1939’da Bitlis milletvekili Süreyya Örge Evren feryad ediyor ve diyor ki, “Arkadaşlar, benim bir çocuğum Adana ilk mektebinde okudu. Hendese okudu. Hattı hat diye bildi. Hattın çeşitlerini öğrendi. Mesela “hatt-ı münkesir” ve “hatt-ı müstakim” diye öğrendi. Orta tahsile Ankara’da başladı. Burada “çizgi” dediler. Çizgi çeşitlerini “doğru çizgi” ve “kırık çizgi” şeklinde öğrettiler”.
1939 yılında feryad eden baba haksız mı?
Bugün farklı mı?
Mesela bendeniz ilk okula giden kızıma Türkçe dersinden yardımcı olmak istiyorum. Kitabında “tümleç” diyor. Ne demek bu “tümleç” diye soruyorum. O bana bakıyor ben de ona….
Metnin siyak ve sibakından anlıyorum ki, “tümleç” lafıyla, “cümle” kast ediliyor.
Öyleyse sormak lazım gelmez mi, niye “cümle” yerine “tümleç” kelimesini kullanıyorsunuz?
1930’lu ve 1940’lı yıllarda tavan yapmış olan Türkçemizin tahrip edilmesi ameliyesi günümüzde berdevamdır.
Yapmayın efendiler ayıptır, günahtır.
Bu lisan hepimizin.
Lügat:
Hendese: Matematik
Mektep: Okul
Hat: çizgi
Hatt-ı münkesir: kırık çizgi
Hatt-ı müstakim: doğru çizgi
Siyak ve sibak: cümlenin gelişi
Ameliyesi: işlemi
Berdevam: devam ediyor
Lisan: dil