Genç yaşta yakalandığı iltihaplı romatizma hastalığına yakalanarak yürüyemez hale gelen Rukiye Bayram, “Bayramda bile ne kapımı çalan, nasılsın, iyi misin diyen bile yok. Tek arkadaşlarım kuş sesleri! İnsan yüzüne hasret kaldım. Ne olur beni aydınlığa kavuşturun” dedi.

Gödene Mahallesi Meram Toki siteleri 2. Etap CY-15 adresinde engelliler için yapılan dört katlı asansörsüz apartmanda oturan Rukiye Bayram,  “Beni aydınlığa kavuşturun!” dedi.

Engelliler için yapılan 1+1’lerin birinci katında oturmasına rağmen dört katlı apartmana asansörün yapılmamasına âdeta isyan edercesine “Asansör olmayınca evime dahi çıkamıyorum. Asansör yeri yapmışlar ama asansörü unutmuşlar. Biz engellileri neden insan yerine koymuyorlar? Yoksa biz bu ülkenin üvey evlatları mıyız?” diye konuştu.

Bayram, “Ben 13 yaşında mesleği berber olan kocam Nurettin ile severek evlendim. 18 yaşında dizlerimden iltihaplı romatizma hastalığına yakalandım. Dizlerimden aşağısı tutmuyor. Tuvalete dahi çıkamıyorum. Hastalığımın yüzdesi 91. 2012’de bir engelli arabası aldık. 2015’in Mart’ın altısında aldığım üç aylık engelli maaşım ise kesildi. Neden kesildiğini bilmiyorum. İlaçlarım çok pahalı ve para yetmiyor. Doktorlar ameliyatla platin takılırsa belki yürüyebileceğimi söylediler. Tam ve net bir şey söylemeyince ben de tereddütte kaldım. Bana kayınvalidem bakıyor. Allah ondan ve kocamdan razı olsun” dedi.

BENİ AYDINLIĞA KAVUŞTURUN

Apartman hayatından da son derece muzdarip olan 40 yaşındaki Rukiye Bayram, komşularının hiç birisinin bayramlarda dahi kapısını çalmadıklarını yaşlı gözlerle anlatırken şunları dile getirdi: “Bu ev bana sanki hapishane gibi geliyor! Kimse kapımı çalmıyor? Nasılsın, iyi misin? Diyen de yok! Tek tesellim ve arkadaşlarım ise penceremin pervazına konan kuşlar ve önlerin cıvıltıları oluyor. İnsan yüzüne hasret kaldım. Buradaki komşular ne kandillerde ne de dini bayramlarda kapımı hiç çalmıyor. Hal ve hatır bile sormuyorlar. Bu nasıl komşuluktur? Bu nasıl insanlıktır, anlamadım. Eşime bir şey olsa bana kimse bakmayacak mı? Ne olur yaşadığım bu karanlık dünyadan beni aydınlığa kavuşturun."

Daha önce Zafer’de bir berber dükkanı olduğunu söyleyen Nurettin Bayram ise, şimdi seyyar berberlik yaparak geçimini sağlamaya ve eşimin masraflarını karşılamaya gayret ettiğini belirterek, “Eşimin gözlerinin yaşı hiç dinmiyor. Her şeyiyle annem ilgileniyor. İlaçları çok pahalı olduğu için para yetişmiyor. Yetkililer sesimizi duysun. Bizim aldığımız üç aylık engelli maaşımızı kesmesinler. Sevgili eşimin bu durumuna bir çare bulunsun. Annem ölse, ben ölsem bu kadına kim bakacak diye bazen düşünüyor ve üçümüz birden gözyaşı döküyoruz.  Yine de halimize şükrediyoruz” dedi.

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim