Sağlık alanında atılan dev adımlarla birlikte insanların hastane, doktor, hastalık, hemşire, hasta bakıcı gibi kavramlara bakış açısı değişti. Zihinlerde uzun yılların birikimi sonucu oluşan algılar yıkıldı. 

Hastanelerin gidilip gelinebilir yerler olduğu algısı oluşturuldu. 

SGK'daki düzenlemeler ve hastanelerin altyapısının iyileştirilmesi hastanelere ilişkin itici algılar kırılıverdi. 

Şimdilerde yeni hastaneler de yükseliyor. Belli başlı bölümlerde ön plana çıkıyoruz. İnsan sağlığı için yapılan yatırımlar ardı ardına geliyor. 

2016 yılı Kamu Yatırımları'nda Konya'nın aldığı paya baktığımız zaman merkezi idareden Konya'ya sağlık yatırımları için azımsanmayacak bir bütçenin ayrıldığını da görebiliyoruz. 

Numune Hastanesi'nin inşaatının tamamlanması için harcanacak bu bütçe. 

Numune Hastanesi demişken, adını bölgede bulunan çok sayıdaki hastaneden alan Hastane Caddesi'ndeki trafik ve otopark sorununa halen bir çözüm bulunabilmiş değil. 

Hastanelerin etrafında aracınızı park edecek bir yer bulamıyorsunuz. Bırakın park etmeyi aracınızla geçerken bile zorlanıyorsunuz. 

Bölge artık şunu haykırıyor, “Ben artık kapasitemi doldurdum. Bu trafik yükünü ve park ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede değilim. Beni artık bertaraf ya da ıslah etmek gerekiyor. Anlayın şunu artık. Ne bu yol bu araç trafiğinin yükünü; ne de mevcut parklar ihtiyaç duyulan araç park alanını karşılayabilecek düzeyde.”

Özel Büyükşehir Hastanesi burada; Özel Selçuklu Hastanesi burada; Konya Numune Hastanesi'nin semt polikliğini burada; Konya Numune Hastanesi'nin yükselen yeni binası burada...

Bakın sağlıkla ilgili kurumların ismini bir nefeste güçlükle sayabildik. Burada bir hastane yoğunluğu; buna bağlı olarak da hasta ve trafik yoğunluğu söz konusu. 

Peki bu girilmez, girilse de çıkılmaz olan yola ilişkin sorunun çözümü ne?

Yeni bir yol açamayız, Numune'yi o kadar yatırım yapmışken başka bir yere yeniden inşa edemeyiz...

***

Mevlana Üniversitesi'nin İstanbul Yolu üzerinde yapımına başladığı ve belli bir mesafeye kadar da getirdiği Mevlana Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi inşaatına gözüm ilişiyor bunları düşünürken. 

Herkesin gözünün önünde olduğu için görmezden gelinen kocaman bir bina var burada. 

Uzun bir süredir de boş duruyor. Zamanında belli gerekçelerle büyük cezalar aldı bu bina. Sonrasındaki süreçte de yarım kaldı. Sağlıklı bir şekilde bitirilerek hizmete sunulamadı. 

Paralel olaylarının da patlak vermesi ile birlikte milyonlarca liranın gömüldüğü bina ortada atıl kaldı. 

Bu binanın akıbetinin ne olacağı belli değil. 

Aslında bir şekilde kaybedilenleri yeniden kazanmak mümkün.

Yine bu noktada aklıma gelen ilk şey, yukarıda bahsettiğim Hastane Caddesi'nde bulunan özel hastanelerin buraya talip olması. 

Elimizin altında hazır bir hastane binası var. Bu binayı çürümeye terk etmek yerine işlevsel bir şekilde kullanabiliriz. 

Gerekli şartlar sağlanıp, devri alınıp, eksikleri tamamlanarak kamuya hizmet eden bir hastane binası haline getirilmesi pek de fena bir fikir değilmiş gibi geldi bana.

Hiç değilse hem milli serveti heba etmemiş oluruz. Hem de Hastane Caddesi'nin yükünü de biraz daha azaltmış oluruz.