29 Ağustos 2019 tarihinde açıklanan “İhracat Ana Planı” çerçevesinde “Dış Ticaret Meslek Liselerinin” özellikle altı çizilmiş ve bu kapsamda eyleme geçileceğinin sinyalleri verilmişti. 22 Ekim 2019 tarihinde de Ticaret Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı çerçevesinde yapılan “Dış Ticareti Geliştirmeye İlişkin Eğitim İş Birliği Protokolü" ile 4 pilot ilimizde (İstanbul, İzmir, Gaziantep, Mersin) ve 4 okulumuzda süreç başlatılmış oldu.

EĞİTİMDE NELER OLACAK?

Dış ticaret meslek liseleri projesi kapsamında eğitimin içeriği ve detaylarını mevcut protokol kapsamında gazete haberlerine yansıyanlar olarak, kısaca maddeler halinde sıralarsak;

  • Alan öğretim programı ve eğitim materyalleri yabancı dil ağırlıklı olarak güncellenecek
  • Zorunlu İngilizce, ikinci yabancı dil, Çince, İspanyolca, Japonca, Portekizce, Rusça ve benzeri diller belirlenecek pilot kurumlarda uygulanmaya başlayacak.
  • Öğrenciler, işletmelerde beceri eğitimleri alacak ve staj uygulamaları gerçek hizmet ve üretim ortamında yapılacak
  • İki bakanlığın iş birliğinde hizmet içi eğitim faaliyetlerinin mevcut bilgi ve tecrübeleri kapsayacak şekilde güncellenecek
  • Mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesi için toplantı, seminer, konferans, yarışma gibi faaliyetlerin düzenlenecek
  • Öğrencilere burs ve istihdam imkân sağlanacak
  • Bu okullardan mezun olacak öğrencilere iş garantisi verilecek.

Evet planlama ve mevcut planlama kapsamda yapılan çalışmalarda ecek-acak olması oldukça normal. Ama bu ‘ecek-acak’lar gerçekten olabilir mi? Ya da ülkemizin gerçekleri ile uyuşuyor mu?

Öncelikle her iki bakanımızı özellikle dış ticaret eğitimi kapsamında vermiş oldukları gayret ve çalışmayı başlatmalarından ve bu vizyonu harekete geçirmelerinden dolayı kutluyorum. Ülkemiz açısından oldukça önemli bir vizyon çalışması olduğunun da altını tekrar çiziyorum.

ÜLKEMİZİN YENİ ÇALIŞMALARDAKİ EN BÜYÜK PROBLEMİ NEDİR?

Devletimizin bu tarz çalışmalarındaki en büyük problemi, bürokratlarımızın kendilerine gelen direktifler doğrultusunda; masa başında yaptıkları çalışmaların, gerçek hayatta da tutacağını varsaymalarıdır. Maalesef ki geçmişten günümüze en büyük problemimiz; projelerin, gerçek hayat ile uyuşmayan modellemeleridir. Bu modellerin birçoğunu da teşvik mekanizmalarından görürüz.

DETAYA GİRMEDEN ÖNCE

Bu çalışmanın temel amacını ortaya koymak gerekir. Ama öncesinde ülkemizin dış ticaret özellikle ihracat bağlamında en büyük problemi; ihracatın bölgesel olarak, eşit bir şekilde dağılmamasıdır. Bunun altını tekrar çizmek istiyorum. Şu ana kadar da bu konu hakkında ne siyasilerde, ne STK’larda, ne TİM’de bu kapsamda bir söylem olmadığını ifade etmek isterim. Eğer olmuşsa da benim eksikliğimdir. Duyan varsa da bana e mail ile ulaşabilir. Bu sayfada yayımlayabilirim. Dolayısı ile Konu maalesef ki; sadece ihracatın nicel (sayısal bağlamda) artırılması çerçevesinde yürüyor.

TEMEL EKSİKLİKLER

Çalışmanın Bölgesel Dağılımı: Öncelikle bu vizyon çalışması ülkemizin 4 bölgesindeki 4 ilden ziyade, 7 bölgesindeki 7 ilden başlamalıydı. Bu pilot çalışmaya (Doğu Anadolu-İç Anadolu-Orta Anadolu) eklenmeliydi. Sadece bu düzlemde bile Türkiye’nin ihracat problemi ve çözümünün net olarak tabi ki de bana göre tam olarak görülmediği algısı oluşturuyor.

Eğitmen Kadrosu: Ülkemizdeki akademisyen kadrosundaki en büyük eksiklik; Dış ticaret ve Uluslararası ticaret bölümlerindeki hem uygulama hem de teori bilen hoca eksikliğidir.  Hal böyle iken MEB kadrolarında dış ticareti öğretecek eğitmen kadrosu hem de Türkiye özelinde olmadığını net olarak ifade edebilirim. Peki Türkiye genelinde olmayan bu kadroyu ne kadar sürecek bir eğitim ile tamamlayabileceğiz.

İş Garantisi: Bu cümle ister üniversitelerde, isterse Dış Ticaret Meslek Liseleri için ifade edilsin problemli ve özgüveni düşük bir cümledir. Öncelikle şunun altını çizelim İşletmeler hayır kurumları değildir. Dolayısıyla rekabette günümüz koşullarında en büyük avantaj ve dezavantajın insan kaynağı olduğunu varsayarsak. Sırf bu liseden mezun oldu diye iş garantisini özel sektör için veremezsiniz. O zaman veli ya da öğrenci şu soruyu sorar. Ne kadar süreli iş garantisi; 3 ay- 6 ay- 1 yıl- 5 yıl? Hangisi?  Eğer bunun garantisini veremiyorsanız ki hiçbir yerde veremezsiniz. Böyle bir taahhütte bulunmamalısınız.

Ah İngilizce Vah İngilizce: Ülkemizin eğitimdeki en büyük problemi olan İngilizce  öğrenememe problemi,  problemlerin şahıdır desek yanlış tespitte bulunmayız. İngilizce özellikle “İhracat-İthalat” firmasında çalışan personelde olmazsa olmazıdır diyebiliriz. Ama gelin görün ki Üniversitelerin % 100 İngilizce eğitim veren bölümlerinden bile İngilizce öğrenmeden mezun olunduğu ülkemizde, zorunlu dili İngilizce olan dış ticaret meslek liselerinde bu dilin öğrenileceğini baştan varsaymak? 

Seçmeli Yabancı Dil Derslerindeki Tutarsızlık: İspanyolca- Portekizce- Japonca- Çince- Rusça dillerindeki seçmeli derslerin verilmesi. Evet ikinci bir yabancı dil desteği verilsin ama Türkiye’de Japonca bilen, Çince bilen, İspanyolca bilen öğretmen profilini ülke genelinde nasıl bulacaksın? Ülkemizin gerçekleri ile ne kadar uygun.?

VİZYON GEÇİŞKENLİĞİ

Dış ticaret eğitimi kapsamında yapılan bu vizyon çalışmasının bazı konularda gerçekçi olmamasına rağmen oldukça önemsiyorum. Burada problem yok. Fakat eğitimden bahsettiğimiz için ihracatta görece üstün oluğumuz veya olabileceğimiz bir hizmet sektöründen bahsedeceğim. Dil Eğitimi.

DİL EĞİTİMİ (HİZMET İHRACATINDA) MARKA ÜLKE OLMAK

Öncelikle bu konuyu daha öncesinde köşemde birkaç kez olsa da bahsetmiştim. Örnekler ise İngilizce dil eğitiminde marka olan ülkelerdi. Örneklerim ise; İngiltere -ABD gibi ülkelerdi. Peki, ülkemiz hangi dil eğitiminde mutlak üstünlüğe sahip.

Ülkemiz dünya ölçeğinde 3 temel dilin verilmesinde marka olabilir. Doğru bir strateji ile de marka olma yolunda sağlam bir şekilde ilerleyebilir. Bu diller; Türkçe-Arapça- Farsça dilleridir ki. Bu dillerin öğrenilmesi için ülkemizin insan kaynağı (Farsça tam emin değilim ama) fazlasıyla yeterli. Öncelikle Ticaret Bakanlığımız, Hizmet İhracat stratejisi hazırlarsa bu kapsamda en fazla sübvanse edilmesi gereken sektör olarak görmeli. Bu vesileyle altını tekrar çizdikten sonra esas konumuza geçersek.

NELER YAPILMALI?

Eğer ki Dış Ticaret Meslek Liselerini hem istihdama katkısı hem de ihracatçı firmalara nitelikli personelin temini için stratejik ve uzun vadeli bakıyorsak;

  • Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK koordinesi ile “Dış Ticaret Öğretmenliği” bölümü açılmalı. (Türkiye özelinde eğitmen kadrosunun tam tesisi için)
  • Dış Ticaret Meslek Liseleri (1 yıl İngilizce hazırlık okutulduktan sonra bölüme geçiş sağlanmalı)
  • Mezun olduktan sonra çalışma hayatı ile birlikte üniversite hayatının devam edebilmesi için 7 bölgemizdeki ilgili bölümlerde akşam programları açılmalı veya sadece bu bölümler için açık öğretimde okunmasının sağlanması için ortam oluşturulmalı
  • Bu liselerde ki eğitim sürecindeki staj süreli uzun olmalı
  • Bu liselerde okuyanlara iş garantisi yerine staj garantisi verilmeli
  • Seçmeli dillerde ise ülkemiz özeline uygun ve öğretmen tesis edebileceğin diller verilmeli. Örneğin Arapça 81 ilimiz için seçmeli dil dersinde MEB’nın eğitmen temin edeceği bir dildir. Ülkemizin tüm illerinde İmam Hatip Liselerinden Arapça hocası rahatlıkla temin edilebilir.
  • Ütopik diller ise örneğin Japonca veya Çince gibi diller, üniversitelerde verilmeli ve tüm yarıyıllarda ilgili dil dersi devam etmeli
  • Dış Ticaret Meslek Liseleri öğrencilerine Burs yerine yurtdışı pratik dil eğitimi (en az 3 ay) sağlanmalı ve devletimiz tarafından sübvanse edilmeli veya
  • Türkiye ihracatçılar Birliği (TİM) bu serece o kadar istekli ise ki kesinlikle istekliler ve vizyona sahip çıkmaktalar. O zaman, İhracatçılardan aldıkları yıllık ve nispi aidatlardan belirli bir kısmını bu öğrencilerimizin yurtdışı dil eğitimleri için devletimize, milletimize ve tabi ki de geleceğimizin garantisi olan gençlerimize katkı olarak ayırıp fonlayabilirler.

SONUÇ: Strateji gurusu Gary Hamel’in dediği gibi STRATEJİ; “neleri yapabileceğini değil, neleri yapamayacağını belirlemekle başlar.”