Geçtiğimiz hafta boyunca terör örgütlerine yönelik Türkiye genelinde büyük operasyonlar düzenlendi. Yapılan operasyonlarda gözaltı sayısının 500'ü aştığı belirtiliyor.

Aralarında Konya'nın da bulunduğubu operasyonlarda, ülkemizin ve milletimizin bir ve bütün olmasına kast eden güçlerin üzerine sert bir yumruk vurulmuş oldu.

Sadece bununla da kalınmadı elbette. İnlerine dahi girildi. Bölücü örgütlerin özellikle yönetim kademelerine ağır darbeler indirilmiş oldu.

Bunun doğrudan veya dolaylı yansımaları olacaktı. Özellikle büyükşehirlerde farklı eylemler yaparak halen güçlü olduklarını gösterme çabası içerisine gireceklerdi ki öyle de oldu.

Devlet ve millet bilinci olmayan, hangi üst akıl ile hareket ettikleri bilinmeyen, başkalarının fikirlerini kendi fikirleriymiş gibi gören, akıl yoksunu insanlardan her türlü kötülük beklenir.

Devletin malına zarar verdikleri zaman milletin hakkını gasp ettiklerini bilirler mi, bilemeyiz. Ama bilseler de onlar için bunun bir ehemmiyeti yoktur. Amaçları sadece kendilerine verilen görevi yerine getirmektir.

Kurulmuş bir oyuncak gibidirler. Birileri bunları kurup ortalığa salıveriyor. Sorsanız, haklı davalarında hakkı savunurlar. Ama bu davanın ne olduğunu onlar dahi bilmezler...

Bu insanların etkili olduklarını göstermek adına halkın canına ve malına gözlerini kırpmadan el uzatabileceklerini belirtmiştik. Birçoğu kendi canından bile vazgeçebiliyor.

İstihbarat canlı bomba avlıyor adeta. Hiçbir terör eylemine kucak açmayacak olan Konya'da bile canlı bombaların olabileceği konuşuluyor.

Bir güvensizlik ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Kısmen başarılı da olunuyor. Ama şu da bir gerçektir ki, tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.

O nedenle de şahsen ben mümkün mertebe kalabalık ortamlarda bulunmamaya, etliye sütlüye pek karışmamaya çalışıyorum. Çevremdekileri, sevdiklerimi de uyarıyorum.

Zaten hava da sıcak, en güzeli şehirden, kalabalıktan mümkün mertebe uzak olmak.

Bu söylediklerimden felaket tellallığı algısı oluşmasın. Ama tedbir de elden bırakılmasın. Çünkü karşımızda ne olduğunu bilmediğimiz, içimizde yaşayan, her an her türlü kötülüğü yapabilecek potansiyele sahip insanlar var.

Allahbunların her türlü kötülüklerinden korusun.

Kendilerine hizmet etmek için görevlendirilmiş toplu taşıma araçlarına taş atan, ulaşımı aksatmaya çalışan, şoförleri tehdit eden, yakmaya çalışan insanlardan ne beklersiniz ki...

Yani canlı bombalar her zaman patlamıyor. Bazen de farklı şekillerde tesir ediyorlar. Milletin parasıyla alınmış ve millete hizmet etmek üzere tahsis edilmiş olan toplu ulaşım araçlarına zarar vererek de bir nevi bombardıman uygulanıyor.

Mesnevi'den:

“Dudak kuruluğu, suyu haber verir. Bu eziyet, bu susuzluk, muhakkak suya ulaşacağına delalet eder.”