Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)'nün 15 Temmuz darbe girişiminin şokunu Türk Milleti henüz atlatmış değil. 

Atlatamadığı geçtiğimiz gece görüldü. 

Konya genelinde elektriklerin kısa süreliğine gitmesinin ardından; 

Millet sokağa döküldü. 

Sosyal medya hesaplarından "darbe girişimine karşı uyanık olun" mesajları atıldı. 

Arabasına binen askeri kışlaların önüne akın etti.

Valiliğin önüne toplanıldı.

Kornalarla şehir turu yapıldı...

Valilik önünde toplanın halk, elektrik kesintisiyle ilgili Valilikten resmi bir açıklama bekledi. 

Açıklama gelmeyince sosyal medyadan 'Vali Yakup Canbolat, neredesin?' paylaşımları yapıldı.

Vatandaşı rahatlatan ise AK Parti Konya Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu oldu. 

Twitter hesabından;

"MEDAŞ Genel Müdürü ile görüştüm. TEİAŞ yetkilileri ile görüşmüş. T4 besleme merkezinde arıza olmuş. Elektrik vermek için çalışıyorlarmış."

"Bazı yerlere verilmeye başlandı. Yavaş yavaş diğerlerine de verileceği söylendi. Vali Bey'in de bilgisi var... Rahat olun İnşallah. Hayırlı geceler/Hayırlı sabahlar."

Yapmış olduğu açıklamalar vatandaşı rahatlattı. Ardından Sayın Vali Yakup Canbolat ve MEDAŞ'tan gelen açıklamalar da rahat bir nefes aldırdı. 

İşin ilginç yanı 'Rahat olun' açıklamalarına rağmen tedbir amaçlı vatandaşın evine gitmemesi oldu. 

Her türlü darbe girişimine, sabotaja, hainliğe karşı ayaktayız mesajı veren, terlikle, pijamasıyla Valiliğin önüne koşan halk sabah namazını Kapu Camii'nde kıldıktan sonra işine, evine gitti. 

Sayın Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu ile de görüştüm. Sabah 08.30'a kadar uyumamış, vatandaşla birlikte sabah namazına katılmış, valilik önündeki kalabalığı sakinleştirmiş...

İktidar milletvekili olarak olaya anında müdahale etmesi ve Sayın Vali Yakup Canbolat'tan açıklama yapmasını istemesi, vatandaşı rahatlatması yerinde olmuştur, takdir görmüştür...

Neyse ki korkulan olmadı, ana trafolardan birinde yaşanan arızanın tetiklemesi sonucu kısa süreli bir elektrik kesintisi yaşandı, hayat normale döndü.

Ama şurası var ki bu millet; büyük millet. Büyüklüğünü bir kez daha gösterdi. Darbecilere, hainlere vatanı bırakmayız, her daim tetikteyiz mesajı verildi. "Demokrasi nöbetleri sonrası millet evine, işine gücüne çekildi" diyenlere karşı "milli irade uyumuyor, işte ayaktayız" denildi. 

Burası gerçekten gurur duyacağımız bir tablo. "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır" anlayışı benliğimiz de var. Haç ve hilalin kavgasında birlikteliğimiz var olsun, Türkiye güçlü, ordusu güçlü olsun, fetih ruhu bitmesin, milli duygularımız sönmesin ki Türk Bayrağı hep dalgalansın, ezan sesi hep duyulsun... 

Tabii bunun yanında olayın sıcağıyla, heyecanıyla yanlışlar da yaşandı. Bir takım insanlar sapla samanı karıştırmaktan geri durmadı. 

Araçlarıyla askeri kışlaların önüne kapatanlar, "İşte hainlere en güzel cevap" paylaşımını yaptı! Şurası kesindir ki Türk Silahlı Kuvvetleri hain değildir. TSK içindeki bir takım kendini bilmez zihniyet haindir ki varlığıyla şeref duyduğumuz binlerce yıllık geçmişi bulunan ordumuz hainleri de temizlemektedir. 15 Temmuz'daki FETÖ'cülerle darbeye karşı gelen ordumuzu karıştırmayalım. 

Dikkatli olalım çünkü; 15 Temmuz'dan sonra ordu düşmanları da baş gösterdi. FETÖ'cü olmadıkları halde Türkiye'de ordunun varlığından rahatsız olan, ordu düşmanı bir kesim var. Bu kesim daha ilk günden itibaren asker düşmanlığı yaptı ve yapıyor. Fakat bu ahmaklar şunun farkında olsun; ordu-millet geleneğimizi ne FETÖ, ne Siyonistler ne de sizin gibi asker düşmanları bozabilir. 

Türk-İslam dünyasının son ordusu; TSK, milletinden aldığı güçle nice fetihlere koşacak. Millet olarak bunun farkında olalım, orduyu topyekun hain, terörist, darbeci gösterenlere gereken cevabı verelim...

Daha önce de belirttim; "Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" bizim için öncelikli olmalıdır. Ordumuz güçlü olmasa, Türkiye güçlü olmasa Suriye'ye girebilir miydik? Ordu bizim ordumuzdur, hainler ise Vatikan'ın, Amerika'nın, İsrail'in piyonudur, ruhunu şeytana satmış mahlukatlardır...

Darbe girişimine karşı artık bağışıklık, refleks kazanmış durumundayız. Tabii bunda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Tehlike devam ediyor", Sayın Başbakan Binali Yıldırım'ın "Tedbiri elden bırakmamalıyız" açıklamaları, "Türkiye'yi elektriksiz bırakmak için trafolara saldırabilirler" iddiaları da etkili oldu.

Dolayısıyla vatandaş açısından yapılan doğrudur, birileri olayın içeriği belli olmadan sokağa çıkmayı doğru bulmasa da herhangi bir girişimde zamanın önemli olduğunu da unutmamak gerekir. 

Vatan sevgisi noktasında bu refleksimiz her zaman devam eder inşallah...