Panelde yörük kültürünün korunması ve bu kültürün gelecek nesillere ulaştırılması çağrısında bulunuldu

Konya Yörükleri Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği ve Selçuk Üniversitesi Konya ve Yöresi  Tarih Araştırmaları Merkezi tarafından “Konya Yörükleri” konulu panel düzenlendi. 3 oturum halinde devam eden panelde, katılımcılar, Yörük kültürü ve gelenekleri konusunda sunumlar yaptı. Panelde açılış konuşması yapan Konya Yörükleri Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Yusuf Yılmaz “Yörük kültürünü tanıtma etkinliklerine önem veriyoruz. Genç nesillerin bu kültürü anlamaları ve yaşatmaları için konferanslar, şenlikler düzenliyoruz” dedi. Dernek olarak Selçuk Üniversitesi Konya ve Yöresi Tarih Araştırma Merkezi ile birlikte “Konya Yörükleri” konulu panel düzenlediklerini söyleyen Başkan Yusuf Yılmaz “3 oturumlu panelde 25 panelist katıldı. Bildirileri daha sonra kitap haline getirmeyi planlıyoruz” dedi.  Panelde daha sonra Müzik dinletisi ve halk oyunları gösterisi ve Konya’nın tanınmış fotoğraf sanatçısı Zeki Oğuz kişisel fotoğraf sergisi açıldı. Panelden önce ise Şenöl Çöm'ün Göç belgeseli yayınlandı.
BALKANLARDA TÜRK VARLIĞI
Konuşmaların ardından panele geçildi. Panelin ilk oturumunda Yrdd. Doç. Dr. Ömer Akdağ başkanlık etti. Panelde Yard. Doç. Dr. Zeki Gürel, Balkanlarda Türk Varlığı İçinde Konya Yörükleri, Yard. Doç. Dr. Mehmet Yılmaz Tanzimat Dönemi Nüfus Sayımlarına Göre Konya Havalisinde Yörük İsyanı,  Yard. Doç. Dr. Aziz Ayva Dağ Köylerinde Yörük Ağzı, Yard. Doç. Dr. İbrahim Bakır Batı Toros Yörüklerinin Konya ile İlişkisi, Eğitimci Süleyman Akdağ Saideli'nde Nüfus Hareketleri ve Psikolojik Danışman Osman  Okumuşoğlu ise Yörüklerde Sorun Çözme Becerileri konulu sunumlar yaptı.
YÖRÜKLER TIP BİLİMİNE İLHAM OLDU
Öğleden sonraki oturumnda ise Prof. Dr. Muhittin Tuş Konya Şehir Yerleşmesinde Yörükler, Doç. Dr.  Osman Kunduracı Çadırdan Konağa, Türklerde Ev Geleneği, Prof. Dr. Yavuz Bağcı Yörüklerde Etno Botanik, Prof. Dr. Yüksel Kan  Yörüklerde Tıbbi Bitki Kültürü ve Doç. Dr. Hasan Ekiz ise Yörük Kültürü ve Modern Tarım konulu sunum yaptı. Panelde konuşan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Kan, yörüklerin asırlar önce kullandığı bilgiyi günümüzde modern tıp biliminin kullanmaya başladığını söyledi. Son dönemde  tıbbı ve aromatik bitkilerin kullanımının artmasında yörüklerin önemli etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Kan, “21. Yüzyılda gıda ve beslenme çok önemli hale geldi. Kocakarı ilacı dedikleri ürünler artık dünyanın hedefinde. Hükümetimiz de tarıma büyük destek vermeye başladı. Avrupa Birliği, Tarım Bakanlığı ve Bilim ve Sanayi Bakanlığı da destekler veriyor. Bu desteklerden mutlaka faydalanmalıyız” dedi. Doç. Dr. Hasan Ekiz ise 1990'lı ve 2000'li yılların başında Türki Cumhuriyetlere ve Macaristan'a gittiğini belirterek, “Bu ülkelerle birçok ortak yönümüz var. Özbekistan'da, Kazakistan'da bir süre kaldıktan sonra onların dillerini öğrenmeye başladım. Kültürümüzü evrensel boyuta taşımalıyız. Böyle bir hedefimiz varsa büyük bir devlet olmak zorundasınız. Yörük kültürü bitiyor. Yörük kültürü ve karakteri koruma altına alınmalıdır” diye konuştu.
YÖRÜK HAYATI KORUNABİLİNİRDİ
Panelin üçüncü oturumuna ise Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Arabacı başkanlık etti. Panelde Gazeteci Zeki Oğuz Yayların Özgür Çocuğu Yörükler, Doç. Dr. Yaşar Semiz Yörük Kavramı ve Konya'da Yörük İsyanı, Eğitimi Fatih Uslu Bozahmet Yörükleri, Doç. Dr. Caner Arabacı ise Yörük Hayatında Hadariyet Özlemi konulu sunum yaptı. Sarıkeçili yörüklerinin yaşadığı sorunlardan bahseden Gazeteci Zeki Oğuz, “Sarıkeçililer yazları Toroslara, kışları ise Akdeniz'e gidiyor. Onlar da yavaş yavaş modern hayata geçmeye başladı. Çünkü, bürokratlardan yana büyük sıkıntı çekiyorlar” dedi. Doç. Dr. Yaşar Semiz ise yörükler sayesinde Türk dilinin korunduğunu belirterek,  yörüklerin 1842 yılından itibaren iskan edilmeye başlandığını kaydetti.  Bozahmedli Yörüklerini anlatan Eğitimci Fatih Uslu, yörüklerin sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı yerleşik hayata geçmeye başladığını belirterek, “11 yaşına kadar kıl çadırlarda yaşamış birisi olarak, Yörüklerin yaşadıkları sıkıntıları çok iyi biliyorum. Yörükler son zamanlarda idarenin baskısına da uğramaktadır. Yem ve saman fiyatları artarken, et fiyatları düşmüştür. Bütün bunlar Yörükleri yerleşik hayata geçmeye zorlamaktadır” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Caner Arabacı, Yörük hayatının devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “En berbat Yörük yerleşimleri Cumhuriyet döneminde yapılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde ise Yörükler düzenli ve mantıklı bir şekilde iskan edilmiştir. Yörükler yeni fethedilen yerlere yerleştirilmiştir. Yörük hayatı yok edilmemiştir. Cumhuriyet döneminde ise 5 defa yasa değişmiştir. Sınırlar artık Yörük hayatını zorlamaya başlamıştır. Yörük çadırlarının sayısı artık çok azalmıştır. Akılcı devlet politikalarıyla Yörük hayatı korunabilinirdi.” Konuşmaların ardından panelistlere çeşitli hediyeler takdim edildi.
İBRAHİM BÜYÜKEKEN

Editör: TE Bilişim