Yazısız tarih bilindiği gibi sözlü anlatılarla şekillenmektedir.  İlk önceleri hem batıda hem de doğuda anlatı geleneği hâkim idi. Hikâyeler, masallar, destanlar anlatan büyükler (kocalar)ve anlatıcılar, dinleyici kitlesi arasında yetişkin çocuk ayrımı yapmıyor; çocuklar dinlediklerinden kendileri için anlamlı bulduklarını alıyorlardı. (ya da anladıklarını)

Yazılı hayata geçişte ilk basılan kitaplar yine o sözünü ettiğimiz anlatıların derlenmesiyle oluşuyor; pek tabii ki yine büyüklere. Çocuk Edebiyatının ilk örnekleri diyebileceğimiz yayınlar ise İngiltere’de İncil kaynaklı kitaplarla başlıyor. Bu kitaplar hem kuralcı hem de anlattığı çoğu hikâyenin sonu ölümle bittiğinden çocuklar için pek uygun görülmüyor. Çocuklar günümüzde olduğu gibi -ne hikmetse- bir türlü büyütemediğimiz! Türden değil. Çok küçük yaşlarda sorumluluk alıyorlar; aralarında ev, tarla işleriyle uğraşan, çalışıp para kazanan hatta hayvan boğazlayanları bile var. (Buradan gaddar olduğum ve çocuk işçiliğini desteklediğim sonucunu çıkarma sayın okuyucu)

Neyse efendim sanat dünyasının hemen her alanda babaları! Barındıran Fransa’da gelenek yine bozulmuyor ve Charles Pearault 14. Lui döneminde çocuk kitaplarının babası olarak adından söz ettiriyor. İşte bu zat-ı muhterem halk ağzında dolaşan masalları toplayıp, kısaltarak çocuklar için 1697 yılında bir kitap yayımlıyor. Şimdi sıkı durun zira çoğumuzun ezbere bildiği Kül Kedisi, Parmak Çocuk, Mavi Sakal, Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi, Uyuyan Güzel gibi masallar bu kitapta yer alıyor. Böylelikle Fransız çocukların dünyada ilk kez kendilerine ait bir kitapları oluyor. Bu yöntemi Almanya’da Grimm Kardeşler izliyor ve derledikleri masalları küçük okurların hizmetine sunuyor. Bizde ilk masal ve halk hikâyelerini derleyen ve ayrıca kendi de masallar yazan “Masalcı Baba” lakaplı Eflatun Cem Güneydir.  "Açıl Sofram Açıl" ve "Dede Korkut Masalları" ile çeşitli ödüller almıştır.

Ülkemizde çocuk edebiyatı başlarda çevirilerle ilerliyor. Batıya açılan Türk aydını başta Fransa olmak üzere farklı milletlerden masal, öykü ve fabl tarzında kitaplar çeviriyor. Bu alanda az da olsa yerli eserler veren aydınlarımızı anmadan geçemeyiz. Bunlar arasında Recaizade Ekrem ve Muallim Naci sırasıyla "Tefekkür" ve "Ömer'in Çocukluğu" isimli özgün eserleri çocuklar için kaleme almışlardır. Ayrıca Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Tevfik Fikret, Peyami Safa ve Kemalettin Tuğcu gibi isimler bu işin ciddiyetine vakıf olarak güzide eserler vücuda getirmişlerdir.  Can Göknil, “Kirpi Masalı” adlı kitabıyla Türkiye’de ilk resimli çocuk kitabını yayımlamıştır. O zamana kadar çocukların görüp görebileceği tek resimli kitap” Ayşegül” ve “Ayşecik” serisi idi.

Günümüzde çocuk kitaplarında deyim yerindeyse bir patlama yaşanmaktadır. Her yıl yığınla kitap, pek çoğu da seriler halinde basılarak yayım hayatına kazandırılıyor. Bunun yanında anne babalara ve eğitimcilere çok iş düşüyor. Seçerek ve önemseyerek alacağınız kitaplar küçük beyinlerin geleceğini olumlu yönde etkileyecek ve gelişimine katkı sağlayacaktır. Kanaatimce dikkat edilmesi gereken en önemli husus alacağınız kitabın dili olmalıdır. Güzel dilimizde meydana getirilen büyük erozyon ne yazık ki kitapların dünyasına da sıçratılmış ve dildeki yozlaşma alttan alta etkisini kitaplar yoluyla da sürdürmektedir. 

Unutmayalım ki dilini iyi bilmeyen ve ona sahip çıkmayan nesiller dağılmaya ve kaybolmaya namzettirler. Bu hususun ciddiyeti kavratılmazsa birbirini anlamayan ve sağlıklı iletişim kuramayan insan topluluğu köksüz, dalsız bir yaprak misali rüzgârın savurduğu yöne gidecek, kimliğini, kişiliğini unutacak ve öz değerlerinden bihaber vatansız ve yarınsız bir topluluk haline gelecektir.