Konya Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen programda Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Mehmet Birekul “Marşlar ve Toplumsal Hareketler” konulu bir konuşma yaptı.

Bir toplumda dilin, mimarinin ve müziğin yapısı ve özündeki değişimlere bakarak toplumsal değişim süreçlerini anlamlandırmanın mümkün olduğunu söyleyen Birekul; “Dil ve mimari gibi müzik de tarihsel kimlik iddiasının bir ifadesidir. Dolayısıyla değişimin de en önemli göstergelerinden birisidir. Müzik formları içerisinde tarihsel kimlik bağlamında en önemli göstergelerden birisi ise marşlardır. Marş kelime anlamıyla da orantılı olarak hareket demektir. Bu nedenle Marşı olmayan bir toplumsal hareket yok gibidir. Tüm marşlar esasında üyelerini belli bir disiplinde tutamaya yönelik düşünsel ve duygusal bir içerikle bezenmişlerdir. Hemen her marşta belli konu çerçeveleri dikkat çekicidir. Sözgelimi her marşta kolektif kimlik, kolektif duygular, toplumsal hareketin temel simgesel isimleri ve mekanları, özgür alan kurgusu temel vurgu alanları olarak belirmektedir.” dedi.

Türkiye’de, Osmanlı sonrası modernleşme hareketlerini ve bu bağlamda kimlikler evrenini anlamlandırmamız açısından marşlar üzerinden bir okumanın bize önemli açılımlar sağladığına vurgu yapan Doç. Dr. Mehmet Birekul; “Osmanlı’nın batılılaşma süreci II. Mahmut’un Mehteri kapatıp Mızıka-ı Hümayun’u kurması ve başına da İtalyan müzisyen Donizetti’yi getirmesi ile başlamıştır. Osmanlı’nın batılılaşma sürecinde askeriyenin dışında gündelik hayata etki eden ilk adım batılı müziğe geçiştir.” dedi.

Marşların Cumhuriyetin kuruluşunda da merkezi konumda olduğunu, bu dönemde kurucu kimliğin temel parametrelerinin özellikle gençlik ve okul marşları ile inşa edilen yeni gençliğe aktarıldığını ve bunun yanında gündelik hayatın değişimi için pek çok marşın gündemimize girdiğini söyleyen Birekul; “Sözgelimi harf inkılâbının bir yansıması olan harf marşı, ziraat marşı, gezme marşı bunlardan bir kaçıdır. Altmışlardan iki binlere kadarki süreçte marşlar özellikle sol ve muhafazakar kesim için bir itirazın ve direnişin sembolüdür.

Seksenlere kadar sol kesim kurucu kimliğe olan itirazını marşlar üzerinden gerçekleştirmiştir. Seksen darbesi ile birlikte ise muhafazakar kesim kendi kimliğini eylemsel bir alana yansıtabilmiş ve dolayısıyla marşlarla tanışmıştır.

İki binli yıllar marşların gündemimizden düştüğü yıllar olarak dikkat çekicidir; zira küreselleşme ve moderniteye karşı direnişin kırılması, direnişçi kimliklerin gündemlerini de değiştirmiştir. Artık marşlar özel itirazların gündemindedir. Sözgelimi gezi eylemleri ya da 15 Temmuz gibi kırılma noktaları üzerine pek çok marş üretilmiştir. Son kertede şunu söylememiz mümkündür ki, marşlar Türk modernleşme sürecinin ve kimlik arayışlarının önemli göstergelerinden biri olarak gündelik hayatımızdaki yerini korumaktadır.” dedi.

Konuşma sonrasında Doç. Dr. Mehmet Birekul’a günün anısına Katılım Belgesini, Prof. Dr. Şaban Çalış ile TYB İstanbul Şubesi eski Başkanı Ahmet Kot, birlikte takdim etti.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim