Konferans da konuşan Selçuklu Tarihçisi  M.Ali Orak ; Türkiye Selçuklular döneminde inşâ edilen türbelerden bir bölümü, mumyalık, cenazelik veya kripta diye de anılan alt katları ihtiva eder. Bunlardan genellikle üst kat plânı alt katta da tekrarlanır. Üst katlarında yer alan içi boş sanduka aslında alt kattaki sandukaya atfen yapılmış, ziyaretçilerin dua ve Kur’an okumaları için ayrılmış bir bölümdür. Alt kattaki, kripta, cenazelik veya mumyalık denilen bölümde ise türbede metfun olan kişinin veya kişilerin cenazeleri bulunmaktadır. Doğrudan toprağa kefenlenip defnedilmiş cenazelerin yanı sıra bu bölümde tahnitlenmiş örneğin Aksaray’ın güney tarafında Güneyyurt Köyünde yer alan Selime Sultan Türbesinde olduğu gibi bir tahta masa üzerinde günümüze kafatasları gelebilmiş şekildedir. dedi. Türbelerin büyük bir bölümünün kitabesi sanki özellikle yok edilmiştir diyen Selçuklu Tarihçisi Orak; "çoğu türbenin içerisinde cesetlerinin olmamasının yanında, türbe üzerindeki kitabeleri de yoktur!Bugün Konya’daki birçok Selçuklu türbesinde metfun olan zatların kimler olduğunu bilemiyoruz. Örneğin, Beşyol dediğimiz bölgede bulunan ve “ÇifteKümbetler” olarak anılan yerdeki iki türbe “anonim türbe” olarak geçmektedir" dedi. Bu türbeler büyük Kalenderhane kompleksi içerisinde yer aldığına göre burada yatan şahısların Kalenderi olması muhtemeldir, hatta bendenize göre birisi Ebubekir Niksarî olarak bilinen zattır. Ama türbelerin üzerlerinde herhangi bir kitabe olmadığı için bu konuda net bir şey söyleyemiyoruz. Yine Kalenderhane kompleksi içerisinde iki uç tarafın birincisinde yer alan Halkabeguş türbesi de böyledir. Diğer uçta yer alan Ulaşbaba Türbesi de kitabesizdir. Hakeza uzun yıllar boyunca çalıştığım Hocacihan, bunun yansıra Seyfeddin Karasungur, İç Karaarslan, Ulvi (veya Alevî Sultan), Şerefeddin, Siyavüş, Emir Nureddin, Fakih Dede, Pir Esad, Gühertaş, Osman/Hasan Rumi… gibi türbelerin de kitabeleri yoktur.

TÜRBELERİN  ŞEHRE  SOSYAL VE KÜLTÜREL  ETKİLERİ VARDIR

Türbelerin şehrin sosyal, dini ve kültürel anlamda da bulunduğu yere etkileri vardır. Örneğin, Hazret-i Mevlâna ve ailesinin metfun olduğu Asitanenin etrafı asırlar boyunca Civar Mahallesi, Türbe Önü olarak anılagelmiştir. Bir Allah dostunun etrafında-civarında ikamet etmek, Türkün İslam algısının bir sonucudur. Yine hakeza Hoca Ahmed Fakih, Kalenderhane, Hocacihan, Şeyh Ulema veya Aliman yani İşkalaman, Sedirler yani Sadır Sultan, Şems-i Tebrizî, Burhan Dede, Hacı Fettah, Gildan Dede, Ulaş Baba, SadreddinKonevî, Ateşbâzı Veli, Cemel Ali Dede… gibi sayısını daha da çoğaltacağımız zatların türbeleri etrafında asırlar boyunca oluşmuş mahaller, semtler vardır. 

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim