Karaman kent merkezine 45 kilometre uzaklıktaki Taşkale köyü, 800 yıllık tahıl ambarlarıyla ilgi görüyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi'nin de memleketi olma özelliği taşıyan Taşkale köyünde, killi kireç taşından oluşan yüksek kaya kültesinde 252 tahıl ambarı bulunuyor. 800 yıllık bir tarihi özelliğe sahip tahıl ambarları, günümüzde fazla kullanılmasa da kayalara oyulan nişler, basamak olarak kullanılarak, tırmanılarak çıkılıyor. Ardıç ağacından yapılan 50 ila 60 santimetre karelik kapıları bulunan tahıl ambarlarında, kapıların üzerindeki makaralara bağlanan halatlarla buğday ve arpalar çuval içinde çıkartılıp dökülüyor.

GÖRSELLİĞİYLE İLGİ ÇEKİYOR

Görselliğiyle fotoğrafçıların ve turistlerin ilgisini çeken tahıl ambarının en büyük özelliği sıcaklık ve nemin sürekli aynı seviyede olması nedeniyle tahıl zarar görmüyor. 1974 yılında konulan buğdayın ise aradan geçen zamana rağmen halen yüzde 3'lük bir kısmının bozulduğunun tespit edildiği belirtildi. Kayalıktaki yola bitişik olan bir ambar ise muhtarlığın misafir hanesi olarak kullanılıyor. Gelen misafirleri gözlemeler yapılıp ikram ediliyor. Kayalıkta bir de cami bulunuyor. Taş Cami adını taşıyan cami günümüzde de ibadet hizmeti veriyor.

KAYA KÜLTESİNDE 252 TAHIL AMBARI VAR 

Taşkale köyü muhtarı Hasan Karaca, köylerinin erken Hristiyanlık Dönemi'nden itibaren yerleşim yeri olduğunu belirtti. 1200'lü yıllarda atalarının köye gelip yerleştiğini ifade eden Karaca, kayaların killi kireç özelliğine sahip olması ve rahatlıkla oyulabilmesi nedeniyle tahıl ambarların kaya kültesine yapıldığını söyledi.  Kaya kütlesinde 252 tahıl ambarının bulunduğunu ifade eden Karaca, ''Kaya kütlesi killi kireç taşı olmasından dolayı üstünden 10 santimetreyi kırdıktan sonra içeri yüzde 60 oranında kolay yontulur. Killi kireç taşının ikinci bir özelliği nemi yok etmesidir.  Tahıl ambarlarının içinin sıcaklık ve nem oranı hiç değişmiyor. Sabit kaldığından nemsiz olmasından dolayı, hububatlarımız 100 yılda yüzde 5 kayıpla muhafaza edilebiliyor. Şu an da 1974 yılından itibaren kalma 70 kilo civarında buğdayımız var. 38 yıllık iken incelenmiş ve yüzde 2 oranında unlanma başlamış. Bu da 100 yılda yüzde 5 kayıp olduğu anlamına geliyor.'' diye konuştu.

12 TON HUBUBAT ALIYOR 

Her bir ambarın 2 odalı ve yaklaşık 12 ton hububat alma kapasitesine sahip olduğunu ifade eden Karaca, şunları söyledi: ''Ambarların hepsi kullanılabilecek faal durumda. Teknolojinin ilerlemesi ve sıcak parayı sevdiğimiz için artık eskisi  gibi depolamıyoruz. Ambarların asıl amacı kıtlık yıllarında depolama yapıyormuş dedelerimiz. Ama şu anda kıtlık yıllarını düşünmüyoruz, en geç 10 günde dünyanın farklı yerinde hububat getirme şansımız oluyor.''

Karaca,  içerdeki ısı derecesinin değişmemesi  içinde kapılarının küçük yapılmış olduğunu belirtti. Kaya kültesi içindeki Taş Cami'nin bulunduğu alanda daha önce şapelin bulunduğunu ifade eden Karaca, ''Orası daha önce şapelmiş. Buradaki yerli halk, zamanla asimile olmuş ve İslam’ı tercih etmiş. Camimizin girişin olduğu bölüm salonmuş,  salon 1200'lü yıllarda göçmüş ve  salon kaybolmuş. 1 metre kadar kısmı kalmış. Orası giriş olarak kullanılmış yan tarafına da  mescit yapmışlar. Orası hale cami olarak kullanılıyor, görevli imamı  da var.'' dedi. 

Karaca, köylerinin hem tahıl ambarlarından, hem de Atatürk'ün dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi'nin Makedonya'ya göç etmeden önce bu köyde yaşamasından dolayı yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çektiğini söyledi. Karaca, ''Taşkale, Atatürk'ün ata yurdudur. Buranın daha iyi tanıtılıp, turist sayısının artırılması gerekir. Köyle ilgili belgesel çekilebilir. Dizi filmleri için uygun bir alan. 5 yıl önce 46 bin ziyaretçi geliyordu. Günden güne ziyaretçi sayısı artırıyor. Yıllık 1 milyon ziyaretçi sayısına çıkartmamız gerekiyor'' dedi. 

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Alaattin Uca, tahıl ambarlarının sıcaklık ve nem oranın sabit olmasından dolayı killi kireç taşından olan yüksek kaya kütlesine yapıldığını belirtti. Muhafaza edilen ürünlerin bozulma derecesinin sıfır noktasında olduğunu ifade eden Uca, ''100 yıllık üründe bozulma oranı yüzde 3 olarak belirlenmiştir'' dedi. 

DHA

Editör: TE Bilişim