"Müslüman olmanız için en önemli şey imandır. Ameller imanın meyvesidir. Müslümanın meyvesini görebilmek için yetiştirmemiz ilgilenmemiz lazım. Meyvesi olmayan ağacı Hariciler tahtadır diye kesmişler. Kuran'da geçen Allah'ın indirdiklerini reddetmedikçe o kişi tekfir edilmez" diyen Prof. Dr. Hilmi Demir, "Ebu Hanife Müslüman kimdir sorusuna cevap vererek bu sorunun çözülmesine birliğimize zemin hazırlamıştır. İslam ümmetini tekfir sorunu parçalıyor. Bugün DAEŞ dediğiniz tehdit budur. FETÖ kendinden olmayanı kabul etmeyen gruptur. Mezhep şehirli işidir. Kırda gerek yok. Köyde kırmızı ışığa gerek olmadığı gibi. Hukuk şehir içindir. Ebu Hanife Kufe’de yaşamış. Her türden adam varmış. Şehirde ortak bir kanun yapmanız lazım. Geleneksel fıkıh dediğimizde tüm beşeri işlerle ilgilenir. Ebu Hanife ilk hukuk ekolünü kuran adamdır. Ebu Hanife’nin  meşhur adalet döngüsü. büyük bir devlet olmanız için ilk ihtiyacınız güçlü bir ordudur. Güçlü bir orduyu finanse etmek için güçlü bir hazineniz olacak. Hazineyi doldurmak için tebaa ya halka bağlısınız. Nüfusunuz olacak. Çin’in nüfusu 1.5 milyar. Herkese bir çift ayakkabı için 1.5 milyar ayakkabı üretmeniz lazım. O yüzden güçlü bir nüfusunuz olmazsa hazineniz boş kalır. Peki güçlü toplumu neyle bir arada tutacaksınız adaletle. Büyük şehirleri bir arada tutabilmeniz için adalete ihtiyacınız var. Adalet hukukla yapılır. Hukuk olmadan adalet olmaz. Adalet olmadan büyük millet olunmaz. Büyük millet olmadan ekonomi güçlenmez. Ekonomi güçlenmeden büyük ordu kurulmaz. Bunlar olmadan  büyük devlet olunmaz" ifadelerini kullandı. 

Medreselerin öneminden bahseden Demir, "Konya’da 25’e yakın medrese açmışız. İplikçi medresesinin vakfiyesinde bu medresede Hanefi eğitim verilir yazıyor. Sırçalı, Karatay ve Atabey medreselerinin vakfiyelerinde Hanefi eğitim verilir yazıyor. Bunlar nizamiye medresesi diye şafii eğitim verildiğini zannetmeyin. Peki niye böyle? Hanefiliğin ehli sünnetin ana damarlarından birisi olmasının çok önemli iki özelliği var. Birincisi akide. Çünkü Hanefilik beraberinde itikadı da getiriyordu. Hanefilik en önemli özelliği bizi itikatta bir millet yapmasıdır. İki hukuk alanıdır. İslam topluluğunu bir hukuk devleti haline getirmiştir. O yüzden rahmetli Halil İnalcık hocam aslında İslam toplumu bir monokrasidir der. Monokrasi hukuk devleti demektir. Hani bazıları teokratik devlet falan der. Hayır der. Bizim kurduğumuz bütün devletler bir hukuk devletidir. Ondan ödünç alarak ben şöyle isimlendirmiştim bunu biz tarihte mesiokrasiye hiç inanmadık. Biz tarihte monokrasiye inandık. Biz kurtarıcı beklemedik. Biz hukukla toplumlarımızı inşa ettik. Hukuk bizim toplumlarımızı ve medeniyetimizi inşa etmemizin en önemli unsurlarından bir tanesidir. Akide ile millet olduk hukukla devlet olduk. O yüzden Osmanlıya gelen yabancı elçiler Osmanlı için şunu demişlerdir:” Bu ülkenin batması imkansızdır. Niye? Çünkü bir mahkemeye müracaat eden kişi en fazla iki günde sonuç alır. Oysa bizim mahkemelerimizde bir kimsenin sonuç alabilmesi için yıllar geçmesi lazım. Araya da birilerini koymak lazım. Bu yüzden Osmanlı asla yıkılamaz. Ne zaman çöktük. Adaletten şaştığımız zaman o yüzden adaleti yeniden ayağa kaldırabilirsek medeniyetimizi de oradan yeniden inşa ederiz. Tabi bunun bir başka ayağı bizi ister istemez akidei inanca götürüyor. Bir iman krizi bugünde maalesef bizi bekliyor. Çünkü Suriye, DEAŞ, radikalleşme, FETÖ gibi meseleler ümmetin imanını çaldı. Ve çalmaya da devam ediyor. Bu krizi de çözmemiz lazım. Onu nasıl çözeceğiz. Orda da rehberimiz belli aslında Ebu Hanife ve onun devamında. Niye maturidi diyoruz. Çünkü İmam-ı Maturidi Ebu hanifenin görüşlerini sistematize eden kişidir. Onun çizgisinden yürümüştür" dedi. 

FİTNE BÜYÜK BİRBİRİMİZE DÜŞÜYORUZ

Demir, "Değerli dost insan rüya görür mü görür. Rüyasında hikmetler alır mı alır. Allah ya da peygamber kişiye rüyasında ilham verir mi verebilir. Ama kime verir rüyayı görene verir. Tarihte bizim evliyalarımız bizim velilerimiz kendi rüyalarını görmüştür. Başkalarının rüyalarını görmemiştir. Bir örnek veriyim: Yani şudur rüya sana derler ki ibadetlerini ihmal ediyorsun. Sana derler ki şu işini iyi yap. Ama hiç kimse sana gidip rüyanda git şu millete söyle şu işi şöyle şöyle yapsınlar demez. Kim diyor bunu Maturidiler. Pesevi kim ki diyor;  “Allah bana şöyle emretti ve size şunu söylememi istedi “ derse vallahi yalan söylemiştir. Niye çünkü Allah vahyini tamamlamıştır. Diyor. Allah Kuranda eksik bir şey mi bıraktı ki sana desin. Sana seninle ilgili bir şey ilham eder. O seninle Allah arasındaki bir ilişkidir. Yani bu şu demek değil. Rüya inkar edelim. Hayır. Ama rüya görenin dışındaki için delil değildir. Rüya senindir o yüzden sana mesajdır. Sen ki o mesajı Allah’tan başkalarına bir emir ve tamilat gibi getiriyorsan yalan söylüyorsun. O yüzden Maturidilerin büyük bir kısmı rüya ile amel ve dinde delil olmaz ilkesini benimsetmişlerdir. Şimdi bu ilkeyi imam hatipten liseden ilahiyata kadar herkese öğretseydiniz FETÖ olmazdı. O yüzden Maturidiliğe muhtacız. Çünkü dini doğru anlamak için muhtacız. Ve bence kadim medeniyetimizi inşa eden ana damarlar ve sütunlar bu iki damardır. Bugün bu damarları unuttuk o yüzden de kuruyoruz. Araziler çorak çölleşiyoruz. Fitne büyük birbirimize düşüyoruz. Medeniyet davası bu köklerin yeniden hatırlanması  ve yeniden inşası mutlaka gerekli gözüküyor. Selçuk Üniversitesi çok güzel bir şey yapmış Konya’da. İmam Maturidi araştırma merkezi açmış. Konya’ya yakışır. 8-10 yıldır söylüyorum. Hiçbir ilahiyat fakültesi oralı olmadı. Helal olsun Konya’ya. Konya Mevlana’nın şehri. Mevlana’da Hanefi unutmayın. Hanefi tabakat kitaplarında Mevlana’nın ismi geçer. Çok ilginç bir şey Mevlana'yı millet Şii zanneder. Ehli beyt sevgisinden dolayı. Hanefiler de ehli beyt sevgisi çok güçlüdür. Mevlana'nın şiirlerini çalışan arkadaşlar bilirler. Mevlana tam bir ehli sünnettir. Sufilerin çoğu hanefidir. Bektaşiler, Mevleviler hanefidir. Cumhuriyet dönemine geldiğimiz zaman bunların hepsi savrulmuştur. O başka bugün ne Bektaşilik ne Mevlevilik Hanefilikle birleşemez. Oysa Osmanlıyı büyük yapan ana unsurlardan bir tanesi budur. Kendileri hanefidir ve hem bektaşisi hem mevlevisi Hanefilik etrafında birleşmiştir. Buranın Hadimi kasabası var. Osmanlının en meşhur alimlerinden Ebu Said el Hadimi. Ben bir tez yaptırıyorum. Onun kelami görüşleri üzerine. Yazma eserlerini de buldurttuk onları da çeviriyoruz. Kendisi sufidir. Ama çok güçlü bir Hanefi alimidir. Bu toprakların bektaşisi, sufisi mevlevisi yeniçerisi hanefidir. Şimdi yeniçeriyi Bektaşi bilirsiniz. Peki yeniçerinin sancağının ismi nedir Ebu Hanife sancağıdır. Ben paylaştım bunu yazdım. Kalem kuşananı, kılıç kuşananı hanefidir. Gönül adamı hanefidir. Ama cumhuriyet dönemi ile birlikte İslam düşüncesinde öyle büyük bir kriz yaşıyoruz öyle bir savrulduk ki bunların hepsini bir araya getirip birleştirmeniz çok zor. İşte bu büyük medeniyeti yeniden inşa etmek için bu köklere geri dönmemiz bu kökleri hatırlamamız lazım. Hatırladıkça bir olacağız bir oldukça millet olacağız  millet olduğumuz zamanda büyük bir medeniyeti yeniden inşa edeceğiz. Allah o günleri nasip etsin" diye konuştu. 

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim