Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, engelliler, kadro alamayan taşeron işçiler, Konya Ovası projeleri ve çiftçilerin sorunlarını gündeme getirdi.

ENGELLİLERİN KENDİ GELİRLERİ ESAS ALINMALI

Engellilerin muhtaçlık durumlarının belirlenmesinde ailelerinin gelirinin dikkate alınmasının doğru bir yaklaşım olmadığını dile getiren MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, “Muhtaç değilsin denilerek aylığı kesilen veya başvurusu reddedilen engelliler bu defa ailelerinin yanına muhtaç bırakılmışlar, diğer aile bireylerine bağımlı hâle getirilmişlerdir. Bu durum mutlaka düzeltilmeli, gelir testi yapılırken aile geliri yerine engellilerin kendi gelirleri esas alınmalıdır” dedi. 

KAMUDA ENGELLİ KOTALARI YÜZDE 5'E ÇIKARTILMALI

Engellilerin en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğuna dikkat çeken Kalaycı, “Engellilerin işe yerleştirilmeleri, üretime katılmaları ve topluma kazandırılmaları temin edilmelidir. Bu amaçla kamuda engelli kotaları yüzde 5'e çıkartılmalı ve münhal engelli kontenjanlarına süratle atama yapılmalıdır. İstihdamın teşviki ve işgücü maliyetinin azaltılması kapsamında olumlu bir düzenleme olmakla birlikte, çok iyi şekilde denetlenmelidir. Çalışma hayatı ve işgücü piyasasında yaşanan yapısal sorunlara yönelik köklü düzenlemeler yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.  

KAMU ÇALIŞANLARI ARASINDAKİ EŞİTSİZLİK GİDERİLMELİ

Kadro alamayan taşeron işçilerinin sorununun da hızlı bir şekilde çözülmesi gerektiğini dile getiren Mustafa Kalaycı, “Kadro alamayan taşeron işçilerin sorununa çözüm getirilmeli, ortaya çıkan eşitsizlik giderilmelidir. Bilindiği üzere 24 Aralık 2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşeron işçilere kadro verilmesi için düzenleme yapılmıştır. Ancak, bu düzenleme kamudaki taşeron işçilerin tamamını kapsamamıştır. Kapsama alınmayanların başında KİT'lerde çalışan taşeron işçiler gelmektedir.  4 Aralıktan önce çalışmış olanlar, joker olarak çalışanlar, kiralık araçların şoförleri kapsam dışında kalmış, tüm şartları taşıdıkları hâlde ihalelerin yaklaşık maliyeti içinde personel giderleri yüzde 70'in altında olması hükmüne takılan taşeron işçilere kadro verilmemiştir. Kamunun asıl işlerinde çalıştıkları halde başta hastanelerde olmak üzere bilgi işlemci, laborant, tekniker, kimyager, radyolog olarak çalışan taşeron işçileri kadro alamamıştır. Bu çalışanların taşeron işçisi olduğu açık olup, kadro verilmemesinin haklı bir gerekçesi yoktur. İhalede personel çalıştırmanın yanı sıra malzeme, yazılım ve benzeri işlerin de olması bu çalışanların taşeron işçisi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır” dedi.  

ÇİFTÇİMİZİN ÜRETECEK GÜCÜ KALMADI

Çiftçinin bankalara olan toplam kredi borçları BDDK verilerine göre 2018 sonu itibariyle 104,5 milyar liraya, takipteki tarımsal kredi tutarı ise 3,9 milyar liraya ulaştığına dikkat çeken MHP Konya Milletvekili Kalaycı, “Milliyetçi Hareket Partisi çiftçilerimizin zor durumda olduğunu, çiftçilerimiz için acilen bir tedbir paketi açıklanması ve bu kapsamda tarımsal kredi borçlarının uygun şartlarda yapılandırılması gerektiğini sürekli dile getirmiştir. Yapılan düzenleme ile Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası borçlarına çok önemli bir kolaylık getirilmekle birlikte, çiftçimizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar dikkate alınarak uygulanacak faiz oranlarının biraz daha düşük tutulması görüşündeyiz. Özellikle, yüzde 15 taksitlendirme faizi yüksek olup, makul bir orana indirilmelidir. Çiftçimiz zor günler yaşamaktadır. Ürettiği ürünü değerinde satamayan ve başta mazot, gübre ve yem olmak üzere yüksek girdi maliyetlerinin altında ezilen, bankalara olan kredi borçları sürekli artan çiftçimizin üretimi sürdürebilecek gücü kalmamıştır. Tarım sektörünün yapısal sorunlarını çözecek, tarımsal girdi yükünü azaltacak ve tarım sektörünü yeniden ayağa kaldıracak tedbirler alınmalıdır. Tarıma dört elle sarılmış, tarımda sanayileşmiş ve tarım ürünleri ihraç eden ülkelerin gelecekte söz sahibi olacağı asla unutulmamalıdır. Çiftçinin ve üreticinin temel girdilerini ucuz alabilmesi sağlanmalıdır. Çiftçimizin maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla tarımsal sulamada kullanılan elektrik için daha düşük tarife belirlenmelidir. On yıl öncesinden gelen ve TEDAŞ'a olan tarımsal sulamaya dair elektrik borçları, tahsil kabiliyetinin kalmadığı da dikkate alınarak tümüyle silinmelidir. Tarımsal desteklemeler mutlaka artırılmalı ve zamanında ödenmelidir. Tarımsal destekler, üretici refahını artıran, girdi maliyetlerini azaltan, üretim maliyeti ve ürün fiyatı dengesini gözeten, üretimde verimliliği artıran bir anlayışla belirlenmeli ve uygulanmalıdır” diye konuştu. 

OBRUKLAR KONYA OVASINDA ALARM VERİYOR

29 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Kenevir Yetiştiriciliği̇ ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” ile kenevir yetiştiriciliğine dair usul ve esasların belirlendiğini hatırlatan Kalaycı, Konya’nın geçmişte kenevir yetiştiren bir il olduğunun unutulmaması ve bu kapsama derhal alınması gerektiğini vurguladı. Kalaycı, Konya Ovası’nın su ihtiyanını karşılamak için de yeni projeler uygulamak gerektiğine işaret ederek, “Suyun petrolden daha fazla önem kazandığı dünyamızda, su sıkıntısı çeken ülkemiz için bir damla su çok önemlidir. Ülkemizde hâlen su varlık ve kaynaklarının korunması, yönetimi konusunda yeterli mevzuat bulunmamaktadır. Bu, önemli bir eksikliktir. Su kanunu acilen çıkmalıdır. Konya Ovası’nın su ihtiyacını karşılamak için dış havzalardan su getirecek yeni projeler hızla uygulamaya konulmalıdır. Sürdürülebilir bir tarım ve verimlilik için belli ilkeler çerçevesinde havzalar arasında su transferi yapılması gerekmektedir. Son günlerde sıklıkla oluşan obruklar Konya Ovası için alarm vermekte ve hayatı da tehdit eder hâle gelmiş durumdadır” ifadelerini kullandı. 

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim