Bu ülke en çok hocayım deyip halkın dini duygularını sömürenlerden çekti. Halkın cebinden ellerini çıkarmadıkları gibi devlet kurumlarını da işgal ettiler ve utanmadan halende etmeye devam ediyorlar. Pazar günü 15 Temmuz'du. Dini kendi çıkarları doğrultusunda kullanıp,  ülkesine ve milletine ihanet edenlerin yaptığı hain darbe girişimini, püskürten canlarını vatanı için düşünmeden feda eden halkın demokrasi günü. Tam da böyle bir günden saatler önce başka bir suç örgütü olan Adnan Oktar'ın cemaati çökertildi. Diğer cemaatlere göre farklı bir tarzı olan bu suç örgütü, dini farklı amaçlar için kullanıp, gençlerimizin aklını kurcalayarak onları kendi çıkarları doğrultusunda sömürdüler. Kadın bedenini istismar edip bunu kullandılar ve sadece kadınların değil küçücük kız çocuklarının da başına bela olduğu iddia edilen bu örgütün, eski müritlerin yaptıkları açıklamalar tüyleri diken diken etmeye yetti de arttı bile.  Genç erkekleri kullanıp lise çağındaki kızların ayartılması için bütün imkanlarını seferber ederek onları tehdit ile yanlarında tutan bir örgütten bahsediliyor. Ayrıca Adnan Oktar'ın lüks villasında ve müritlerinin evlerinde  yapılan aramalarda  400'den fazla flash bellek, 70 silah, 3 binden fazla mermi ile yüklü miktarda paranın bulunduğu gelen bilgiler arasında.  Televizyonlarda boy gösterip 'kediciklerle' çeşitli dans figürleri eşliğinde 'dini sohbet' eden Oktar yazdığı pahalı ciltli kitaplarla da tanınıyor.Maalesef bu kadar suçu gözümüzün içine baka baka  yapıp göz altına alınırken bunlar ''İngiliz derin devletinin oyunu'' diyecek kadar da pişkin. Demem o ki her gördüğünüz sakallıyı dede sanmamak lazım diye boşuna dememişler. Halkın en hassas damarı olan din istismara çok açık o yüzden özellikle dindarla dinciler arasında ki farkı iyi anlamak gerek. Herkese inanmamak ve böyle insanların dinimizi istismar etmesine izin vermemek gerekir.