Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, “Kervan ve Kadîm Medeniyetin Yol Hikâyesi Belgeseli” ile yeni bir proje olan “Türklerin Mirası” dile geldi.

Yapımcı ve fotoğraf sanatçısı İbrahim Dıvarcı, proje sahipliğini Konya Aydınlar Ocağı’nın yaptığı ve Cumhurbaşkanlığı himayelerinde THY ana sponsorluğunda Türk Telekom’un katkılarıyla hazırlanan, yayıncı kuruluşun TRT olduğu ve ciddi manada çok destekçisi olan Kervan Belgeseli’nin iki özel tanıtım jeneriği ile bölümlerini gösterdiği sohbetinde, “Bu projemiz üç ana bölümden oluşuyor. İlki Yolların Tanıkları Anadolu Selçuklu Hanları, ikincisi 12 bölümden meydana gelen belgesel ile fotoğraf albümüdür” dedi.

Konya Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sohbette, belgeselin her bir bölümünün 30 dakika olduğunu ve her bir bölümde ayrı bir masalın anlatıldığını ifade eden Dıvarcı, “Bu belgeselde yeni bir dil ve dramalarda ise yeni üslup denendi. Tamamı uluslararası yayın formatı olan 4K’ya göre yapılarak iki yılda çekildi. Tarihi İpek Yolu’nun Anadolu’daki ana aksı Iğdır’dan başlayarak Erzurum, Erzincan, Niksar, Tokat, Sivas, Kayseri, Kapadokya, Aksaray, Konya, Kızılören, Yunuslar, Beyşehir, Eğirdir, Isparta, Burdur ve Antalya’ya doğru 1920 km’lik bir yolu katettik. M.Ö. 300’lerde Çin’den bir Çin prensinin yaptığı yolculuğa izafeten başlayan ve Roma’ya kadar uzanan bu yol güzerhâhı1877 yılında bir Alman coğrafyacı tarafından İpek Yolu diye adlandırılarak meşhur oluyor” diye konuştu. Türklerin tarih sahnesine çıkışıyla birlikte İpek Yolu’nun önem kazandığına işaret eden Dıvarcı, “Bir huzur, ticaret, güven ve hoşgörü havzası olarak önem arzeden İpek Yolu, asıl önemini Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklu dönemiyle kazanıyor. Türkler deve kervanlarının yürümesine müsait daha kullanışlı daha kısa yol ve güzergâhlar tespit ediyorlar” dedi. Hanların bütün kapılarının doğuya baktığını ve bu hanlarda, hamam, mescid, ocak, hayvan barınakları ile insanların kaldığı odalar bulunduğunu ifade eden Dıvarcı, Anadolu’daki en büyük hanın Aksaray’daki Sultanhanı olduğunu ve ihtişamlı bir yapısı bulunduğunu söyledi. Dıvarcı, Selçuklu sanatı ve Divriği Ulu Camisi ile ilgili olarak da şu ifadeleri kullandı: “Dünya tarihçileri ile mimarlar, 'Dünyada hiçbir eser kalmasa Divriği Ulu Camii tek başına Selçuklu mimarisinin ulaştığı kemalatı ispat etmeye yeterlidir.' Divriği Ulu Camisi olağanüstü bir yapı olarak ölmeden görülmesi gereken yapılar arasında yer alıyor. Ayrıca Selçuklu sanatıyla ilgili olarak Konya Alâeddin, Beyşehir Eşrefoğlu ile Divriği Ulu Camiinin mihrap ve minberleri olağanüstüdür. Dünyada eşi ve benzerleri yoktur. Çivi kullanılmadan geçme tekniğiyle ve kündekârı olarak yapılmışlardır.” 

TÜRKLERİN MİRASI

Konya Aydınlar Ocağı’nın sahipliğinde ve T.C. Cumhurbaşkanı himayelerinde gerçekleştirilecek olan Türklerin Mirası adlı yeni projeden de bahseden Dıvarcı, bu yeni projenin ilk bölümünün “Tarihten Önce Türkler Vardı” ile başladığını belirterek “Rüzgâr Kanatlı Savaşçı, Bozkırda İki Kardeş, Demir Kapı Garba Açılıyor, Kağanlar Çağı, Hakikat Çağı, Doğu ve Batı’nın Sultanları, Atabeyler, Zor Zamanlar, Şarkın Leylâ’sı, Nihayet Anadolu ve Şafaklarda Yüzen Al Sancak” bölümlerinden oluşuyor” dedi.

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim