Çerkesinden Kürdüne, Lazından Boşnağına bütün bir Müslüman Türk milletinin mazlum milletler adına sömürgeci batıya karşı verdiği şerefli bir direniş ve zafer abidesi olan Çanakkale Zaferi 104. yıldönümünde anılıyor.  Çanakkale Savaşı inancın, cesaretin, azmin en önemli savaş olarak biliniyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı Yenigün’e  zaferin yıldönümünde önemli açıklamalarda bulundu.

‘ÇANAKKALE BİRLİĞİN ZAFERİDİR’

Çanakkale’yi birliğin zaferi olarak adlandıran Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı, “ Çanakkale birliğin zaferidir. Birlik olunduğu zaman büyük tehlikelere de karşı güç yetirebilme mümkün olur. Birlik olmak isek güç yetiremeyiz. Çünkü karşı taraf birlik olduktan sonra saldırıyor. İngiliz, Fransız sömürge askerleri, Anzak askerleri, Rumlar ve diğerleriyle birlikte Haçlı koalisyonu tamamlandı. Bu haliyle baktığımızda Çanakkale tam bir Haçlı seferidir. Biz, 'Haçlı Seferleri, Selçuklular devrinde başladı ve 8 büyük sefer yapıldı bitti' diye biliriz ama bu yanlış. Tam 200 yıl dalga dalga sürdü. Osmanlı'nın kuruluş döneminde de devam etti. Haçlılar, haçlı olduklarının bilincinde. Ama hilal bilinçsiz. Hilal, İslam inancını doğru öğrenmekten, haçlı ile yakın tarihi, uzak tarihi doğru yorumlamaktan çok daha öte duruyor. Hilal kendi içinde parçalı. İslam kardeşliğini ortaya çıkaracak bir şuur üretmiyor” ifadelerini kullandı. 

‘ÇANAKKALE SAVAŞI TEK YÖNLÜ DEĞİL TÜM YÖNLERİ İLE ELE ALMALIYIZ’

Çanakkale Savaşı gerçekten ibret alınacak, çok ders çıkartılacak, destanlarla dolu bir cephe olduğuna dikkat çeken Arabacı, “ Çanakkale Savaşı gerçekten ibret alınacak, çok ders çıkartılacak, destanlarla dolu bir cephe. Bizler Çanakkale’de zaferi çok kan kaybederek kazandık. Vatan müdafaasında çok can verdik. Bunun sebeplerinden birisi teknolojik eksiklik güçlüksüzlüktü. Çanakkale savaşında teknolojik yetersizlik, bazı erbaşların emrine yansımıştır: “Aman evladım, tek gâvura kurşun sıkma. İkisini, üçünü hizala öyle sık”. Niye, kurşun az? Top mermisi, neden yok gibi? İngiliz, dolu misali mermi harcar ve az can kaybederken, biz saldırıları; çok can, az mermi ile karşılamak durumunda kalırız. Çünkü onlar bilim ve teknolojik üstünlüklerini sağlamışlardır. Bizde, çalışan top sayısı, 92 gibi garip bir rakamken onlarda 960, gemilerdekilerle birlikte 5 bin 66 top vardır. Metrekareye 6 bin mermi düşürmüşlerdir. Bazı siperlerde sağ kalan askerlerimiz, siperi dolduracak kadar yığılan mermi kovanlarını, kürekle dışarıya boşaltmışlardır. Ertuğrul Koyu’na, yani Ezineli Yahya Çavuş ve 63 arkadaşına 25 Nisan 1915 günü atılan top mermi miktarı, 4 bine yakındır. Bizim onlara attığımız ise 113 civarındadır. Bu durumda kim çok ölür? Elbette, “Vatan sana canımız fedadır” demeliyiz. Ama canlar gidince, vatanı kim ayakta tutacaktır? Az can harcayarak vatanı korumak, bayrağı yükseklere çekmek, güçlü olmak daha doğru değil midir? Az kayıpla kazanılan başarının gerçek zafer olduğunu kimse tartışamaz. Çok kayıp verilerek kazanılanın zafer olduğunu ise, aklı başında olan herkes kabullenmez ve tartışır. Çok kayıp vermenin altında, teknolojik eksikliğimizin olduğu bir gerçek. O zaman silahlar konvansiyoneldi. Bizim iki uçağa karşı, elli uçakları vardı. Ama o silahlar, uçaklar; gözüküyordu. Bomba değilse bile mevzilerimizin üstüne gökten çivi yağdırıyorlardı. Bizler Çanakkale Savaşında çıkaracağımız mesaj devletiniz var olacak ise savunma sanayinizin yerli ve ileri olması lazım. Türkiye üzerine saldırılar hale devam ediyor. Türkiye’ye yapılan saldırıları göğüsleyecek isek yazılımdan haberleşmeye kadar birçok alanda yerli ve ileri teknolojiye sahip olmamız lazım. Buda bilim üreten, teknoloji geliştiren birimlerimizin, üniversitelerimizin, teknoloji üstlerimizin bilim adamlarımızın yetişmesi ile olur. Anca Çanakkale’den bu yönü ile faydalanmıyoruz. Bizim milletimiz ve gençliğimiz vatanseverdir. Ama okuma çalışma ve bilim üretme konusunda arzuladığımız düzeyde değiliz. Çanakkale Savaşı tek yönlü değil tüm yönleri ile ele almalıyız. Çanakkale İslam etrafında birliği korumak. Çanakkale’de bizlere saldıranlar sadece Çanakkale’yi geçmek için saldırmadılar, Çanakkale’den maksat Ayasofya’ya anlına haç dikmektir. Cihat sadece silah ile olmuyor. Bilim üretmekte cihattır” ifadelerini kullandı.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim