Dr. Ömer Yıldırım Bey anlatıyor:

Adana'dayım, Yürürken bir ses geldi, “Çumra bunlar, gel vatandaş, Çumra bunlar.”

Adana'da başıma sıcak geçti galiba dedim ama sesin geldiği yöne de baktım: Bir kavuncu! Kavunlarını ÇUMRA diye satıyor.

Kıymetli okuyucular, bu ilginç hadiseyi nakletmemizin sebebi piyasaya giren “ÇUMRA ŞEKER'İN BALIĞI TİLAPİA GELDİ” duyurularını görmemizdir.

Çumra Şeker başarılarına bir halka daha ekleyip, üretim çeşitlerine kırmızı etten sonra BALIK etini de dahil etti.

Emeği geçen herkese can-ı gönülden teşekkürler.

Tatlısu Levreği diye tanınan ve sıcak sularda yetişebildiği için fabrikanın atık su havuzlarında üretilen TİLAPİA balıklarının başta ILGIN Kaplıcaları olmak üzere şehrimize ve ülkemize bir MODEL olacağına inanıyoruz.

Bu başarılı gelişmeye İSİM vermenin tam sırası. 

Yerli bir isim bekliyoruz. 

ÇUMRA BALIĞI da olabilir, bir başka YERLİ isim de!

Yolun başındayız, TİLAPİA'yı heceletmenin hiçbir faydası yok. Tanımlayan kazanır.

İnsanımız yıllar önce BUZDOLABI dedi ve isim yerleşti.

Türk Dil Kurumu yıllar sonra “SOĞUTUCU” dedi ve PROFİLO sürekli “soğutucu” kelimesini kullandı ama ne fayda?

Şimdi ne Profilo var ne soğutucu!

İnsanımızın sezgisinden, ferasetinden çıkan BUZDOLABI her köşede!

İsimlendirme konusunda davranan kazanır.

Birkaç örnek vermeye çalışalım:

Geçen asırda, Orta Asya'ya giden bir Alman, bizim “TATAR BİFTEĞİ”ni görür, beğenir ve Almanya'da HAMBURGER diye tanıtır.

Hamburger yani Hamburg'a ait.

Şimdi Konyamızda “Tatar Bifteği” bulamazsınız ama çeşit çeşit Hamburger her köşede vardır.

Prof. Dr. İskender ÖKSÜZ Hoca “Türk'üm Özür Dilerim” isimli muhteşem eserinde “ŞAVARMA” yemeğini şöyle anlatır:

Bizim ÇEVİRME'yi Araplar kendi aksanları ile “ŞAVARMA” olarak telaffuz ederek benimserler. Uzun yıllar sonra tekrar doğduğu topraklara gelirken nedense ŞAVARMA olarak gelir ve yerleşir. Türk'üm Özür Dilerim.

Kıymetli okuyucular, bağışlayınız lütfen ŞAMPANYA dedikleri Fransa'da bağlık bir bölgenin adıdır.

Champagne bölgesinin üzümlerinden üretilen “ŞAMPANYA” neredeyse ülkesi FRANSA'dan meşhur hale gelmiştir.

Konuya dönecek olursak;

Ovada balık yetiştirilmiştir,. Ortada büyük bir başarı vardır ve isim vermenin tam sırasıdır.

Dede Korkut kahramanlıktan yani başarıdan sonra AD verir ve dua ederdi. “Adını ben verdim, Yaşını Allah versin” 

Şimdi vakit ovamızın, Çumramızın ve Torku'muzun balıklarına isim verme vaktidir. 

TİLAPİA'yı heceletmek istemiyoruz.

Doğal olarak bizden bir kelime bekliyoruz.

Aranırsa bulunur. Bulanlar arayanlardır.

Bitirirken;

Yatırımlarına KANGAL'dan sonra SOMA'yı ilave eden Konya Şekeri artık ŞİŞE CAM gibi yurt dışında 13 ülkede fabrikası olan KÜRESEL bir yatırımcı olacağı günler yakındır diye tahmin ediyoruz.

Hacıveyiszade Filmi

Konya Şeker'in 1953 yılındaki temel atma duasının Hacıveyiszade Mustafa KURUCU tarafından gerçekleştirilişi unutulmaz bir siyah beyaz fotoğraf karesidir.

Şimdi yıl 2015

Şeker Fabrikasından Devlet Hastanesine, Okullardan Kurslara ve talebe yurtlarına hayırlı işlerin KURUCU'su Mustafa KURUCU Hocaefendi 55 yıldır bu dünyada yok. 

Bu gayretli insanın hayatını yeni nesillere SİNEMA diliyle anlatmak bir ihtiyaçtır.

Fabrikalar Kurucusu Recep KONUK Beyden hayırlar kurucusu Mustafa KURUCU Hocanın hayatını SİNEMA FİLMİ olarak armağan etmesini bekliyoruz.