Kerbela ile ilgili Aşkın Şehidi, Aşkın Elçisi, Aşkın Secdesi adlı roman türünde üç ayrı kitabının olduğunu ve bu kitapların Kerbela türündeki ilk roman olduğu için çok tutulduğunu, 21. Baskısının yapılarak 165 bin adet satılığını belirten Ahmet Turgut Kerbela’nın bir ırk mücadelesi, bir maddiyat mücadelesi, bir mezhep mücadelesi, bir iktidar mücadelesi olmadığını, Kerbela’nın Hak – Batıl mücadelesi olduğunu söyledi.

Ahmet Turgut, “Kerbela’da, Allah ve Rasulünü sevip onlara itaat edenleri gördük, bir de paraya pula itaat edip, itaat ettikleri şeyleri sevenleri gördük. Kur’an-ı Kerim’in Hak ve Batıl mücadelesi adına ümmetlerden örneklendirdiği, genel olarak zikrettiği her şeyi Kerbela vakasında etraflıca görüyoruz. Kerbela bu yönüyle adeta bir tefsirdir, bir furkân’dır. Meselâ Salih Aleyhisselam, Semud Kavmine Cenab-ı Allah’ın tebliğinden dolayı bir deve bıraktı. Dedi ki bu deve kamusal emanet su içme hakkına riayet edin. Dokuz aile bir araya gelerek Vallahi diye sözleşirler ama Salih Aleyhisselam’ın emanetini hunharca boğazlarlar. Kur’an-ı Kerim bunları geçmişlerin hikayesi diye anlatmıyor. Semud kavmi imtihanı başaramadı. Bizim ibret almamız için anlatıyor Kur’an. Şimdi Kerbelaya dönelim. Rasulullah, veda hutbesinde emanet olarak ehli beytini zikretmiş, sizi ehli beytim konusunda uyarıyorum demiş. Kamusal emanet olan bir Hz. Hüseyin var. Hz. Hüseyin su içme hakkına bile riayet edilmeden hunharca katledildi. Ve bu katledilen bir deve değil, insan. İnsan-ı Kamil. Salih Aleyhisselam’da başımızın tacıdır ama emaneti heder edilen hatemül enbiya, nebiler sultanıdır. Kerbela’nın ne olduğuna dair Yezid’den bir ifşaat. Seyyide Zeynep ve Kerbela’nın esirleri Şam’a getirildikleri zaman Yezid şu ifadeyi kullanır. Bedir’deki atalarım bugünü görselerdi benimle gurur duyarlardı. Bedir’de öldürülen üç müşrik Yezid’in babaannesi Hind’in babası, dedesi ve abisi idiler. Bedir’in intikamını aldım diyor. Bedir, dinin varlık, yokluk günüydü. Hz. Hüseyin de yola çıkarken ben bugün Yezid’e biat edersem ceddim Rasulüllah’ın tebliği topraklar altında kalır yani ölür demişti. Dinin tebliği ölmemesi için Yezid gibi bir fasığa biat etmemesi lazımdı. Rasulüllah “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim” buyurmuştu. Ben de Hüseyin’denim demek, Hüseyin’in dâvâsı benim dâvâmdır demektir. Hz. Hüzeyin’in mücadelesi Rasulüllah’ın mücadelesidir. Kerbela’yı Hak – Batıl mücadelesi olarak görmek üzerimize farzdır” dedi.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim