Güneş ışınları bizim için bir hayat kaynağı olmakla birlikte tümüyle zararsız da değildir. O kadar ki yaz dönemi güneşin bu zararlı etkilerinden korunmak için bir daha dikkatli olunması gereken bir zamandır. 

Normal şartlarda güneşin zararlı ışınları, adını sık duyduğumuz “ozon” tabakası tarafından büyük oranda süzülmektedir, ancak son yıllarda haberlerden de bildiğimiz gibi bu tabakanın incelmesi nedeniyle güneşin zararlı etkileri dünyamıza daha çok ulaşmaktadır.
Özellikle yaz döneminde güneşin daha dik açıyla gelmesi  bu zararlı etkileri artırmaktadır.  Tatil düşüncesiyle denize girme ve güneşlenme nedeniyle cildimiz daha çok güneş ışınına maruz kalmakta ve bazen önlenmesi zor etkiler oluşturmaktadır.

Fitzpatrick isimli bilimadamı tarafından tanımlanan ve kendi adıyla anılan cilt tipleri sınıflaması ile güneşin kişilerin cildi üzerine etkileri daha iyi anlaşılmıştır. Buna göre insanların cilt tipleri 6 sınıfa ayırılmıştır. Tip 1 beyaz cilt rengi olanlardır ve güneşe maruz kaldıklarında bronzlaşmazlar. Güneşe en hassas olan ciltler bu kişilere aittir ve en yoğun korunma bu kişiler için gereklidir. Güneşe maruz kaldıklarında hemen kısa sürede siyah lekelenmeler oluşur. Tip 6 ise en koyu cilt rengine sahip olan kişilerdir. Zaten bu kişilerin ciltleri koyu renkli olduğu için bronzlaşma belirtileri göstermezler ve güneşin zararlı etkileri bu kişilerde daha az görülür. Tip 1 cilt renginden tip 6 cilde doğru gidildikçe cilt rengi koyuluğu, ya da başka bir deyişle esmerliği artmaktadır. Sözgelimi tip 5 cilt, tip 3’ten daha esmerdir.


AŞIRI GÜNEŞ ERKEN YAŞLANDIRIR, NASIL KORUNALIM?

Aslında en güzel korunma yolu güneşe maruz kalmamak, ya da daha gerçekçi ifadesiyle daha az maruz kalmaktır. İkinci korunma yolu da koyu elbiseler yerine açık renk elbiseler kullanmaktır. Bunun yanında güneşe çok duyarlı cildi olanlar için şemsiye, şapka gibi mekanik yolla engeller kullanmak da oldukça etkili yollardandır.


Bunların dışında güneşin etkilerinden korunma için kişiye özel tedbirler gereklidir ve bunun kararının verilmesinde en önemli faktör kişinin cilt tipidir. Yukarıda bahsedilen Fitzpatrick cilt sınıflamasına göre özellikle tip 1, ve 2 için daha çok olmak üzere tip 3 ve 4 için daha az olmak üzere korunma için özel tedbirler gereklidir.


Korunmada günümüz için en bilinen ve sık kullanılan yöntem güneş koruyucu krem kullanmaktır. Güneş koruyucu kremler için yanlış bilinen çok konu vardır.


Korunma faktörü ile ön plana çıkan güneş koruyucularda önerimiz eğer cilt renginiz çok açık tonda değilse ( tip 3, 4, 5 ve 6  ) 30 faktörlü güneş koruyucu kremler yeterlidir. Ancak tip 1 ve 2 cilde sahipseniz, yani cilt renginiz çok açık tonda ise 50 ya da 60 koruma faktörlü kremlerden birini kullanmanız yeterli olacaktır. 30 koruma faktörlü bir güneş koruyucu kremle 80-90 koruma faktörlü bir kremin arasında size sağladığı katkı bakımından çok büyük fark olmadığı bilinmelidir. “30 faktörlü krem 30 kat, 90 koruma faktörlü krem 90 kat koruma sağlar” gibi yanlış bir algı vardır, koruma faktörü ile koruma oranı doğru orantılı değildir.Güneş koruyucu kremlerin sürüldükten 2 saat sonra etkilerinin bittiği ve yeniden sürülmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Bazen el, yüz yıkama ve terini silme gibi mekanik etkilerle sürülen güneş kremi uzaklaştırılmaktadır. Bu gibi durumlarda da 2 saati beklemeden yeniden koruyucu krem sürülmelidir.

Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden en iyi korunma yolu, güneş ışınlarına daha az maruz kalmaktır. Bunun için şapka ve elbise seçimi önemli olup güneş koruyucu kremler de bu tedbirlerden sonra bilinçli kullanılmalıdır. Bu amaçla gül suyu, ısırgan tohumu yağı, salatalık, çörek otu yağı, nar çekirdeği yağı ve rüşeym yağı gibi doğal desteklerden de yararlanabiliriz.