Uzun  zamandır gündemde olan ve birilerinin Türkiye’de aile yapısını bozmaya yönelik çalışmalar bizim de canımızı sıkıyor. Her gün yeni olaylar yaşanıyor. En son Konya’daki yaşanan olay.

Hiç günahsız Kadir Şeker’in tutukluluğuyla biten hazin son.

Birçoğu bizim bilgimiz dahilinde!

Birçoğu da habersizce…

‘Bilgimiz dahilinde’ derken hemen yanlış anlaşılmasın, bilerek ve isteyerek biz bunların tuzağına düşüyoruz.

Yoksa İstanbul Sözleşmesi’ni nasıl imzaladık?

Hadi imzaladık da bunda ısrar etmek de niye?

Kardeşim, bu sözleşme aileye zarar veriyor, neden anlamak istemiyoruz?

İstanbul Sözleşmesi, cinsiyet eşitliği adı altında ailemizi bitiriyor.

Daha geçtiğimiz yıl içerisinde de Konya’da da LGBT’li grubun da dahil olduğu konser düzenlenmedi mi? Hangimizin gündemine girdi?

Neden görmedi bunu Konyalı yöneticiler?

Geçtiğimiz gün Her Yerde Adalet Platformu Başkanı Avukat Özkan Öztürk ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Kendisi bu konuda yıllardır mücadele veriyor.

“Aile yapımız elden gidiyor. Son 20 yılda çıkarılan kanunlar kadını korumadığı gibi daha da riske atıyor”

Bu cümleler de kendisine ait.

İstanbul sözleşmesi ile farklı cinsel eğilimlere özgürlük adı altında yapılanları hiç saymıyorum bile.

Son yıllardaki boşanmaların artması bir yana boşanma nedenleri bile aile yapımızın ne kadar dejenere edildiğini gözler önüne seriyor.

‘Bizim Mecelle’miz var diyor Özkan Öztürk.

Doğru…

Ama İsviçre’den medeni kanun ve borçlar kanununu almışız.

İtalya’dan ceza kanunu…

Almanya’dan ceza kanunu…

Fransa’dan ceza hukuku…

Kendimize özgü bir şey neredeyse yok…

En son İstanbul Sözleşmesi ise aileye konulan bomba olmuş…

Ha bir de kadını korumak için Finlandiya örnek alınıyormuş. Bizim yöneticilerimiz oraya gidip inceleyeceklermiş. Ama kadına şiddetin en çok yaşandığı ülkelerden birisi Finlandiya…

Bugün geldiğimiz nokta ise belli.

Boşanmalar artmış, kadın cinayetleri artmış ve aileler parçalanmış…

“”Siyaset bunun üzerinde hızlıca çalışmalıdır” diyor Özkan Öztürk.

Yoksa iyiye gitmiyoruz.

En son Konya’da yaşanan ve hiçbir günahı olmadığı halde adam öldüren Kadir Şeker

Sırf şiddet gören kadını korumaya çalıştığı için…

Sokağa taşan bir şiddet ve günahsız bir genç…

Asıl realite burada…

Öztürk’ün anlattıklarına göre kendisine yapılan boşanma başvurularında aldatma, cinsel şiddet en önde gelen sebeplermiş.

Düşünün…

Allah korusun…

Nereye gidiyoruz?

İlginç bir ayrıntı daha vereyim…

Özkan Öztürk’ün açıkladığı verilere göre ise kadınların aldatma oranı çok yükselmiş. Artık erkekler avukata gelip “Allah aşkına beni bundan boşa” der hale gelmişler.

Bunun altında ne var?

Zina suç sayılmaktan çıkarılmış….

Kadının beyanı esas alınmış…

Bir de o durumda olan eşlerin başına ömür boyu nafaka bela edilmiş.

Sonra…

Sonrası malum…

Kadın cinayetleri ve masumların hapsi…

Yazık…

Hani iktidarda biz vardık?

Bir daha düşünün…

Şehirlerde milletvekilleri raporlar hazırlayarak aile yapımız üzerinde yeniden çalışmalı. Bu raporlara göre sözleşmeler, kanunlar yeniden düzenlenmeli.

Yazık kardeşim…

Bu topluma yazık ediyorsunuz.