MÜSİAD Konya Şubesi önceki akşam güzel bir etkinliğe daha imza attı...

Konya'nın tarım alanındaki kapasitesinin teknoloji ile harmanlandığı, tarım teknolojileri kullanılarak, tarımsal üretimin tarımsal gıdaya doğrudan dönüştürüldüğü ve yine bu dönüşüm sonucunda katma değeri yüksek ürünlerin üretildiği yer denilince akla gelen ilk kurum Torku markasının mimarı Konya Şeker ve en önemli isim de onun Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk oluyor...

PANKOBİRLİK Genel Başkanı ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, “Yeni Dünya Düzeninde Türkiye'nin Konumu ve Uluslararası Arenada Konya Şeker” konulu bir konferans verdi. 

Tahıl ambarı olarak bilinen Konya'nın gıda ambarı olmaya giden yolculuğunu ve bu yolculukta Konya Şeker'in katkılarını Recep Konuk'un dilinden dinledik.

Köylü Recep Ağa'yı dinledikçe ben bile oturduğum koltukta kasım kasım kasıldım...

Milli sermayenin verimli kullanılarak milli ekonomiye daha büyük katma değer sağlayabilmesi için yapılması gerekenleri anlattı uzun uzun. Bunun en güzel örneği de yatırım üstüne yatırım yapan, tarımla sanayiyi entegre eden ve bugün bir dünya markası haline gelen Konya Şeker ve Torku markasıydı...

Üreticilerin, üretim sürecinde yaşadığı sorunlardan bahsetti. Global güçlerin Anadolu sermayesinin harekete geçmesinin önüne nasıl set çekmeye çalıştıklarını, bu üretimden rahatsız olduklarını, üretimin önüne geçebilmek için de üreticileri rahatsız ettiklerini anlattı. 

Anadolu, gözleme ayran yapsın. Katma değerlere dokunmasın. Kendi yağında kavrulsun, büyümesin, kabuğunu kırmasın. Değerlerini düşük maliyetlerle biz alalım, işleyip onlara katma değerli ürünler olarak satalım. Yani ürünlerine biz değer katalım mantığı...

Anadolu olmak gerçekten büyük zorluklarla karşı karşıya kalmak ve bu zorlukları yine kendi gücümüzü ve dinamiklerimizi harekete geçirerek aşmaktır.

İşte buna da en güzel örnek Konya Şeker ve Torku markasıdır...

Recep Konuk, benim aklımın ermeyeceği büyük rakamlardan bahsetti. Konya'nın bu rakamları katma değerli üretimin sağlanması ile birlikte kasasına kazandığını aktardı. 

Bugün Torku'nun ürettiği 'Banada'yı kahvaltı sofralarında, 'Çokofest'i öğrencilerin kendi aralarında yaptıkları sınavdan kim daha çok puan alacak yarışlarında, 'NO 1'i doğusundan batısına Türkiye'nin dört bir yanında görüyorsak; kız isteme törenlerine gidilirken bir demet çiçeğin yanında Torku çikolata alınıyorsa, misafire Torku ikram ediliyorsa, Uludağ'da kayak yapanlar karlı ve soğuk havada mangallarında Torku'nun sucuğunu pişirip yiyorsa, marketlerin bisküvi, kraker ve kek reyonlarında Torku'nun ürünleri dev olarak bildiğimiz markalardan daha çok yer ediniyorsa, Konya gıdanın da ambarı olmuş demektir...

Bu bahsettiklerim sıcak satışın olduğu sektörler. Bunun ihracatı var, şeker ve şekerli ürünlerin bulunduğu diğer alanları var... Bunları yazmaya, bana ayrılan bu satırlar yetmez...

Konya Şeker bu manada, geçmişte atalarımız nasıl cephede kazanmışsa, biz de ekonomide kazanacağız imajı veriyor.

Üretim denilince enerji de akla geliyor. Şimdi bu yazının başlığının neden 'Bu gız bizim oğlana yakışır' olduğu burada anlaşılacak...

Karapınar'ın enerji üssü olacağı konusu uzun süreden bu yana tartışılıyor. Konya Şeker, burada önemli bir aktör olmak istiyor. Konya Şeker helvayı yaptı. Ağızlarımız tatlandı. Ama Konuk, bu helvayı daha büyük kaplarda yapmak istiyor. 

Recep Konuk, bunun için bakın ne diyor: “Bu gız, bizim oğlana yakışır. Niye başkalarına verelim. Karapınar'da aktif bir şekilde bulunmak istiyoruz. Konya Şeker, yüzde 100, 90, 80 veya 10 fark etmez. Yeter ki sokaktaki simitçiden, sanayiciye kadar yerli yatırımcılar burada hissedar olmak istesin.”

Kızı istemeye şaşalı bir şekilde gidersek, o gızı bizim oğlana verirler başkan. 

Recep Konuk, konuşması esnasında verdiği örneklerin ardından da sık sık 'anladınız mı?' diyordu.

Galiba anladık...

Mesnevi'den: 

“Gönlün sırrına mezar olursa, muradın daha tez gerçekleşir.”