlar.Bu kadar yüksek faiz veren mutlaka batacaktır ve Halkın parasını dolandıracaktır diye de bir resmi yazı yazmışlar. ABD de 3 puanı bırakın, bir puan bile  artırdığınız zaman soruşturma geçirirsiniz'' diyordu.

 

BİR DE BİZE BAKALIM

 

Ekonomideki dar boğazı aşmak için 1980'de uygulanmaya başlanan 24 Ocak Kararları ile serbest piyasa dönemine girildi. Dönemin hükümetinde İktisadi İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olan Turgut Özal'ın öncülük ettiği bu akımla faizler serbest bırakıldı. Bu gelişme bankerler döneminin başlamasına neden oldu. Bir ara sayıları bini bulan bankerlerin en büyüğü Banker Kastelli idi. 1981'de Türkiye'deki 38 bankanın 31'i bu bankerler aracılığıyla halktan para toplar hale geldi. Yıllık enflasyon oranını dörde katlayan faiz oranları, emeklisinden, memuruna, tüccarından ev kadınına kadar halkın önemli bir kısmının varını yoğunu bankerlere yatırmasına yol açtı. Ancak denetimsiz bir ortamda toplanan yaklaşık 1.5 milyar dolarlık birikim, 1981 sonunda bankerlerin birer ikişer batmasıyla yok oldu. 1982 de merkez bankasının yeni düzenlemesi sonucunda bankerler istilası bitmiş oldu. Başbakan Yardımcısı Turgut Özal, "Banker Skandalı"nın patlak vermesi üzerine Temmuz 1982'de istifa etti.

Yine,  13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan facia.Ülkede üç gün yas ilan edildi.ocak sorumluları hakkında ceza davaları açıldı.yine siyasiler ora koştu.İnsanlar, dışarıdan gelen bu misafirlerin gövde gösterisi ve televizyonların küçük olayları bile drama haline getirip reyting peşinde koşmasından kendi acılarını bile yaşayamadılar.

 

Bugünde Ermenek ilçesindeki kömür madeninde 18 kişinin madende mahsur kalması ile kurtarma çalışmalarının sürdüğü kaza ile uğraşmaktayız.

 

 Uzmanlara göre Ermenek'te tonlarca suyla gelen facia şöyle gelişti:

 

1-Madene bitişik terk edilmiş galerilerde zamanla su ve gaz birikti

 

2-İşletme bu eski galerileri hesaba katmadan kazı yaptı

 

3-Suyun biriktiği boş galeri, işçilerin çalıştığı kottan yüksekteydi

 

4-Bir patlatma taşkını tetikledi; şişmiş bir balona iğne batırmak gibi...

 

5-Maden planlarında eski işletme görünmüyordu

 

 

 

 Düşük güvenlik seviyesi sebebiyle maden kazalarının yoğun olduğu Türkiye'de, resmi istatistiklere göre 1941'den bu yana kazalarda 3000'den fazla madenci hayatını kaybetti.

Her üç olayda bize gösteriyor ki ülkemizdeki denetimsizlik ve denetim sonucunda ortaya çıkan eksiklikler üzerinde yaptırımların caydırıcı olmaması sonucunda ortaya çıkmış ve çıkmaya devam edecektir. Siz onca insanın katline sebep olan eksikliklerinizi gidermemekte ısrar edeceksiniz sonrada bir özür yada para cezası yahut birkaç yıl hapis cezası ile kurtaracaksınız. Yok arkadaş bir dur diyen çıkmalı bu gidişe.

 

Ermenek'te ilgili ilgisiz herkes oraya koştu. Kimi yardım etmek kimi siyasi rant elde etmek, kimi haber yapıp reytingini artırmak.Hiç biri oradaki yaşanmış faciayı bize unutturmuyor.Hiçbiri oradaki kaybettiklerimizi geri getiremiyor.Ben burada bir tek samimi ve ihlaslı olarak acıyı yüreğinde tam hisseden enerji bakanı Taner Yıldız'ı gördüm.Sayın bakanı bu duyarlılığından dolayı tebrik ediyorum.

 

Sayın bakana da şunları sormak istiyorum

 

1-Ocağa girdiğinizde şaşkınlığınızı gizleyemediğiniz çalışma koşullarının son derece iptidai olan bu ocağın varlığından haberiniz var mıydı?

 

2-Ermenek ve daha başka yerlerde standardı düşük kaç tane ocak var?

 

3-Daha önce müfettişler tarafından denetlenen bu ocakta ciddi eksiklikler olmasına rağmen ocağın fiziki şartları iyileştirilinceye kadar üretimine ara vermesi, ya da ruhsatının iptal edilmesi yasa eksikliğinden mi sağlanamadı?

 

4-Siz bu ocağa facia olmadan önce gelmiş olsa idiniz burayı kapattırır mıydınız?

 

5-Türkiye'de irili ufaklı ne kadar maden ocağının olduğunu belirten ayrıntılı bir envanter bakanlığınızda mevcut mu?

 

6-Maden yasası standartlarına uymayan özel işletmeleri kapatmak yerine kamulaştırılıp, şartları iyileştirildikten sonra işçilerine işletmesi devir edilebilir mi?

 

7-Sizden önce oraya sosyal güvenlik bakanının gitmesi gerekmiyor muydu?

 

8-Ocaktaki su ve balçığın tahliyesini yapabilen ahtapot isimli itfaiye aracının yalnızca İstanbul belediyesinde olması, maden ocaklarının bulunduğu il veya yakın illerde bulunmaması bir eksiklik değimlidir?

 

Sayın bakan bu soruların cevabını samimiyetle vereceğinden ve hatta gereğini yerine getireceğinden zerre kadar şüphem yok. ancak arkadaşların bu desteği alacağı konusunda kaygılarım var.çünkü Ermenek'te ve Soma'da konu ile ilgili bakan ve diğer bölge milletvekillerinin kendini yalnız bıraktığını üzülerek görmüş bulunuyoruz.

 

Bu facialar bölgemizde, ülkemiz üzerine oynanan oyunların arasında tuz biber olmuştur. Ülkemiz büyük ve güçlüdür. Bütün bu sorunların üstesinden gelecek güce bilgiye sahiptir.Yeter ki birlik ve beraberliğimizi devam ettirip,basiretli ve sağduyulu olmamız kaydı ile.Ve bu olaylardan ders ve dersler çıkartıp acilen hayata geçirmemiz kaydı şartı ile.