Dış ticaret politikalarını oluştururken çok dikkatli davranılmalı ve kurulacak bir denklemin karşısındaki eşitliğini de iyi hesaplamalı. Diğer bir ifadeyle dış ticaret olduğu gibi stratejilerin oluşturulduğu bir satranç oyunu gibidir ve işin matematiği vardır.

KORUMACIILIK POLİTİKALARI

ABD ile Çin arasında başlayan ticaret savaşları ve bu savaşların en büyük silahı olan korumacılık politikaları özellikle gümrük tarifeleri üzerinden devam etmekte iken Kovid 19 küresel salgın ile birlikte korumacılık politikaları kaldığı yerden tekrar devam etmekte. Hemen hemen tüm ülkelerde azalan ihracat ve artan dış ticaret açıklarını sonucu olarak artan gümrük vergileri ülkemizde de ithalat azaltmak ve dış dengeyi düzeltebilmek için en büyük silah olarak kullanılmakta. Maalesef ki bu silahın tüm namluları bir yönüyle ülkelerin kendilerine diğer yönüyle de küresel ticarete çevrilmekte.

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ

Ticaret savaşlarında kötü bir sınav veren DTÖ, küresel salgın ile birlikte uluslararası ticarette kural koyucu ve kuralları denetleyen bir üst kuruluş olmaktan maalesef ki çıkmış. Bunun sonucu olarak küresel ticaret, metoforik bir ifadeyle yetim ve öksüz kalmıştır.

BİZE GELİRSEK

Ülke olarak bizlerde dış ticaret politika aracı olan gümrük vergilerini artırma yoluna giderken aşamalı olarak birçok ürüne ek gümrük vergisi getirmiş bulunmaktayız. Geçen hafta içerisinde ithalatta yaklaşık 400 ürüne daha geçici olarak (Eylüle kadar) ortalama yüzde yirmi oranında ek gümrük vergisi getirildi. Tüm bu süreçlerde ülke olarak denklemi kurarken eşitliğin diğer tarafını düşündük mü? Düşündüysek iyi hesapladık mı? İşte bugünkü yazımın ana temasını bu bölüm oluşturmakta.

EŞİTLİĞİN DİĞER TARAFINA BAKALIM

Geçe hafta içerisinde bir çok uluslararası nakliyeci firma ile bu süreci değerlendirme fırsatım oldu. Bu aşamada en fazla ihracat ve ithalat yaptığımız ülke bağlamında Almanya temel analiz konumuz oldu. Ek gümrük vergilerinin gelmesiyle azalan ithalatla özellikle karayolunda Almanya’ya yapılan gönderimlerin bir çoğu Türkiye’ye boş geleceği için yaklaşık navlun maliyetleri Almanya bazında yüzde 20 ila yüzde 25 oranında artığını öğrenmiş oldum.

NAVLUN ÜCRETİ ARTINCA NE OLUR Kİ?

Uluslararası alanda rekabet unsuru olan fiyatlandırmanın, ihracatı açısından artan navlun maliyetleri ile birlikte fiyat rekabetinde sıkıntı yaşayacağı anlamına gelmekte. Yani kaş yaparken göz mü çıkarıyoruz acaba?

YANLIŞ BİR POLİTİKA MI ?

Tüm ülkelerin farklı gümrük duvarları ile ticaret üzerine engel koyduğu bir dönemde bizim ülke olarak ithalatta gümrük vergilerini artırmamız kadar doğal bir şey olamaz. Doğru olmasına doğru, yanlış değil ama sanki bir şeyleri eksik yapıyoruz

EKSİK YAPIYORUZ DERKEN?

Eşitliğin diğer tarafını hesaplamadığımız için ithalatı azaltalım derken farkına varmadan ihracatımıza ve hizmet ihracatında önemli bir yer olan uluslararası taşımacılık sektörüne darbe vuruyoruz.

EŞİTLİĞİN DİĞER TARAFINDA NE OLMASI LAZIM ?

İthalata getiriline ek vergilerle ithalatımızı azaltalım derken, navlun maliyetlerinin artmasını sağlıyorsanız ve artan navlun fiyatları, ihracat fiyatlarınızı artıyor ve rekabette olumsuz bir durum oluşturuyorsa, yapacağınız en önemli şey politika kurucu olarak eşitliğin diğer tarafına navlun teşviki getirmeniz olacaktır. Ancak böylelikle durumu eşitleyebilirsiniz.

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜNÜN KURALLARI NE OLACAK?

Sanki birisi Dünya Ticaret Örgütünün kurallarından bahsetmek istedi. Öncelikle ülke olarak Dünya Ticaret Örgütünün güçlü olduğu dönemde bile üstü kapalı olarak ihracatçıya belli destinasyonlar ve ürünler için Navlun Teşviki veren bir ülke olarak, kimsenin Dünya Ticaret Örgütünü takmadığı bir zaman da mı navlun teşvikini veremeyeceğiz.

O ZAMAN YAPILMASI GEREKEN

İthalatta bir çok ürüne getirilen ek gümrük vergileri dolaylı olarak navlun fiyatlarını artırıyorsa denklemi eşitlemek için eşitliğin karşısına navlun teşviki getireceksin. Bu iş kadar basit.

SONUÇ: Dış ticarette rekabeti ve rekabetin sonucu belirleyen, rakibin hamle yapmadan önce senin belirleyeceğin ve yapacağın hamledir. Tıpkı satrançta olduğu gibi.