ASKON Konya Şubesi tarafından organize edilen ve tarımın yapıldığı ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’ün adını taşıyan Çatalhöyük Milli Tarım Zirvesi geçtiğimiz hafta gerçekleştirilmişti. Çatalhöyük Milli Tarım Zirvesi’nin sonuçları açıklandı. ASKON Konya Şubesi, önemli zirvenin sonuç bildirgesini açıkladı. 

Türkiye tarımının tüm yönleriyle ele alındığı, sektörün tüm paydaşlarının katılım sağladığı zirvenin sonuç bildirgesi şu şekilde:

“1. Tarım politikaları, günlük siyasi politikaların üzerinde konumlandırılmalıdır. Tarım teşkilatı özerk bir yapı olarak (Merkez Bankası benzeri) tasarlanmalı ve yapılandırılmalıdır.

2. Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı personeli; mesaisini büyük kısmını ofiste veri girişi, destekleme kalemlerinin tertibi gibi masa başı ofis işlerinde harcamakta ve sahip olunan insan kaynağının teknik faydası üreticiye yeteri kadar yansımamaktadır. Tasarlanacak sistemle bakanlık taşra teşkilatı personelinin mesaisini üreticinin yanında, sahada yerine getirebilmelidir.

3. Ülkemizde üretici örgütlenmesi (kooperatifler, birlikler vb.) yürürlükte olan birçok kanunla teşkil edilmektedir. Üretici örgütlenmelerinin, üretimden, tarımsal sanayiye, ürün pazarlamaya kadar tüm aşamalarda yer alabilecek şekilde tasarlanması ve örgütlenme modeli çeşitliliğinin sadeleştirilmesi gerekmektedir.

4. Dünyada var olan üretici örgütlenme modelinin ülkemizde birebir uygulanarak başarıya ulaşılacağı inancı yanlıştır. Ülkemiz tarım sektörü dinamikleri göz önüne alınarak milli bir üretici örgütlenme modeli üzerinde çalışmalar yapılması gerekmektedir.

5. Ülkemizde işletme ortalama arazi büyüklüğü yaklaşık olarak 6 ha seviyelerinde olup, parçalı ve küçük arazi büyüklükleri nedeniyle de tarım dışı kalan, ekonomik olarak değerlendirilmeyen yaklaşık 2,6 milyon ha tarımsal arazi mevcuttur. Arazi bankacılığı sisteminin ülkemizde hayata geçirilmesi bu arazilerin ekonomiye kazandırılması büyük bir öneme sahiptir.

6. Hayvancılıkta uzun vadeli politikalar tasarlanıp, uygulanmalıdır. Politika oluşturulması ve planlama yapılabilmesi için de ilk adım mevcut hayvancılık verilerinin net ve doğru olarak tespit edilmesidir. Gerek bitkisel üretim gerekse hayvansal üretim istatistiklerinin güvenilir ve güncel olarak tespit edilmesi gerekmektedir.

7. Hayvancılık alanında gerek canlı besi hayvanı gerekse de karkas et ithalatın önlenebilmesinin tek çaresi, ülkemizin potansiyelini yani hayvancılık sektörünün geleceği olan buzağıların hayatta kalmalarının sağlanmasıyla mümkündür. Buzağı ölümlerinin önlenmesi adına daha önceki yıllarda oluşturulan hassasiyetin devamlılığı gereklidir. Ayrıca embriyo transfer çalışmalarının devamlılığı büyük önem arz etmektedir.

8. Referans süt fiyatlarını belirleyen Ulusal Süt Konseyinin alt gruplarından biri olan Sanayici Alt Grubuna yem sanayicilerinin de dâhil edilmesi gerekmektedir. Süt üretiminin en önemli girdisi olan yemin üreticilerinin de bu konseyde söz hakkı olması gerekmektedir.

9. Ülkemizde uygulanan tarımsal destekleme modelinde birçok kalemde destek üreticiyle buluşturulmaktadır. Üreticiye sağlanan desteklerin sadeleştirilmesi ve verime, üretilen ürün miktarına göre verileceği bir destekleme sistemi hayata geçirilmelidir.

10. Üreticiye ödenen destekleme miktarlarının bitkisel ve hayvansal üretime, üretim planlamasına, tarımsal ihracat ve ithalata, piyasa gıda fiyatlarına olan etkilerinin tespit edilebileceği fayda analiz sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

11. Tarımsal desteklemeler tarımsal üretim planlamasının en önemli bileşen taşıdır. Ülkemizin yıllık bazlı tarımsal üretim planlamasına tarımsal desteklemelerle yön verdiği bir destekleme modelinin hayata geçirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.

12. Ülkemizde uygulamaya konan havza bazlı destekleme modelinde havzada yetiştirilen makro ürünler temel alınmaktadır. Ülkemizin iklim çeşitliği ve zengin toprak yapısı nedeniyle havzalarımızda çok çeşitli ürünler yetiştirilmekte fakat bu ürünler havza bazlı destekleme modelinde destekleme dışında kalmaktadır. Havzalarda yetiştirilen mikro ürünlerin de destek kapsamına alınmasını gerekmektedir.

13. Tarımsal ürünlerin pazarlanmasında borsa sistemi mevzuatının güncellenmesi gerekmektedir. Yapılacak güncellemeyle üretici, ürettiği ürünü hangi zaman diliminde, hangi fiyata satacağını bilebileceği bir sistem hayata geçirilmelidir.

14. Akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması adına destekleme modellerinde yer alması sağlanmalıdır. Ayrıca tarımsal girdilerin azaltması adına ortak makine ekipman kullanımı özendirilmeli ve her ne kadar bu alanda desteklemeler olsa da bu desteklemeler daha da çeşitlendirilerek hayata geçirilmelidir.

15. Tarımsal ürün ihracatında yapılmayan en önemli eksik pazar araştırmasıdır. Küresel düzeyde pazar araştırması, tüketici isteklerinin tespiti tarımsal ihracat ve markalaşmanın ilk adımı olarak yapılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.

16. Tarım sektörünün önemli çıktılarından biri de enerjidir. Gerek biyo-yakıt üretimine gerekse tarımsal atıkların değerlendirilmesi adına biyokütle enerji santrallerine yönelik çalışmalar yapılmalı ve alanda devlet desteklemeleri arttırılmalıdır.

17. Ülkemizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin korunması, sahip olunan gen kaynaklarının muhafaza edilerek bitkisel üretimde daha verimli, hastalıklara daha dayanıklı, küresel düzeyde benzerlerine göre üstünlükleri olan tohumluk materyal ıslah ve ar-ge çalışmalarının artan bir ivme ile devamlılığı sağlanmalıdır.

18. Küresel düzeyde gastronomi bilimi ve gıda turizminin popülaritesi günden güne artmaktadır. Bu bağlamda ülkemize özgü değerlerle ilgili uluslararası düzeyde tescillendirme (coğrafi işaret belgeleri) çalışmalarına hız verilmeli, küresel alanda gelişen bu sektörlerde söz sahibi olunmalıdır.” 

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim