Geçtiğimiz hafta CHP kurultay yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinden güvenoyu alarak genel başkanlığa yeniden seçildi.

Bu kurultay, öncekilerin aksine daha sakin bir ortamda gerçekleştirildi. Bunu demokrasimiz ve CHP açısından küçük de olsa bir kazanım olarak değerlendiriyorum. Girdiği bütün seçimlerde hezimete uğrayan Sayın Kılıçdaroğlu parti içi de olsa nihayet bir seçim kazandı. Kendisini tebrik ediyorum.

Kurultayda yaklaşık iki saat konuşan sayın Kılıçtaroğlu nezaket gösterip bir kez olsun, seçilmiş cumhurbaşkanın adını  anmadı. 62 nci hükümetin başbakanı sayın Ahmet Davutoğlunu'da es geçti. Tebrikdte etmedi. Halbuki sayın cumhurbaşkanı telgrafla tebrik etti Kılıçdaroğlu'nu.

Bu kaybeden bir adamın yaşadığı sendromdur, ezikliğin yaşattığı daramatizmdir.

Mutlu azınlığın partisi olan CHP de, aynı psikoloji  ile kurultayı tamamladı.

''HAK ŞERLERİ HAYREYLER

ZANNETMEKİ GAYREYLER

GÖRELİM MEVLAM NEYLER

NEYLERSE GÜZEL EYLER''

Bu kurultayın hayra tebdil olan tarafları da oldu. Mesela Sayın Kılıçtaroğlu tarihi bir itirafta bulundu. Milyarlar verseniz söyletemezsiniz ne diyor; Sayın Kılıçdaroğlu!

''CHP elitist bir parti diyorlar. Elitlere saygım var, aydındır. Ama bir elitistler var. Rakı sofralarında Türkiye'yi kurtarırlar. Bunlardan partiyi temizleyeceğim. Bunu herkes iyi bilsin. Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil''

Biz hep söylemişizdir, dedelerimizin kazandığı vatan topraklarını bu CHP rakı sofralarında kaybetmiştir diye! bunlar ''mavi kan''imtiyazlı sınıf, halka tepeden bakarlar, bidon kafalı, sıkma baş, kıllı bacak, örümcek kafalılar, kara fatmalar!. diye aşağılarlar..

Hazret şimdi bunlardan rahatsız olduğunu söylüyor.

Kendini sağcı olmakla suçlayanlara ise, Ağustos ayında deniz suyu içmiş adam gibi kuduruyor.''ben sağcı değilim,ben devrimciyim, ben Deniz gezmiş ve arkadaşlarının mezarlarını ziyaret ettim, mezarlarına karanfil bıraktım, o üç fidana sahip çıktım''diye çıkışıyor. Demek devrimcilik bu kadar ucuz üç tane karanfil bırakılınca devrimci olunuyor!

Marks'tan Engeles'ten, Lenin'den, Mao'dan! hiç bahsetmiyor. Onların sosyo ekonomik doktirinlerinden haberi yok, ama ben devrimciyim diyor. Sevsinler senin devrimciliğini.

Koca kurultay yapıyorsun, iki saat konuşuyorsun ama Filistin'den, Suriye'den, Iraktan, Myanmar'dan, Somali'den, Sudan'dan, Libyadan bahsetmiyorsun. Dünyadaki ezilen halkların yanında yoksun, zengin sofralarında viski içiyorsun! ama sen devrimcisin öylemi?

 Ekonomiyi ağzına almıyorsun, eğitimden bi habersin, çözüm sürecinde, tarımda savunmada, sanayide!  yoksun ama sen devrimcisin öylemi??

Bir vizyon çiz, bir manifesto yayınla diyorsun, ama söylediğine bakın!

''Dersimli Kemalim, devrimci Kemalim. Bir cumhuriyet çocuğuyum ben. İnsanıma aşığım ben. Dersim'in köyünde bir Aralık ayında doğdum. 7 kardeşiz. En büyük ablam okuma yazma bilmez. Annem de okuma yazma bilmiyor. Babam küçük bir memur! Yedi kardeşten üniversiteye giden tek benim. Haram lokma yemedim. Helalin peşinde oldum. Kitabımda hırsızlık, kul hakkı yemek yok."

Yahu bir insan durup dururken kendisini niye över, abdestinden şüphesi varda ondan.

Sen hele SSK' daki geçmişinden bir kurtul sonra bunları de.

CHP'nin  bunca zaman neden seçim kazanamadığını şimdi anladınız mı?

Ama kurultayın hayırlı olan bir başka yanı ise CHP' nin elini cebinden çıkarmayan yapısıyla işlerin yürüyemeyeceğini anlamış olması. Milli görüş ikliminde yetişmiş sayın Mehmet Bekaroğlu'nu partisine taşıyıp en yüksek makam olan P.M. üyesi yapmış olması. bir anlamda yerlerde sürünen partisine kurtarıcı arayışıdır.

Sayın Bekaroğlu  vizyonu olan, söyleyecek sözü, fikri kabiliyeti, inancı olan yiğit karadeniz çocuğudur! Aslında ne CHP değişmiştir, ne Bekaroğlu. Sayın Bekaroğlu CHP'de de  doğru bildiğini söyleyebilecek birisidir. Endişem CHP Bekaroğlu'na iki gömlek küçük gelir. Çünkü Bekaroğlu katıksız bir insan hakları savunucusudur. Bekaroğlu nasıl amansız bir insan hakları savunucusu ise CHP o kadar insan hakları katledicisidir. Örnek mi , MERVE KAVAKÇI OLAYI HAFIZALARIMIZDAN SİLİNMEDİ. Seçilmiş bir milletvekiline had bildirmişti CHP mantığı. O zaman sayın Bekaroğlu MERVE KAVAKÇI ile aynı partide milletvekili idi, yani CHP'nin Bekaroğlu'nu taşıyamayıp yolda bırakmasıdır..

Bir dönem birlikte çalıştığımız sayın Mehmet Bekaroğlu'na yeni siyasi hayatında başarılar diliyorum. Orası CHP, orada işler saygı çerçevesinde değil kavga çerçevesinde yürüyor.

Benim naçizane tavsiyem şudur! CHP ye siz bu partiyi kapatıp daha hayırlı hizmet yapabilen bir vakıf kurun, gençlik yetiştirin, sosyal etkinliklerle ülkenin eğitimine katkıda bulunun. VE  yerine tertemiz, halkın içinden çıkmış halkıyla bütünleşmiş, vizyonu olan yeni bir sosyal politikaları savunan kendi deyimleriyle ''sol'' partiye ihtiyaç vardır. CHP ye gönül vermiş üyesinden meclis üyesine, belediye başkanından milletvekiline ve il, ilçe yöneticilerine kadar hepsine ellerini partinin kasına değil kendi ceplerine el atmayı öğretin ancak o zaman kurtulur!