Bozkır ilçesi Konya iline 120 km uzaklıkta, İlçe konum olarak Akdeniz bölgesinde yer almaktadır. Toros Dağları geçit vermediği için tipik İç Anadolu iklimi yaşanmaktadır, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçmektedir.

İlçede; Devlet Hastanesi ve diğer resmi dairelerle birlikte, Bozkır Lisesi, İmam Hatip Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi ve Kız Teknik ve Meslek Lisesi olmak üzere 6 lisesi vardır.Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak eğitim hizmeti veren Bozkır Meslek Yüksekokulu 2 yıllık örgün eğitime devam etmektedir. Bu okulda Bilgisayar Programlama,Elektrik, Mimari Restorasyon bölümleri yer almaktadır.

Bozkır, Konya Ovası'yla Toros Dağları arasında engebeli bir arazi üzerinde bulunmaktadır. Orta Torosların eteğinde kurulan ve eski bir yerleşim yeri olan Bozkır, tarih sahnesinde yerini aldığından bu yana bünyesinde değişik toplumları barındırarak birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 

Tarihi çok eski olan bu ilçemiz; İsauralılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlılar gibi farklı devletlerin hüküm sürdüğü bir yerleşim yeridir. M.Ö. 6000'li yıllarda İsauria Bölgesi'nin başkenti olan Bozkır'ın bilinen ilk adı İsauraVeus'tur. Bizans döneminde ise şehrin adı Leontopolis (Aslanlar Kenti) olarak anılmıştır. Şehir bu dönemde Bizans komutanlarının dinlence yeri olarak kullanılmıştır. 1400'lü yılların başında ise Yalıhüyük ve çevresinde yaşayan Bozkır Bey, Leontopolis'e gelerek kendi adını verir. İlçe olarak Bozkır tarihi oldukça eski olan ilçelerimizden birisidir. Tarihi ile ilgili çok sayıda doküman bulunmakta birlikte Yüksekokul Müdürü Sy. Mustafa Yılmaz'ın kitabında ve sempozyumda sunulan diğer bildirilerde bu husus genişce anlatılmıştır. 

1858 yılına gelindiğinde Bozkır ilçe olmuştur. Bozkır, bugün de Konya'ya bağlı bir ilçe olarak varlığını sürdürmektedir.

Bozkır'da altın, kurşun, simli kurşun, ve demir madenleri çıkarılması yanında güzel su kaynaklarına da sahiptir. Bozkır Sempozyumunun ikincisi 4-5 Mayıs 2016 tarihleri arasında iki gün süre ile Konya'da Selçuk Üniversitesi kampusünde çok sayıda sunum yapılmıştır. 

6 Mayıs2016 Pazar günüde Bozkır ilçesine gezi düzenlenmiştir. Sempozyuma konuşmacıların yanında,Bokır Kaymakamı, Bozkır Belediye Başkanı ve diğer yetkililer dışında çok sayıda Bozkır'lı katılmıştır. Bence bu katılımları, Bozkır'a sahip çıktıklarının ve Bozkır için bir şeyler yapma gayreti içinde olduklarının işaretidir.

Sempozyumdan beklenen amacın hasıl olduğuna inanıyorum, ancak İmkanlar yeterli olsa da tamamı İlçede yapılmış olsa idi, Bozkır'ın tarihi ve kültürel değerlerini daha fazla tanıma, potansiyelini yakından görme ve değerlendirme şansı olabilirdi. Bu husus gündeme getirilmeli ve var ise bu eksiklikler tamamlanarak sempozyum Bozkır'da yapılmalı ki o zaman daha da yararlı olacağına inanmaktayım. Bir ilçe için hiçde kolay olmayan bu sempozyumun hazırlanılmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım. 06 Mayıs 2016 Bozkır ilçesine yapılan teknik gezide Bozkır'ı tanımak, gezi süresince görebildiğimiz yerleri incelemek fırsatı bulduk.  Gezdiğimiz, gördüğümüz ve dostların kahvesini içmemiz yanında Sorkun'da meşhur Bozkır tahini ikramı geziye ayrı bir renk kattı.  Gezide tabii ki Bozkır'lı dostlarla görüşmek, muhabbet etmek ve Bozkır ile ilgili bazı hususları datartışma fırsatı da bulmuş olduk.  Kanal kenarında kahve içmek ve Bozkır'lıların güzel misafirperverliğini yaşamakta en güzel anılardan birisi oldu, kendilerine  sonsuz teşekkürler ediyorum.

Sempozyumda sunulan sunuların satır aralarında Bozkır için neler var, sunucular veya geziye katılanlar Bozkır için neler yapılabilir sorularını soracak gazeteci, yetkili veya birileri olmalı ki bunlar oralarda kalmasın, faydaya dönüşebilsin isterim. Ben gezide gördüğüm birkaç hususu burada belirtmek istedim.

Zengibar kalesi başlıbaşına bir tarih olmasına rağmen maalesef korunabilmiş değil. Gördüğümüz kadarı ile ne bir bekçisi, nede bir sahiplaneni var. Kazmayı,küreği alan istediği yeri kazmış, bir tarihi esere nasıl zarar verilebilir ise hepsi yapılmış ve bazı yeni kazılı yerler göstermektedir ki tahribat devam etmektedir. Bu hususu doğrusu beklemiyor  veBozkır'lının bu tarihi değerlere sahipleneceğini en azından bundan sonrasında ümit etmekteyim. Devlet bu değerlere sahiplenmeye çalışmakta,  devlet sahiplenmesi tam oluşuncaya kadar bu dernekler bu değerlere sahiplenmelidir. Bu husus önemli olup yetkililer bunu değerlendirmelidirler.

Çarşambayı besleyen suyun çıktığı yer Aygır dibi, Çağlayan ve bir çok tabii güzelliklerle dolu ilçede bu güzellikler iyi değerlendirlmeli. Aygır dibinde çok güzel tuvaletler yapılmış, kaynağın çıktığı ortam harika güzellikte. Bu güzellikleri küçük ihmallerle çirkinleştirmemeliyiz. Suyun başında mangal yakmak, yemek içmek olmamalı. Bunlar bu güzeliklerin vazgeçilmezleri, ancak belirli uzaklıkta ve belirlenecek ortamlarda olmalıdır. Su kaynağının çıktığı yerde bir seyir alanı ve güvenlik şeridi oluşturulmalı. Bozkır'lı demirci İbrahim ustanın bile yapabileceği bir korkuluk ile güvenlik sağlanılmalıdır. Gezmeye gelen vatandaş; çağlayanı mangal dumanları arasından değil su ve tabiatın güzellikleri arasından seyredebilmelidir. Birçok ülkede bu gibi yerlere benzer nitelikteki yerlerin nasıl değerlendirildiğini çok sayıda Bozkır'lı bilmektedir.  Bu gibi yerlere devlet sahiplenmiyor olabilir. Mevzuata uygun şekilde yöre sivil toplum örgütleri buralara sahiplenerek temiz, düzenli ve huzurlu mesire alanları oluşturabilirler. Birçok yerde bulunamayan bu güzellikleri Cenab-ı Allah Bozkır ilçemize vermiş, bu büyük nimetlerden yararlanılmalıdır. Avrupa görmüş, okuyanı ve yazanı çok, politikada her zaman yer almış, kültürlü Bozkır ilçemiz buraları en iyi şekilde değerlendirerek Bozkır ilçemizi Konya'nın gözde turizm merkezlerinden biri haline getireceğine inanıyorum. İdarecileri ve Bozkır'lılar bunu başarabilecek yetenektedir. Sempozyumların faydalarından biri konuların bilimsel yönden ele alınması yanında yörede yeni ufuklara yol açması olmalıdır.