Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM Genel Kurulu’nda Konya’nın sorunlarını ve yatırımlarını ele alan bir konuşma yaptı. Kalaycı konuşmasında KOP ve diğer bölge kalkınma idareleri yatırımlarını değerlendirdi. Kalaycı sulama yatırımlarına hız verilmesi gerektiğini belirterek, mümbit toprakların biran önce suya kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Daha önce yerli otomobilin Konya’da üretilmesi gerektiğini gündeme getiren Kalaycı, yerli otomobil konusundaki Konya ısrarını yineledi. Kalaycı yerli otomobil için en uygun yerin Konya olduğunu yeniden Meclis’te dile getirdi. Ayrıca Kalaycı, Hz. Mevlana 744. Vuslat Yıldönümü Etkinlikleri’nin devam ettiğini hatırlatarak, yarın 17 Aralık Pazar günü gerçekleşecek olan Şeb-i Arus merasimi için herkesi Konya’ya davet etti. 

MÂNEVÎ KALKINMA, MADDÎ KALKINMANIN RUHUDUR

Herkesi Şeb-i Arus için Konya’ya davet eden Kalaycı, “Hızlı ve dengeli kalkınmış bir ülke haline gelebilmemiz, manevi kalkınmaya vereceğimiz önemle yakından ilgilidir. Mânevî kalkınma, maddî kalkınmanın ruhudur. Maneviyatsız ne kalkınmak ne de bu güzel vatanı koruyarak milli birlik ve beraberliği muhafaza etmek mümkündür. Bizi biz yapan, bizi millet halinde bir arada tutan, birlik ve beraberliğimizin mayasını oluşturan unsurlar millî ve manevî değerlerimizdir. Pazar günü yapılacak Şeb-i Arus  merasimi için yurt içinden ve yurt dışından herkesi Konya’ya bekliyoruz. Hz. Mevlana bir gönül mimarıdır, bir sevda ve sadakat mihveridir. Daha çok bilinmesi, daha çok tanınması lazımdır. Bu muhterem büyüğümüzü layıkıyla özümsediğimiz, cesaretle anladığımız ve kutlu bir emanet gibi benimsediğimiz sürece nifak ve husumet milletimizin arasına sızamayacak, kötü ve kötürüm niyetler aradıkları fırsatları bulamayacaklardır. Vuslatı’nın 744’üncü senesinde Hz. Mevlana’yı saygı ve minnetle anıyor, ebediyete irtihalini, düğünü olarak gören bu yüksek ahlakı rahmetle, duayla yad ediyorum. Şeb-i Arus’un hayırlara ve güzelliklere vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Halen devam eden vuslat yıldönümü etkinlikleri ve 17 Aralık Pazar günü gerçekleştirilecek Şeb-i Arus merasimi için yurt içinden ve yurt dışından herkesi Konya’ya bekliyoruz” dedi. 

SULAMA YATIRIMLARINA HIZ VERİLMELİ

Konya’daki sulama yatırımlarına değinen Kalaycı, 1989 yılında kurulan GAP Bölge Kalkınma İdaresi yirmi sekiz yıldır önemli bir görev yapmakla birlikte, GAP projesi bitirilemediğinden idarenin görev süresi sürekli uzatılmaktadır. GAP Master Planı’nda 1 milyon 842 bin hektarlık bir alanın sulamaya açılması planlanmıştır. Ancak, bugüne kadar sulamaya açılabilen alan 500 bin hektar düzeyindedir. Sulama yatırımlarına hız verilmeli, su bekleyen mümbit topraklar bir an önce suya kavuşturulmalıdır. KOP, DAP ve DOKAP Bölge Kalkınma İdareleri 2011 yılında çok sınırlı görev ve yetkiler verilerek ve 5 yıl süreyle kurulmuş, ancak hedeflere ulaşılamadığından süreleri 2019 yılı sonuna kadar uzatılmıştır. 6 yıl geçmesine rağmen bu idarelerde henüz kurumsallaşma dahi sağlanamamıştır. Şimdi de 2018 yılı Programına bir tedbir olarak konulmuştur” ifadelerini kullandı. 

BÖLGE KALKINMA İDARELERİNDE ÇALIŞAN PERSONELİN ÖZLÜK HAKLARI MUTLAKA İYİLEŞTİRİLMELİ

Bölge kalkınma idarelerinde çalışanların özlük hakları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Kalaycı, şunları söyledi, “Bölge kalkınma idarelerinde çalışan personel görevlerini zor şartlar altında yerine getirmeye çalışmaktadır. Personel sıkıntısı yaşayan bu idarelerde sektör uzmanlarının çalıştırılması önem arz etmektedir. Personel ihtiyacı başka kurumlardan geçici görevlendirilen personel eliyle giderilmeye çalışılmaktadır. Bölge kalkınma idarelerinin kurumsal yapısının iyileştirilmesine, yönetim süreçlerinin ve personel yapısının geliştirilmesine dönük düzenlemeler bir an önce yapılmalı, personelin özlük hakları mutlaka iyileştirilmelidir.”

KOP EYLEM PLANI YENİLENEREK BÖLGEYE TAHSİS EDİLEN KAYNAK ARTIRILMALI

KOP kapsamında bölgeye tahsis edilen kaynağın artırılması gerektiğini savunan Kalaycı, “2015 yılında 2014-2018 dönemini kapsayan KOP, DAP, DOKAP ve İkinci GAP Eylem Planları açıklanmıştır. Eylem planları ile GAP için 53,4 milyar lira, DAP için 21 milyar lira, DOKAP için 10 milyar lira, KOP için 9,9 milyar lira kaynak tahsisi yapılmıştır. Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde’den oluşan KOP bölgesi kapsamına geçen yıl Nevşehir, Yozgat, Kırşehir ve Kırıkkale illerimiz de eklenmiştir. KOP Eylem Planı’nın yenilenerek tahsis edilen kaynakların artırılması, özellikle bölgeye başka havzalardan su getirilmesine yönelik projelerin kop proje stokuna eklenmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

KOP BÖLGESİNE DIŞ HAVZALARDAN SU GETİRECEK YENİ PROJELERE ŞİDDETLE İHTİYAÇ VAR

KOP bölgesine havza dışından yeni su getirme projelerinin ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kalaycı şöyle devam etti, “Ülke tarım alanlarının çayır ve mera hariç yüzde 19,5’ine sahip bulunan KOP illerinde, toplam yüzölçümün yüzde 48,7’sini tarım alanları oluşturmaktadır. KOP bölgesinin bu denli yüksek oranda tarım alanı bulunmasına karşın, su kaynakları kısıtlıdır. Arazilerin ancak 3’te 1’i sulanabilmektedir. KOP illerinden Konya, Karaman, Niğde ve Aksaray’ın büyük bölümü ile Ankara’nın küçük bir bölümünün içinde bulunduğu Konya kapalı havzası ülkemizin sulanabilir alanlarının yüzde 17’sine sahiptir. Buna karşın ülkemizin su kaynaklarının ancak yüzde 4’ü bu havzada bulunmaktadır. Bundan dolayı dış havzalardan su getirecek yeni projelere şiddetle ihtiyaç vardır.  Mavi Tünel muhteşem proje ama Konya Ovası’nın su ihtiyacını karşılamak için yeni projeler lazımdır. Toroslarda hâlen değerlendirebilecek imkânlar vardır. Ermenek Barajı’ndan, Manavgat Çayı’ndan Fırat Karasu’dan, Kızılırmak’tan, Sakarya’dan su getirmenin yolları bulunmalı, ovanın su ihtiyacı karşılanmalıdır. Ermenek çayı ve Manavgat Havzası Büyükköpçay-Aksu çayından su getirecek projeler üzerinde DSİ tarafından yapılan çalışmalar bir an önce bitirilmeli ve projeler programa alınmalıdır.”

SU KANUNU ÇIKARILMALI

Su yönetiminin ulusal bazda ele alınması gerektiğine de dikkat çeken Kalaycı, “28 Ekim 2017 tarihli resmi gazetede yayınlanan Su Havzalarının Korunması ve Yönetim Planlarının Hazırlanması Hakkında Yönetmelikte zirai amaçlı su kullanımı ile ilgili bir atıfta bulunulmamış, havzalar arası su transferi ile ilgili net bir durum ortaya koyulmamıştır. Havzalar arası su transferi olmadan uygulanacak havza bazlı su planı özellikle Konya olmak üzere Orta Anadolu ve KOP İlleri için bir zul ve eziyet olacaktır. Su Kanunu çıkarılması ile ilgili çalışmalarda sadece jeolojik veriler değil tüm mühendislik hizmetleri, toplum sosyolojisi ve çevresel etki değerlendirmesi de dikkate alınmalı, su yönetimi ulusal bazda ele alınmalı, “teknik olarak mümkün olan bir havzada bulunan fazla suların havzalar arası transferlerine imkan tanınacak” bir yaklaşım ortaya konulmalıdır. Ülkemizde çeşit çeşit teşvikler verilmekte, gelgelelim teşvik verdik de sonuç ne oldu diye gerekli değerlendirme yapılmamaktadır. Verilen teşviklerin getirisinin ne olacağı, ne ekonomik katkı sağlayacağı mutlaka irdelenmeli, teşviklerin sonunda ne beklendiğinin fayda-maliyet sonuçları ve bu elde edilmezse sonuçlarının ne olacağı açıkça tanımlanmalıdır. Aksi takdirde dilek kuyusuna para atar gibi teşvik verilirse, kaynaklar heba olur. Olan da zaten budur. Teşvik sistemi bölgeler arasında dengesizlik de oluşturmakta, komşu iller arasında rekabet yaratmaktadır. Mesela, bir yatırımcı, hemen yanında daha fazla teşvik alacağı iller varken, Konya’yı, hele ki Konya’nın ilçelerini niye seçsin?” diye konuştu.

BÜYÜKŞEHİR YASASI KÖYDEN KENTE GÖÇÜ DAHA DA HIZLANDIRDI

Köyden kente olan göçle alakalı görüşlerini de aktaran Kalaycı, “Sadece il merkezlerine bakarak değerlendirme yapılmamalıdır. Bugün, ilçeler kan kaybetmekte, güzelim köylerin ve beldelerin durumu göç nedeniyle içler açısı olup giderek viraneye dönmektedir. Büyükşehir yasası da, iddia edilenin aksine göçü daha da hızlandırmıştır. Şehirlerimiz göç nedeniyle oluşan nüfus yoğunluğunu taşımakta güçlük çekmektedir” ifadelerini kullandı. 

ANADOLU’YU ŞAHA KALDIRACAK YERLİ OTOMOBİL YATIRIMI İÇİN EN UYGUN YER KONYA

Yerli otomobil üretimiyle ilgili en uygun yerin Konya olduğunu bir kez daha vurgulayan Kalaycı, konuyla ilgili şu görüşlere yer verdi, “Ülkemizde bölgelerin sahip olduğu imkân ve potansiyelin sektörel haritası çıkartılmalı, her bir bölgede potansiyeli yüksek ve başka yerlere göre üstün olan sektörler desteklenerek belirli yöreler “Sektörel Çekim Merkezleri” haline getirilmelidir. Ülkemizde mekansal gelişme için plan hazırlanmalı, küresel rekabet gücü yüksek yeni odaklar oluşturulmalıdır. Marmara Havzası dışında Konya, Kayseri, Mersin, Gaziantep gibi Anadolu'da yeni odaklar belirlenmelidir. Bu kapsamda uygulanacak politikalar ve alınacak tedbirler, ülke kalkınmasına ve bölgelerarası gelişmişlik farklarının azalmasına önemli katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin önünde Anadolu’yu yeniden şaha kaldırmak için yeni bir fırsat vardır. Bugün hepimizi heyecanlandıran yerli ve milli otomobil yatırımı mutlaka Anadolu’ya yapılmalıdır. Anadolu’da en uygun yer de, merkez şehirlerinden biri olan Konya’dır. Ülkemizde otomotiv yan sanayi sektörünün lokomotifi haline gelen ve en büyük metal işleme kapasitesine sahip olan il Konya’dır.  Konya otomotivde kaliteli ürünleriyle artık dünyada çok önemli bir merkez haline gelmiştir. Konya’da otomotiv adına her türlü üretim yapılmakta, otomobilin her parçası üretilebilmektedir. Konya olarak, Türkiye’nin ilk yerli otomobil fabrikasına ev sahipliği yapmak, Türk malı otomobile Anadolu’nun damgasını vurmak istiyoruz. Konya Organize Sanayi Bölgesi, yerli otomobil yatırımı için talep edilen büyüklükte arsa tahsisi yapmaya, gerekli tüm altyapıyı oluşturmaya hazır olduğunu açıklamıştır.”

BEYŞEHİR BAŞTA MPT-76 VE DİĞER SİLAHLARIN ÜRETİMİ İÇİN BÖLGE DEĞERLENDİRİLMELİ

Konya’nın savunma sanayi yönünde hızlı bir gelişim gösterdiğini ve bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Kalaycı sözlerini şöyle sürdürdü, “Konya'da savunma sanayisi yönünden de önemli bir potansiyel bulunmaktadır. Beyşehir ilçemize bağlı Huğlu, Üzümlü ve Gencek’te 100 yılı aşkın süredir av tüfeği üretilmektedir Tümüyle yerli hammadde kullanımı,  nitelikle iş gücü, yüksek katma değerli ve ihracata dönük üretim söz konusudur. Dünyada 2016 yılında yaklaşık 1 milyar dolarlık av tüfeği ihracatı yapılmış olup, Türkiye 138 milyon dolarla 2. sıradadır. Av tüfeği ihracatımızın büyük çoğunluğu Beyşehir’de bulunan firmalar tarafından gerçekleştirilmiştir. Beyşehir, Üzümlü ve Huğlu'da Av Tüfeği ve Askeri Silah İmalatı ve Geliştirilmesi konusunda, MEVKA tarafından birtakım çalışmalar yürütülmektedir. Başta Milli Piyade Tüfeği Projesi kapsamında MPT-76 ve diğer silahların üretimi için bölge değerlendirilmeli ve savunma sanayine entegre edilmelidir. Bölgede Silah İhtisas Organize Sanayi Bölgesi de mutlaka kurulmalıdır.  Selçuk Üniversitesi tarafından Kalkınma Bakanlığı’na teklif edilen Silah Sanayi Eğitim ve Ar-ge Altyapısının Güçlendirilmesi Projesinin desteklenerek, 2018 yatırım Programı çerçevesinde uygulanmasının sağlanmasını, Konya olarak, Sayın Kalkınma Bakanımızdan bekliyoruz.” 

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim