Selçuk Üniversitesi Medeniyet İnşası Topluluğu tarafından Talha Bayrakçı Gençlik Merkezi Konferans Salonunda Sultan 2.Abdülhamid Han’ı ve Çanakkale Zaferini anma programı düzenlendi. Düzenlenen programa Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Caner Arabacı, ile topluluk üyeleri ile öğrenciler katıldı. 

‘BİZİM ÇOK YÖNLÜ YETİŞMEYE İHTİYACIMIZ VAR’

Abdülhamid Çanakkale boğazında yeniden sağlam savunma hatları ve bataryalar kurdurduğuna dikkat çeken Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Caner Arabacı, “Bizlerin Çanakkale şehitlerinin gazilerinin torunlarının İnsanlığa medeniyet getiren bilim ve teknoloji  için bilinç, çözüm ve düşünce geliştirmesine çok ihtiyaç vardır. İnsanlığımızın hali pür melalimize bir çözüm geliştirelim. Osmanlı sultanlarının taşıdığı sözün manası: yeryüzündeki bütün ezilenlerin ve mazlumların hamisidir. Bu yüce bir düşünce ve iman ister. Yeryüzünün böyle bir kafa ile yeniden inşasına ihtiyaç var. Onun için topluluğunuzun adı çok anlamlı. Abdülhamid Çanakkale boğazında yeniden sağlam savunma hatları ve bataryalar kurdurmuştur. Abdülhamid okumaları yapmak lazım. Çünkü bizim üniversite gençliğimiz milletimizin ve insanlığımızın geleceğini teşkil ediyor. Bizim çok yönlü yetişmeye ve çevremizi yetiştirmeye ihtiyacımız var. Çanakkale İstanbul’un kapısıdır. Adamların derdi İstanbul’u ele geçirmektir. Onun için İstanbul’un korunması lazım. İstanbul’u nasıl koruyacaksınız. Onun için Abdülhamid’in devlet başkanlığı döneminde fabrikalar, tren yolları, her cinsten mektepler açması onun asaletindendir. Abdülhamid çobanlık, tarım ile ilgili, hukuk alanında birçok yüksekokullar, ortaokullar, liseler açtırmıştır. Abdülhamid döneminde yetişen nesil Çanakkale’de şehit olmuştur. 70.000 ortaokul öğrencisi, 10.000 civarında lise ve yüksekokul düzeyinde yetişmiş nesil Çanakkale’de yok edilmiştir. İngilizler bununla çok övünürler” ifadelerini kullandı.

‘HAÇLI BİLİNCİ YENİDEN UYANDIRILIYOR!’

Çanakkale’deki haçlı bilincinin günümüzde yeniden uyandırılmaya çalışıldığını gördüklerine dikkat çeken Arabacı, “Çanakkale’ye saldıranlar bir millet değildi. Haçlıydı. Türkler Hristiyanlığı yok ediyor diye getirilmiş insanlardı. Cephede kandırıldığını anlayan insanlar oldu. Çanakkale’deki haçlı bilincinin günümüzde yeniden uyandırılmaya çalışıldığını görüyoruz. İngilizler Avustralya’dan 20.000 asker istiyorlardı. İlk başta alamadılar. Orada bir oyun döndürdüler. Müslüman kıyafetli öldürülmüş iki kişinin onlarca Hristiyan’ı öldürdüğü yaygarasını başlattılar. Ondan sonra Avustralya’dan 400.000 asker topladılar. Aynı oyunu şimdi tekrar oynuyorlar. Yeni Zelanda’da 50 Müslümanın camide ibadet ederken şehit edilmesini bu açıdan bir düşünün. Bir zombi, bir hayvan Hristiyanlığa hizmet düşüncesiyle yetiştirilmiş bir adam. Bir adam değil çünkü 73 sayfalık bir manifestosu var. Demek ki bir haçlı eğitimi veriliyor. Şu an Amerika’da haçlı ordusu yetiştirme çalışmaları var. Bu haftanın haberleri arasında var. Haçlı ordusu ve silahlı eğitim verme çalışmaları serbest ve gizli değil. Yani Çanakkale bir haçlı saldırısıydı ve haçlı saldırısı bitmedi. Haçlının zihin dünyası yeniden tazeleniyor ama hilal tarafı zayıf. Benliğini kimliğini değerlerini, birleşmesi gerektiğini mümin kardeşliğini bilmiyor” ifadelerini kullandı. 

‘TEKNOLOJİK YETERSİZLİK, ŞEHİT SAYISINI ARTIRDI’

Çanakkale’deki zaferin gerisinde Mehmetçikle diğer kardeşlerinin birlikteliği olduğuna dikkat çeken Arabacı, “Mehmetçikle beraber koyun koyuna yatan Arap, Türk, Boşnak Çerkez, Kürt gönüllüleri vardı. Çünkü İstanbul giderse yeryüzünden İslam silinir düşüncesi vardı. Kendi vatanları işgal altında olduğu halde sadece Bosna’dan 15 bin civarında çoğu yayan gönüllü geldi. Yani haça karşı hilal birlikteliği vardı. Birlikten güç doğar. Birlik rahmettir. Ayrılık azaptır. Müslümanların dayanışması ve birleşmesi gerekiyor. Çanakkale’de çok şehit vermemizin bir sebebi de teknolojik yetersizliğimizdir. Düşman silahlarının menzili 15-17 mil uzunluğunda bizim mermilerin menzili ise 7 mildi. Düşmanın uçak, denizaltı gibi araçlarının sayıları bize göre çok fazlaydı. Çanakkale döneminde toplarımız düşük modelli olarak Knupp fabrikalarından geliyordu. Almanya bize düşük teknolojili silahlar veriyordu. Buradan şunu çıkarmamız gerekiyor. Yeni Çanakkale’ler ile karşılaştığımızda her müminin şahadet düşüncesini yüreğinde taşıması gerekiyor. Ama savaş sırasında gençliğimizi heba etmemek için, barış zamanında bilimi, teknolojiyi, yerli savunma sanayimizi geliştirmemiz gerekmektedir. Vatanseverliği alanımızda çok iyi yetişerek göstermemiz lazım. Değilse Çanakkale şehitlerinin ruhlarını şad edemeyiz” şeklinde konuştu.

EMİNE ÖZDEMİR

Editör: TE Bilişim