Beyşehir'de de düzenlenen “Her yönüyle Afrin operasyonu” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, “Tam 1980’lerin başında başlayan ve bugüne kadar gelen, bize yaklaşık 700 milyar dolara mal olan, bir de en önemlisi 30 binin üzerindeki vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu terörün artık kökünü kazımakla ilgili Türkiye’de bir otorite var, bir karar var. Bu kararın geldiği nokta da Afrin Operasyonudur” dedi. 

Beyşehir Belediyesi tarafından Beyşehir Kültür ve Yaşam Merkezinde düzenlenen konferansta Beyşehirlilerle buluşan Mete Yarar, video görüntüleriyle de desteklenen sunumunda Afrin bölgesinde yürütülen operasyonu her yönüyle, bilinmeyen yanlarıyla ve tüm ayrıntılarıyla anlattı. Suriye’de PYD’nin, ABD tarafından silahlandırılmasının açıklamasının ‘DEAŞ’la mücadele” olarak nitelendirilemeyeceğini vurgulayan Mete Yarar, “PYD’nin bu kadar ağır silahlarla, bu kadar tanksavarla silahlandırılması, bu kadar malzemenin yardımının yapılmış olmasının açıklaması, orada DEAŞ’la mücadele olamaz. Olmadığını nereden görüyoruz biliyor musunuz? Şu tünellerin ve diğerlerinin maliyeti yaklaşık birkaç milyar dolar. Hiçbir terör örgütü bu kadar büyük bir parayı bulamaz. Birkaç milyar dolardan bahsediyoruz. O zaman, ‘Afrin operasyonuna niye gidildi?’ diye soranlara şunu söylemeliyim, ‘Afrin zaten Türkiye’ye gelmişti. Eğer 15 Temmuz onların açısından FETÖ’nün başarısıyla sonuçlanmış olsaydı, bugün bu adamlar Türkiye’de idi. Öncelikle bunu konuşalım. Buna itiraz edenler, tam tersini söyleyenler olabilir ama, ben de bir kez daha söylüyorum, hiçbir terör örgütü bu kadar büyük bir yığınaklanma yapamaz. Bu kadar yığınaklanma için para bulamaz. Ayrıca bu kadar silah ve ekipmanı bulamaz. Amerika'nın, PYD’ye vermiş olduğu legal, yani gizli olarak demiyorum açıktan vermiş olduğu silah miktarının boyutu yaklaşık 2 milyar doların üzerinde. İllegal olarak verdiklerinin miktarı ise yaklaşık bunun kadar olduğu söyleniyor. Sizce, bir terör örgütü DEAŞ’la mücadele etmek adına mı bu kadar çok silahlandırıldılar” ifadelerini kullandı. 

Harekatın başladığı günlerde bu bölgenin neden iki günde alınamadığı yönünde eleştiriler geldiğini de hatırlatan Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Afrin bölgesinin İstanbul’dan daha büyük bir alanı kapladığını anlatarak, burada yerin altına yapılan kilometrelerce uzunluğundaki betonla kaplanan devasa tünellere dikkat çekti. Tünellerle ilgili olarak "Bir terör örgütü böyle şeyler yapar mı?” diye soran Yarar, “Ben hiç dünyada böyle bir terör örgütü görmedim, her tarafı tünellerle donatmış bir terör örgütü hiç görmedim. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir örgüt yok. Düşünsenize, İstanbul kadar büyüklükte bir yerde 100 kilometre boyunca bunun gibi tünellerin olduğu bir yerde temizlik yapmak sizce kolay mıdır? Kaç günde temizlersiniz, eğer başka bir ülke olsaydı, inanın daha başlangıcındaydı. Nereden biliyoruz biz bunu Rakka Operasyonu bundan çok daha küçük bir yerde yapıldı, tam 1,5 sene sürdü, biz ise iki ay bitmeden operasyonu tamamladık, Musul operasyonuna 200 bin asker katıldı yaklaşık 2,5 yıl sürdü, 200 bin askerle. Aslında ben burada Afrin’i ve operasyonu anlatmıyorum, tehlikenin büyüklüğünü anlatıyorum, karşımızdaki örgütün neleri hedeflediğini ve önümüzdeki dönemde nelerle karşılaşacağımızı anlayalım diye anlatıyorum. Birisi size ‘Türkiye Suriye’de ne yapıyor?’ diye soruyorsa işte cevapları hep buralarda” ifadelerini kullandı. 

Yarar, Afrin’de yürütülen harekatın tamamının da termal kameralarla kayıt altına alındığını, etkisiz hale getirilen teröristlerin ise bu kamera kayıtları incelenerek tespitinin de yapıldığını vurgulayarak, “Yoksa şöyle bir şey yok; ben bir atış yaptım, atış bitti, öbür tarafta birisini vurdum, orada 10 kişi etkisiz hale getirildi, yok böyle bir şey. Tek tek, kalem kalem termal kameralarla bu etkisiz hale getirilen teröristlerin görüntüleri var. Yoksa hiçbir şey afaki değil. Başka bir şey daha var. Bu görüntüler, zaman zaman şöyle eleştirildi ‘Bu sayıyı niye veriyorsunuz’ veya ‘bu görüntüleri niye veriyorsunuz’ diye. Bakın bu görüntüler sayesinde ne oldu biliyor musunuz? Afrin bölgesinde yaklaşık bine yakın PKK’lı terörist vardı. Yaklaşık 4-5 bin civarında bölge insanı vardı. Yaklaşık 2 bin civarında da YPG’ye, PYD’ye katılmış olan terörist vardı. Yani 3 bin civarında PKK ile direk bağlantılı, bir kısmı da zorla götürülen bölgedeki insanların evlatları. Tehdit şöyle, ‘ya çocuklarınızdan bir tanesi gelir ya da öldürürüz sizleri’. O yüzden ya kız çocuklarından ya da erkek çocuklarından bir tanesini PKK’ye vermek zorundalardı. Türkiye bu görüntüleri yayınlayarak zorla aralarına katılmış olanların terör örgütünden ayrılmasına yol açtı. Afrin’in bu kadar rahat düşme nedenlerinden bir tanesi de budur. Örgütten kaçan genç çocuklar ve ailelerin teröristleri kulaklarından tutup silahlı kuvvetlerimize teslim etmesi. Sebeplerden bir tanesi bu. Tamamı demiyorum ama bu görüntüler sayesinde teröristlerin hep görüldüklerini gördüler. TSK’nin ne kadar bir büyük teknolojik güç kullandığının da en büyük göstergesiydi bu görüntüler” diye konuştu. 

Mete Yarar’a konferansının sonunda Beyşehir Gölü manzaralı bir duvar saati hediye edildi. Yarar’a hediyesini AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Şenol verdi.

İHA

Editör: TE Bilişim