ERKONSİAD Yönetim Kurulu Başkan Ali Süzgün yerli yazılıma teşvik noktasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İthal yazılımlara bağımlılığın önüne geçilmesi gerektiğini savunan Başkan Süzgün, “Bilgisayarlar hayatımızın vazgeçilmezi ve bir parçası haline gelmiştir. Bu donanımlar yazılım olmaksızın kullanımı mümkün olmayan, yazılım ile kullanımı anlam bulan cihazlardır. Ülkemizde 2006 yılında 1.3 milyon ve 2016 yılında ise 1.2 milyon adet bilgisayar satışı yapılmıştır. Cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla beraber bu sayının azalmasına karşın yine de ülkemizde yıllık yaklaşık 1 milyon adet bilgisayar satılmaktadır. Neredeyse bu bilgisayarların hepsinde işletim sistemi olarak Windows 10 hali hazırda yüklü olarak satın alınarak kullanılmaktadır.Bu işletim sisteminin fiyatı ise Windows 10 Home için 590 TL ve Windows 10 Pro için 1.000 TL’dir. Genellikle de Windows 10 Pro tercih edildiği düşünülürse sadece işletim sistemi için ülkemizden her yıl 1 milyar TL yurtdışına akıp gitmektedir. Ülkemize ait yerli işletim sistemi olan PARDÜS yaygınlaştırılarak kullanımı teşvik edilmeli veya gerekirse özellikle kamuda zorunlu hale getirilmelidir. PARDÜS’ün önündeki engeller kaldırılmalı aksaklıkları neyse giderilerek hayatımızın bir parçası haline getirilmelidir” dedi.

MİLLİ SERVETİMİZ DIŞARIYA GİDİYOR

Yabancı yazılımlara milyonlarda TL’yi boşa verdiğimizi, kendi yazılımlarımıza dönmemiz gerektiğini aktaran Başkan Süzgün, “Vatandaşlarımızın günlük hayatındaki durum bu iken sanayide ise durum iyice kötü olup yurt dışına ciddi bir döviz akışı söz konusudur. Sanayicilerimizin kullandıkları Bilgisayar Destekli Tasarım (CAD) yazılımları 40.000 TL, Bilgisayar Destekli Analiz (CFD, CAE vs) yazılımları 160.000 TL, Otomasyon (scada gibi) yazılımları 20.000 TL', Bilgisayar Destekli Hesaplama yazılımları 80.000 TL civarında olup bunlar modül fiyatlarıdır. Modül sayısı arttıkça bir yazılıma verilen ücret neredeyse milyonlarca TL’yi bulmaktadır. Maalesef Ar-Ge destek programlarında makina ve teçhizata destek verilmezken yazılımlar doğrudan desteklenmektedir. Zaten teknik yazılımların çoğu da devlet desteğiyle satın alınmakta olup bazı firmalar ise bu yazılımları istenen seviyede etkin ve verimli olarak kullanamamaktadır. Etkin ve verimli olarak kullanılamayan yazılımlara ülkemiz kucak dolusu para ödemektedir. Senede belki de bir defa kullanılan ilgili ürün geliştirme sürecinden sonra bir daha kullanılmasına ihtiyaç duyulmayan yazılımlar daha sonra atıl vaziyette durmaktadır. Yazılım lisanslarının satıcıları tarafından tek taraflı ve haksız bir şekilde kurgulanan mantığı sebebiyle de bu atıl vaziyetteki yazılımlar başkaları tarafından da kullanılamamaktadır. Hâlbuki bir ürünün parası ödendikten sonra her türlü hakkı satın alıcısına geçmesi gerekirken yazılımlarda bu durum böyle değildir. Hatta yazılım firmaları her türlü prensibi ve kuralı kendileri kurgulamakta bizlerde figüranı olarak onların kurallarına göre oynamaktayız. Yazılımlar ile ilgili her türlü kuralı devlet koymalı ve yabancı firmaların kafalarına ve kendi ticari kaygılarına göre ülkemizde cirit atmalarının önüne geçilmelidir” ifadelerini kullandı. 

9 MİLYAR TL YABANCI YAZILIMA GİDİYOR

İthal yazılımlara yıllık 9 milyar TL ödendiğini dile getiren Başkan Süzgün, şunları kaydetti: “Avrupa’da yazılım satışları neredeyse bitmiş Türkiye en gözde Pazar haline gelmiştir. Neredeyse bir teknik ithal yazılım bir lüks otomobil fiyatındadır. Türkiye'de yazılım sektörünün hacmi yıllık yaklaşık 12 milyar TL iken, bu rakamın sadece 3 milyar TL’si yerli yazılımlar ile karşılanabilmektedir. Türkiye, her yıl ithal yazılımlara ise yaklaşık 9 milyar TL para ödemektedir. İthal yazılımlara verilen paralara yeter artık demenin zamanı gelmişte geçmiştir. Bu konudaki mevzuat değiştirilmeli, teşvik ve destek programları geliştirilerek yerli yazılımın geliştirilmesi zorlanmalı ve yolu açılmalıdır. Özel şirketlerin yazılım geliştirmesi mevcut ticari şartlarda çok fazla mümkün gözükmemekte olup bu çalışmalar bir devlet politikası dâhilinde programlanmalıdır. Mevcut durumdaki yazılım lisanslama uygulamaları için ise yerli yazılımlar geliştirilinceye kadar ülke lisansı mantığı getirilmeli zaten çoğunlukla devlet tarafından satın alınarak firmalara verilen yazılımlar konusunda böyle bir adım atılmalıdır. Bu sayede devlet ithal yazılım firmaları ile doğrudan anlaşıp ülkemizde bulunan son kullanıcılar da doğrudan yazılımları kullanabileceklerdir.Özellikle tasarım ve analiz yazılımları bulut sistemleri üzerinden çalışmaya doğru gitmektedir. Yani ülkemizde yapılan ürün geliştirme ile ilgili tüm tasarım ve analizler yurt dışındaki bulut sistemlerinde depolanmaya başlanmış olup bu durum ileride iyice de yaygınlaşacaktır. Dolayısıyla ithal yazılımlar ile çalışmanın ulusal güvenliğimiz açısından da oldukça sakıncalıdır. Artık gelişen ve dijitalleşen dünyada yazılımlar stratejik öneme sahiptir. Yerli yazılımların geliştirilmesi ülkemizin gelecekte teknik konularda bağımsızlığı açısından da oldukça hayati öneme sahiptir.”

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim