Mevlana’nın hayat felsefesinden örnekler veren Kara, gönülleri fethetmek için Mevlanalara ihtiyacımız olduğunu söyledi. Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce organize edilen Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) kapsamında, bu yıl ilk kez “Türbe Önü Buluşmaları” adı altında düzenlenen çadır sohbetlerinde, Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara; tevazu, dostluk ve ahlakı anlattı. İnsan kelimesinin manasının dostluk olduğunu ifade eden Kara; ahlakımızı, iç dünyamızı, kalbimizi iyi tahlil etmemiz gerekiyor” dedi.

“OSMANLI GÖNÜLLERİ FETHETTİ”

Kara sohbetini şöyle sürdürdü. “İnsan kendine acaba ben kibirli bir insanmıyım diye net olarak sormasıve cevabını da vermesi gerekiyor. Bu hastalığın reçetesi tevazu,bir kalbi fethetmek için mütevazi olun yeter. Osmanlı, Balkanları topla, tüfekle fethetmedi. Eğer öyle olsaydıbugün orada ezan okunmazdı. Osmanlı gönülleri fethetti. Allah müminlerin dostudur. Allah böyle buyuruyor. Evliyaullahlar peygamberlerin varisleridir. Onlar insanlara unuttuklarını hatırlatırlar. Allaha dost olmanın yolunu bize hatırlatırlar. Kindar iseniz dindar olamazsınız. Kindarlık dindar olmanın yolunu kapatıyor. Öldürücü bir zehirdir. Allah bize bunun için özel bir dua da öğretiyor. ‘Allah’ım kalbimize müminlere karşı kin koyma’ diye, neden çünkü kin kalbi öldürür” dedi.

Dostluğa engel olan manevi hastalıklara da değinen Kara, “Allah dostlarının yaşantılarını kendimize örnek almalıyız. Çünkü onlar kalbimizin doktorudur. Peygamber efendimizden sonra onun yolunda olanlar;alimler, arifler ve sanatkarlardır. Gönlümüzdeki hastalıklarla yakından ilgilenmemiz gerekiyor. Taşlaşmış, kirlenmiş, pas tutmuş kalpleri tümüyle temizlemek gerek, işte din bunun için vardır. Cenab-ı Allah’ın lütfu devam ediyor. Peygamberler gönderdi ve devamın da alimler yaratıyor. Bakıyoruz günümüzde, şu yazarın kitabı 10 Bin, 20 Bin veya 50 Bin basmış, belki de 100 Bin ama hiç biri İmam Gazali’nin eserlerinin yerini tutmuyor. Bunlar sırf kapitalizmin oyunları, en fazla 30 sene sonra kaybolup gidecekler.” diyerek konuşmasına şu şekilde devam etti. 

“DÜNYA 800 YILDIR MEVLANA’YI OKUYOR”

“Büyükler, Allah’ın bizlere açtığı en büyük lütuf kapısıdır. Dünya 800 yıldır Mevlana’yı okuyor ve onu anlamaya çalışıyor. Onlar anne sütü gibidir. Onlar olmadan olmaz. Bilir misiniz? İnsanın duyduğu ilk ses nedir diye, anne karnında annesinin kalp atışıdır. Annelerimizi, babalarımızı kırmayalım onları kırmışsak bile özür dilemeyiz. Haksız olsalar bile hiçbir şartta onları üzmeyelim.Ahlak bir anlamda kalbin eğitilmesidir. Peygamberin gelmesi de ahlak içindir. Dünya bunun üzerine kurulmuştur. Tasavvuf İslam dünyasında bir yol, mezhepler, tarikatlar, hepsini değerlendirdiğimizde İslam yüz şeritli bir yol gibidir.Ancak bizim iki tane kırmızıçizgimiz var. Farzlar ve haramlar, Allah’ın farzlarına ve haramlarına eyvallah diyen herkes bu kırmızıçizginin içindedir.” dedi. Moderatörlüğünü Konya Büyükşehir Belediyesi Bilim Merkezi Müdürü Ömer Bardakçı’nın yürüttüğü çadır sohbetleri, soru ve cevap bölümünün ardından sona erdi.

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim