Ders Çalışma Programı Hazırlarken Performansı Baz Almak – 2. Bölüm

Evet, arkadaşlar dünkü yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Eminim bir çoğunuz dünkü yazımın sonunda Türkiye derecesi yapan öğrencilerin söylemlerini “bunlar hep yalan ve uydurma şeyler” gibi algılamış olabilirsiniz. Ancak inanın bana işin gerçeği bu ve hepsi doğru ve gerçek. O öğrenci arkadaşımız gibi olan öğrenciler dediklerini yaparak en iyi üniversitelere yerleştiler. Aynı zamanda da kendilerini strese sokmadan bunu becerdiler. Çünkü günlerini planladılar ve her şeye vakit ayırabildiler yani günlük yaşantılarına devam ettiler. Böylece ne kaygı oluştu ne de stres. Çok zeki olduklarından da değil. Sadece çalışma stilini bildiklerinden, disiplinli çalıştıklarından ve performansa dayalı çalışma programlarını uyguladıklarından. 

Peki, bu program ne? 

Nasıl hazırlanır? 

Nasıl uygulanır?

İl olarak yapmamız gereken YGS'den çıkanlar için YGS'nin bittiğini ve asıl önemli olan sınavın LYS olduğunu kendilerine kabul ettirmeli ve daha son sözün söylenmediğini idrak etmeliler. Bunu başarmış olmanız gerekiyor bu güne kadar çünkü iki hafta geçti. Daha sonra arkadaşlar kendimize koyacağımız hedef şu olmalı, her gün belli bir limitte soru çözmek. Çünkü sınav kazanmanın tek mantığı budur: “Kondisyonlu olmak” Çünkü bildiğimiz en ünlü futbolcu bile haftada bir gün uzatmalarla birlikte 95 dakika sahada olur ancak kalan altı gün günde altı saat çalışır yani toplamda 2160 dakika idman yapar. Sadece 95 dakika için. Çünkü antrenmansız maça çıkılmayacağını biliyor. O halde yapmamız gereken şey şu. Kondisyonumuzu kaybetmemek ve kondisyonumuzu artırmak için her gün antrenman yapmak. Her dersten ve hedeflerimiz doğrultusunda kendimize belirleyeceğimiz limitte soru çözmek. Ki zaten YGS öncesinde bir tempoya girmiştiniz, ilk etapta tekrar eski formu yakalamak önemli. İnanın bir süre sonra o limitin üstlerine çıktığınızı ve artık ilk hedef olarak koyduğunuz soru limitini “çerez” olarak algılayacağınızı söyleyebilirim. İşte o zaman siz de göreceksiniz ki o konuşmaları yapan öğrenciler haksız değilmiş. Çünkü işiniz olduğunda da yerine getirebilecek, arkadaşın çağırdığında yanına gidebileceksin. Çünkü senin saat kısıtlaman yok. Yapman gereken tek şey o gün için kendine verdiğin limitte soru çözmelisin.

Şimdi öncelikle performansa dayalı ders çalışma programı hazırlarken temel dayanağımız şu olmalı:  Üniversite sınavlarına hazırlanan öğrenciler için ilk sınır olarak günde 170 soru ile başlamak gerekir. Her dersten sınavdaki soru sayısı kadar günlük soru çözmek. Yani matematikten 50 soru, geometriden 30 soru, edebiyattan 56 soru gibi. Eğer kendimizi buna alıştırırsak sınav günü de bize normal bir günmüş gibi gelecek. Bu program türünde soru çözmeyen öğrenciler için bu ilk ayda bizi zorlayabilir ama zaten temel hedef şu, çarkın dönüş hızını kontrol altına almak. Hızımızı artırmak. Hızlı dönen bir değirmenin öğüteceği buğdayla yavaş dönen bir değirmenin öğüteceği buğday bir miktarı bir değildir. Tabi ki de hayat standardımızın üzerine çıkmak bize zor gelebilir. İşte bu programla biz standardımızı artırmayı amaçlıyoruz.

Alt seviyeden başlayıp süreklilik sağlayarak limiti yavaş yavaş artırmayı amaçlıyoruz.  Hem bu artış bizi etkilememiş olacak hem de sınav yaklaşınca göreceğiz ki “300-400 soru” bizim günlük en az çözdüğümüz limit olmuş olacak. Bir kurbağayı içinde kaynar su olan bir kabın içine atarsanız kurbağa bunu fark eder ve hemen sıçrar. Çünkü canı yanıyordur. Ama o kurbağayı içinde soğuk su bulunan bir kabın içine atarsanız o kurbağa orada durur ve keyfine bakar. Suyun ısısını yavaş yavaş arttırırsanız kurbağa bunu fark etmez. Temel mantık bu farkında olmadan derecemizi artırmak.

Her gün her dersten soru çözersek hem zihnimiz tek düze gidip yorulmamış olacak. Hem de sınav atmosferini her gün deneyimlemiş olacağız. Emin olun ki bu şekilde ders çalışınca günlük yapmamız gereken performansı bildiğimiz için bunu istediğimiz zaman yapacağız. Gündüz dışarı çıkmamız gerekince akşam yapabileceğiz. Akşam önemli bir işimiz varsa gündüzden gelip performansımızı bitireceğiz. Hiçbir saat dersin başında oturmak gibi bir zorunluluğumuz olmayacak. Tek zorunluluğumuz günlük belirlediğimiz limitin altına düşmemek olacak. Bu programı uygulamaktaki en temel şey de “yazmak” tır. Her gün için çözdüğün soru sayısını yazmak, bunun için bir sayfa hazırlamak ve limiti doldurmadan yatmamak. Bir ay programa alıştıktan sonra artık zaten her gün limitin kat kat üzerinde soru çözdüğümüzü görmüş olacağız.

Bu şekilde her gün belli limitlerde soru çözeceğimiz için belli bir saat aralığında da çalışmış olacağız. Ders çalışma saati bizim için amaç, değil araç olmuş olacak. Amaç çok ders çalışmak değil, verimli çalışmaktır. Eğer bu şekilde bir performansa dayalı program oluşturabilirsek bunu da aşmış oluruz. Her gün kaç soru çözdüğümüzü yazmamız, kendimizi görmemiz açısından yararlı olacaktır. Her gün yatmadan kendimizle yüzleşmemizi sağlayacak ve ferah bir şekilde uyuyabileceğiz. Gerekirse evde bir büyüğünü bunun için yönetici ilan edebilirsin. İster okul rehber öğretmenine düzenli aralıklarla yazdığın soru kağıdını götürebilirsin. Emin ol daha çok zaman kazanacaksın ve yorulduğunu hissetmeden başarın artmaya başlayacak. Tek isteğim bir gün bile kendine verdiğin sınırın altına düşmemeye çalışman. 10-20 gün sonra artık düşmeyeceğini sen de görmeye başlayacaksın.

Tüm öğrencilerimize hayat boyu başarılar dilerim. Gerekeni yaptıktan sonra hem sizin içiniz rahat olacak hem de sınavlarda istediğiniz sonuçları almış olacaksınız.