Alkol ve uyuşturucu kullanımı artık liselerde yaygın hale gelmiş durumda. Özellikle lise diyorum çünkü sınıflandırdığımız takdirde bu illete düşkünlük oldukça alt seviyelere inmeye başladı. Yapılan araştırmalarda ise gençlerin yüzde 79’u kendilerini rahat ve iyi hissettikleri için, yüzde 67’si yaşadığı çeşitli problemlerden uzaklaşmak için, yüzde 66’sı arkadaş çevresi yüzünden, yüzde 47’si ise yapacak daha iyi bir işinin olmamasından kaynaklı uyuşturucu ve alkol kullanıyor. Bu konu üzerine ilginç araştırmalar var. Örneğin Facebook’ta vakit geçiren gençlerde, alkol ve uyuşturucu kullanımı daha yüksek seviyelerde. Nedeni ise yakın arkadaşlarını değil, sosyal medyada ki arkadaşlarının davranışlarını kendileriyle kıyaslamalarından dolayı. Akranlarının partilerde alkol veya uyuşturucu tüketirken çekilen görüntülerini ve ne kadar eğlendiklerini görünce, madde bağımlılığının normal ve kabul edilebilir bir aktivite olduğunu düşünüyorlar. Dikkat çeken bir diğer araştırma ise bazı uyuşturucu maddelerinin sigara ve alkolden daha az zararlı olduğu düşüncesi. Seçilen o ürünler denenmesi açısından uygun görülüyor ve nihayetinde karşılaşıldığında tüketilmesi adına bir zarar görmüyorlar. Bununla birlikte sosyal medya üzerinden başkalarının deneyimlerine de önem veren gençler, kendisinin ilgisini çekeceğini her türlü aktiviteyi denemekten çekinmiyorlar. 

Tüm bunlar yaşanırken ailelerin bu konuya duyduğu önlem noktasında ki hassasiyetlerde bulunmakta. Özellikle tanıdığım tüm anne ve babalar çocuklarının çalışma becerilerini, müzikal yeteneğini, ilgi alanlarını geliştirmek için muazzam bir çaba içerisindeler. Tabi bunun yanında aile yaşantısı yüzünden depresif ruh hali içerisinde ilaç kullanmaya başlayan çocuk sayısı da oldukça artmış gözüküyor. Burada ki önemli çizgide çocuğa seçenek sunmak ile baskı yapmak arasında ki çizginin artık yok olmasından kaynaklı. Kendi çocukluğumuz ve şimdi ki çocukluk arasında kesinlikle büyük fark var. En azından bizim çocukluğumuz kuşkusuzdu. Ancak bugünün çocukları, çocukluklarını bile yaşayamıyorlar. Başarı isteme baskısı ne yazık ki 3 yaşından itibaren başlıyor. Hakeza bizim hayatımız sokakta top peşinde koşturarak geçti, şimdikilerin ise bilgisayar önlerinde.

Sevgili gençler, sizlere nasihat vermek ve sonucunda bunun geri tepen bir unsur olduğunu görmek hakikatten zor bir durum. O yüzden birkaç sözle geçiştirme yapmak istemiyorum. İradenize güvenin. Bir iki taneden bir şey olmaz diyerek kendinizi kandırmayın. Beyinleriniz bunu birkaç kez içtim bir şey olmaz diyerek algılamıyor. Tam tersine zevk aldığı için büyük bir tolerans arttırarak daha fazla tahrik ediyor. Yani her kullandığınız ihtiyacınız bir tık daha artıyor. Bunun için de dediğim gibi sadece zevk almanız yeterli. Ne yazık ki bu bağımlılıklar böyle başlar; iradelere güven tamdır ama ne yazık ki bu yanılgıdır. Bununla birlikte insan alışkanlığı kazandığı zaman bunun farkına bile varmaz. Hatta kabul etmek bile istemez. Ancak beynin tolerans kazandığı bir şeyi durdurmak çok ama çok zordur. Yani genç yaşınızda beyninizin nasıl reaksiyon göstereceğini bilemezsiniz ve kontrol edemezsiniz. Bu ilettin bir keresi ile on keresi arasında fark yoktur.