Demirden  İpek Yolu

Geçtiğimiz günlerde Çin’nin Şian kentinden  kalkan yük treni  Kazakistan,Hazar Deniz’i,Azerbeycan ve Gürcistan’ı geçerek Kars’tan ülkemize geldi. Marmaray’ı geçerek Prag’a yola çıktı.

Bu normal bir tren geçişinin çok ötesinde bir gelişme.

Süveyş kanalının açılması ile önemini kaybetmeye başlayan ipek yolu, tekrar eski günlerine geri döndü.

Bu yolculuğun çok önemli yansımaları olacak elbet.

Yenigün Gazetesi’nde ilk yazım, Çumra Nereye Bağlı ?  sorusu idi. O zaman yapmış olduğum anket ve gözlemlerimde; kimi insan Siyasi kimlik olarak Konya’ya, kimi İnsan,Türkiye’ye, kimi insan kendi köyüne, beldesine bağlı diye cevap vermişti. 

Ben o zaman bir pencere açmak, farklı bir bakış açısının gelişmesine katkı yapmak için, ekonomik düşünüp ve Çumra’nın içinden geçen demiryolunu dikkate alarak  iş yaparsak Çumra’nın demir yolu ile Doğu’da Çin’e Batı’da Londra’ya bağlanabileceğini, demir yolu ve deniz taşımasını birlikte düşünürsek  bütün dünyaya bağlanabileceğini yazmıştım. 

Çünkü gelişen dünyanın en önemli  unsuru  üretilen ürünü pazara ulaştırmak, hammaddeyi kolay temin etmek ve bunları yaparken maliyeti de ihmal etmemektir.

İpek Yolu’ndan aylarca kervanlarla yapılan taşımacılık, Süveyş Kanal’ın açılması ile gemilerle birkaç ayı geçmeyecek sürelerde yapılmaya başlandı.

Günümüzde konteyner taşımacılığı ile bir ayda yapılan taşımacılık yeni demir ipekyolu ile12 güne düştü.

Üstelik bu güzergah dünya ekonomisinin gelecekteki en güçlü ağırlık merkezlerinden geçiyor. 

Uzakdoğu, Orta Asya her zamankinden daha yakın.

1993’te Kazakistan’a ihracat yaparken Tır en erken 15 günde gidiyordu. Çoğu zaman 1 ayı buluyordu. Şimdi Orta Asya 5 gün civarında.

Gelişme potansiyeli çok güçlü olan  ülkemizde bu yol pazara hızlı ulaşımın kapılarını da araladı.

7 Haziran  2014  tarihli  gazetemizde Konya Fuarı ve 35 Milyar Dolarlık Kontrat  başlıklı yazım 

bu yolun açılması ile çok daha anlamlı oldu.(http://www.konyayenigun.com/konya-fuari-ve-35-milyar-dolarlik-kontrat-makale,2402.html)

Şimdi bize düşen bu yolun hakkını vermek.  Gelişmemizi ve hedeflerimizi yeni dünya düzeninde oluşan bu stratejik avantaja göre tekrar güncellemek.

Özellikle Konya artık pazarlara daha yakın.

Asya ve Avrupa’nın logistik ve dağıtım merkezi olmaya aday.

Çok iyi organize olunabilirse Avrupa’nın her şehrine Konteyner taşımacılığında çok önemli bir avantaj. Özellikle Orta Avrupa.

Şimdi Konya Avrupa ve Asya piyasasına daha yakın. Ülkemiz de  bu piyasalarda oyun kurucu güce kavuştukça Konya  bu yönde gelişecek. Ortak akıl kullanır ve doğru  hedefler konulabilirse Konya Ülkemizin lokomotifi olabilir.

Konya’da Güzel Şeyler Oluyor başlıklı yazımla 8 Ekim 2019’da  yapılan girişimleri paylaşmıştım (http://www.konyayenigun.com/konyada-guzel-seyler-oluyor-makale,8772.html)

Şimdi çok güzel hedefler koymak ve altını doldurmamız lazım.

Klasik  iş adamlığının ötesine daha hızlı geçmek lazım.

Savunma Sanayi ile sınıf atlama hazırlığı yapan Konya , Torku ile Asya, Avrupa ve Afrika’nın gıda deposu olma yolunda ilerlemesini güçlendirmesi lazım.

Demir İpek yolu ülkemizi stratejik açıdan  çok farklı bir boyuta taşırken her ilimizin bu gelişmeden ve güçten pay alması lazım.

Sıra küresel düzeyde sonuçlar üretecek girişimlerimizde.

Küresel düzeyde firmaların Konya’ya gelmesi ve üç kıtanın dağıtım ve lojistik merkezi olma düşüncesi çok değerli ancak bizlerin de küresel düzeyde başarılarımız olmalı. Yoksa  bizleri paraya boğar. Bu bağımsızlığımızın ipotek altına alınması anlamına gelir. 

Son zamanlarda gelişen olaylardan da anladık ki;  patentini kendimizin üretmediği  ürünlerin  ipinin ucu küresel güçlerde kalıyor. Onların izni olmadan  hareket edemez hale geliyoruz.

Çok şükür çok değerli girişimlerle hızla  teknoloji alanında gelişmeler oluyor. Ama çok yeterli değil. Çünkü diğerleri de gelişiyor.Daha çok çalışmalıyız.

Ülkemizin parlayan yıldızı olabilecek Konya’nın  ülkemiz ihracatındaki payı  2 milyar dolar civarı bu ihracat rakamı ile beklenenin çok altında kalıyor.

Demir İpek yolu ile özellikle Türk dünyası potansiyeli   iyi değerlendirilmeli.

Çinli şirketlerle  Batıya açılınabileceği   gibi i Batılı şirketlerle de Uzakdoğu, Orta Asya, Orta doğu ve Afrika için ortak girişimler oluşturulabilir. 

Baştan kaliteli insan kaynakları olmak üzere, yeni teknolojiler ve yarının trendlerini dikkatli okumalıyız.

Dünya 5 G’ye yeni geçerken Çin 6 G için çalışmaya başladı.

Yarının teknolojilerine kafa yormak ,bizi asıl stratejik güç yapacak katma değeri yüksek üretime ulaşmanın kapısını aralayacak.

Ben bildiğim yoldan şaşmam, göç giderken düzülür gibi düşünüyorsak o zaman kopyacılığa devam. Taklide devam.
Demir ipek yolu belki  bu ürünlerin kapısını da açtı amma bu Trenin Lokomotifi biz olmalıyız.