Sözlükte sağlık; “vücudun ve ruhun esenlik içinde bulunması durumu” demek... Sıhhat, bedenin yanı sıra ruhun da sıkıntılardan uzak, huzur içinde zamanını geçirmesi anlamına da gelir. Sağlıklı olmak, mutlu yaşamakla eş değer bir kavramdır.

Bu haftanın sağlık haftası olmasından dolayı böyle bir konu ile ilgili yazı kaleme almak istedim. Sağlığın başı ise temizlikten geçiyor. Temizlik, hem dinimizde hem de yaşamımızda önemli bir yere sahip. Kültür ve adet olarak temizliğe dikkat çekilerek büyütülen bir milletiz. 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Temizlik imanın yarısıdır.” sözünü esas alarak titiz bir hayat sürüyoruz.

Fakat temizliğe ne kadar dikkat edilse de insanlar ömürleri boyunca sağlıkla ve huzurla yaşayamıyorlar ne yazık ki… Gerek bedensel ve kalıtımsal olarak bir hastalık ile karşılaşılıyor. Gerekse yaşanan olaylar, sıkıntı ve stresten dolayı zihinsel rahatsızlıklar meydana gelebiliyor.

Sağlığını kaybeden ve tedavi olması gereken insanların ise başvurması gereken yerler şüphesiz hastaneler.

Dârüşşifalar, ortaçağ boyunca zaman zaman ve bölgeden bölgeye değişen "Dâr- üs-sıhha" "Dâr-ül afiye", "Dâr-ür raha", "Dâr-ütTıp", "Mâristan", "Bîmâristan", "Bîmarhâne" kervansaraylarda "tâbhane" adlarıyla da adlandırılmış.

Anadolu'nun ayakta kalan en eski şifahanesi olarak Gevher Nesibe Şifahanesi biliniyor. Zamanının tıp fakültesi derecesindeki tıp medresesi ve hastanesini bir arada bulundurmasıyla dünyada ilk olma özelliğini taşıyor.

Osmanlı zamanında ilk kurulan hastane ise Yıldırım Darüşşifası. İnsana ve insan sağlığına son derece önem veren Osmanlılar, memleketin her köşesinde hizmet vermeyi kendilerine görev edinmişler. Özellikle varlıklı kişiler; paşalar, sultanlar kendi adlarına veya vakıfları adına şifa yurtları, hastaneler yaptırmışlar.  

Bu dönemde de temizliğin, sağlığın ve hastanelerin ne kadar önemli bir yapı birimi olduğunun farkına vardık. Sağlığı çok basit olan el yıkamakla sağlayabileceğimizi ve her şeyin başının temizlik olduğunu hayat bize bir kez daha öğretmiş oldu.

Sağlık olmadığı müddetçe ise; malın, mülkün, özgürlüğün hiçbir önemi yok. Şu sıralar kendimize ve sevdiklerimize bir şey olmasın diye evlerimizdeyiz. Kapılarımızın önünde arabalarımız var ama gezemiyoruz. Cebimizde paramız var ama harcayamıyoruz. Çevremizde birçok insan var fakat sarılamıyoruz.

Gerçekten de sağlık, mutlu bir yaşamın değişmez ve öncelikli özelliği...

Bu nedenle bir yakınımızdan ayrılıp giderken “Sağlıcakla kal.” ya da olumsuz bir davranışla karşılaştığımızda “Sağlık olsun, her şeyin başı sağlık.” gibi sözlerle sağlıklı olmanın her şeyden önce geldiğini vurgulamaya çalışmış olmalı bizlere atalarımız…

Bizlerin sağlığı için gece gündüz demeden çalışan, kendilerini riske atan, bir anlık olsun düşünmeyen, ailelerinden ayrı kalan tüm sağlık çalışanlarımıza minnettarız. Tüm sağlık çalışanlarımızın sağlık haftası kutlu olsun.

Bugünlerin biran önce bitmesinin ve güzel günlerin gelmesinin duasıyla… Binaenaleyh sağlıcakla kalın yazı dostlarım.