Bugünden planlanması zaruri iki husus var.

1-Su

2-Gıda

Bu iki temel ihtiyacın ölçülü kullanılması gerekiyor. Özellikle CORONOVİRÜS’ün  azgınlaştığı bu günlerde su ve gıda tüketiminin vahşice tüketildiğini sorumsuzca israf edildiği görülmektedir.

Nisan ayı, tarımda en önemli aydır.Sebze fidelerinin dikildiği bu dönemde kendimizi CORONO,ya teslim etmiş durumdayız.Ülkece korku tüneline girmiş gibiyiz.Herkes birbirinden cüzamlıdan kaçar gibi kaçmaktadır.İnsanoğlunun en büyük korkusu ölüm korkusudur.Bu nedenle küreselci elin, üretimi olan bir virüsün tehdidi  ile insanlar evlerine kapanmak zorunda kalmıştır.

Ekonominin çarkları durma noktasına gelmiştir.Bu ayda patatesi,domates,fasulye,biber,soğan,patlıcan,nohut,mercimek,bakla,bamyayı…… Ekmez isek yarın soframıza koyacak yemek bulamayacağımız günler kapıdadır.

Bu iş, bankaların faizleri düşürdük, öteledik gibi argümanları önümüze sermiş olması  tükürükle duvar yapmak gibi bir şey. Üretimin durduğu ülkede verdiğiniz kredilerin geri döneceğini düşünmek safdillik olur. Dünyalar kadar paranızın olması size fayda sağlamaz. Dağlarınızın, taşlarınızın altın olması yokluk ve kıtlıkta size imtiyaz sağlamayacağını bilmeniz gerekmektir.

Adamın biri odanın birini çelikten kasaya çevirip içini altın ve paralarla doldurur.Arada birde kontrole gidermiş.Yine kontrol ettiği bir zamanda kasanın kapısı  kapanır.Adam içeride çaresiz kurtarılmayı bekler lakin nafile.Adam aç susuz içeride çaresiz ölümü bekler.Tırnağının biri söker ve kanı ile duvara “Dünyanın en zengin adamı açlıktan ölüyor” diye yazar…

İnsanı yaşatmanın en temel kuralı su ve gıdadır. Sonrası ayrıntıdır.

2nci Dünya harbinden sonra insanlık en büyük varoluş mücadelesini vermektedir.

CORONO sonrası su ve gıda savaşları başlayabilir. Kıt olan temiz ve tatlı su kaynaklarının virüs belası yüzünden kirletilerek israf edilmektedir. Deterjanlar ve kimyasallarla hayat dediğimiz suyun dibine kezzap dökmekteyiz.

Eski Bakan ve DSİ Genel müdürü  Veysel  Eroğlu beyin "Gelecekte su kıtlığı olacak. Önümüzdeki dönemde doğal felaketler artacak.
Şehirler arasında su savaşları çıkabilir... İnsanlar diğer şehirlere ve ülkelere giden su borularını kesme durumunda kalabilir'' demişti.. dediğini hatırlarsak Ogünlerin bugünler olduğunu bilmek için keramet sahibi olmamız gerekmiyor. Elimizdeki su kaynaklarını tasarruf etmemiz gerekliliği insanlık için zarurettir.

Bugün AB ülkeleri birbirlerine yardım etmeyi bırakın, dışarıdan gelen yardımları birbirlerinden çalmaktadır.Bugün AB’nin en güçlüleri bir maskeyi birbirlerinden çalarken yarın gıda ve su stokları eridiğinde ne yapar? Gücü yeten yetene,

Bu hal ileride kendi içinde de savaşa dönüşecek. Dünyada enerji kaynaklarını ellerinde bulunduranlar da bunun farkına vardılar. Suyun petrolden daha  değerli  olduğunu  öğrendiler.

Hayatı  zorlaştırmayalım. Herkes işine gücüne bakmalı.Sanayi ve ticaret birbiri ile bağlantılı olarak rutine dönmeli,Televizyonlar korku tüneline soktukları insanımızı gerçek hayata döndürmek için çaba sarf etmeli.

Son günlerde kaostan nemalanmayı uman muhalefet,sürekli sokağa çıkma yasağından bahsederek insanlara korku ve baskı politikası yapmaktadır.Diyelim ki insanları eve kapattınız.Kaç gün yasak koyacaksınız.bir ay mı,iki,üç…kaç ay? Hangi ekonomi buna ne kadar dayanacak?

Üretimin olmadığı yerde insanların ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaksınız?İnsanlara odalar dolu paralar verseniz musluklarınızdan su akmıyorsa,raflarınızda ekmek yoksa neye yarar.

Diğer ülkeler bir virüsle uğraşıyor biz ise terör,Corono ve CHP… Birde CHP’nin eteğine tutunmuş irili ufaklı eski ve yeni muhalefet ile uğraşıyoruz.

Daha öncede dediğim gibi, CHP; içimize,200 yıl önce atılmış ve yedi ATOM bombasının yaptığı tahribattan, daha fazla tahrip etmektedirler.

Jöntürkler+İttihatçılar+CHP….CHP ve türevlerinin din denilince kimyasının bozulduğu öteden beri bilinir.Virüs münasebeti ile, dini ve dindarları hedef göstermekte pervasız davranmaktadır.Umreden dönen vatandaşlarımızı hedef tahtasına oturtarak kara propaganda yapmaktadır.Halbuki gerçek onların dediği gibi değil.Yurt dışından gelenlerdeki bulaş sayısı umreden gelenler toplam sayının %16 olurken Avrupa’dan gelenler %84 oluyor.Sonuçta her ikisi de bizim vatandaşımız.Bu ayırımı yapan ya art niyetlidir yada art niyetin ötesidir.

Otomatiğe bağlanmış, iyi ne yaparsan yap, muhalefet.6 oku savunsanız ona da muhalefet eder.

Yahu, insan bir kere olsun halkının lehine karar almaz mı?

“Ba’del Harab-ül Basra” Ülke talan olduktan sonra iktidar olsan ne olur, olmasan ne olur?

Bu sefer, iktidar hırsından,ihtiras ve hevesinden vazgeçip halkının yanında ol!

Senin halkın partisi olman için bir fırsat.

Buna gerçekten çok ihtiyacımız var.

Herkesin aklını başına alması gerekmektedir.

Bizden istenen şey;

1-Ellerimizi sık sık sabunla yıkamak,

2-Selamlaşmayı dilimizle yapıp,kalbimizle kucaklaşmak,

3-Mesafemizi koruyup teması önlemek..

Hepsi bu!

Bunu öğrendiğimiz an, yetkililerimizde işimize gücümüze bakmamızı isteyecektir. Benim gibi emeklilerde biraz daha ortalıkta gözükmeye devam edeceklerdir.

Allah bize Dicle,Fırat,Yeşilırmak,Kızılırmak,Seyhan,Ceyhan,Göksu,menderes,Gediz…..gibi suyu eksilmeyen hayatı bahşetmiş ,Bu nimetlere sımsıkı sarılıp geleceğe umutla ve inançla yürümeliyiz.

Toprağımızı işleyelim,fabrikalarımızın çarklarının çalışmasını sağlayalım,ticaretimizi canlandıralım.Gelecekte çocuklarımıza yaşanabilir,BÜYÜK TÜRKİYE  mirası bırakalım.