Konya Tesisat İnşaat ve Malzemecileri Derneği (KONTİMDER) Bilgi Aktarım Programına İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Dr. S. Kamil Akın misafir oldu.  Dernek üyelerinin katım sağladığı bilgilendirme toplantısında, İnşaat sektörünün mevcut durumu ve geleceğe yönelik projeksiyonlar ele alındı. Dr. S. Kamil Akın, Türkiye’de son 15 yılın lokomotifi olan inşaat sektörünün son dönemdeki gelişmelerle bu konumunu pek devam ettirecek gibi görünmediğini söyledi.  İnşaat sektörünün kan kaybetmekte olduğuna dikkat çeken Akın, “Bu yaranın sağlıklı ve bilimsel tedbirlerle iyileştirilmesi gerekmektedir. İnşaat sektörü son yıllarda Türkiye’yi tek başına taşıyan bir güç olarak yorulmuştur. Türkiye’nin bu gücün dışında artık bu güce katkı koyacak yeni enerji kaynakları yaratması gerekmektedir. Günü kurtarma artık geleceği temin etmiyor.” dedi. 

Türkiye, inşaat sektörü açısından bir dünya devi olduğunu belirten Akın, “Bu özelliği ile başta Türkî Cumhuriyetleri olmak üzere, yeni dönemde de Afrika ülkelerinde ciddi çalışmalar yaptı. Ekonomiye kazanç sağladı. Ancak başta Rusya olmak üzere, son gelişmeler Türkiye’nin bu pazardaki payını oldukça azalttı. Bununla birlikte ülke içinde devamlı körüklenen yap-sat anlayışı ile ortaya konan gelişmede de duraklama oldu. Konut üreticilerinin bu çalışmaları ülke içindeki arz talep dengesinin araştırılmasından öte sadece imar rantının çok yoğun olduğu şehir ve bölgelerde oluşan yapılaşmalar, kentleri yaşanamaz hale getirdi” diye konuştu.   

Üretilen ile sağlanan kazanç arasında oluşturulan kâr hatlarının, tekelleşmeler ile olağanüstü artış sağlamasının, tüm yatırımcıları bu alana yönelttiğinin ifade eden Dr. S. Kamil Akın, bu sistemi en iyi besleyen kentsel dönüşümün de, yasal düzenlemelerin verdiği devlet yardımları ile zirve yaptığını belirtti. Akın şöyle konuştu: “Bütün gidişin ortaya koyduğu ve tartışılması gereken birçok acı gerçeği olmasına rağmen; üreticinin, arsa sahibinin, yerel yönetimler ve merkezi yönetimin memnun olduğu süreç devamını kıldı. Şimdi bu sistemin çarkı yavaşlamaya başladı. Tüm yastık altı birikimleri, yabancı yatırımcılar, ihtiyaç sahipleri artık bu canavarı bekleyemez oldu. Türkiye’deki son siyasi gelişmeler ve çevremizdeki sıcak savaşın verdiği olumsuzluklar da bu süreçte etkili oldu. Sistemin bu halinin vereceği tahribatı gören yönetim konut kredi faizleri ve temini konusunda yeni imkânlar yaratırken, tüm konut üreticileri de bu düzenlemeye ayak uydurdu. Tüm bu gelişmelere rağmen son 2 yılın değerlendirilmesinde konut satışlarında yüzde 70’lere varan düşüş engellenemedi.” 

İNŞAAT SEKTÖRÜ YORGUN

İnşaat sektörü yorgun olduğunu vurgulayan Dr. S. Kamil Akın, inşaat sektörüne kârlı yatırım amacı ile giren ve altyapısı olmayan birçok müteahhitlik firmasının bu gelişmelerden olumsuz etkilendiğin söyledi.  Sat-yap anlayışının artık eskisi gibi yürümediğini de gören bazı firmaların tehlike sinyalleri vermeye başladığını belirten Akın, “Son siyasi gelişmelerin Türkiye’de konut üretiminde ciddi gücü olan firmaları bir şekilde etkilemiş olması, bu durgunluğa etki etti. Tüm bu gelişmeler nasıl bir gelecek yaratacak bilinmiyor. Zira Türkiye’deki ekonominin lokomotifi olan kazançlar ve payda adil değil. Bölgede devam eden savaş ve yeni siyasi gelişmeler, aynı zamanda bu sektörde yatırımcı olan firmaları da derinden etkiliyor. Dövizdeki dengesiz gidiş, üretilmeden yap-sata dayalı ekonomi neyi, nereye kadar taşıyacak. Bu hemen herkesin kafasındaki bir soru işareti. Bütün bu sıcak gelişmelere rağmen inşaat sektörünü yaşatmak ve geleceğe taşımak, aynı gemideki yolcuların her şeye rağmen karaya çıkma mücadelesi olarak devam edecek.” dedi. 

Artık inşaat sektörünün sat-yap tarzındaki gidişi düne göre çok değişim gösterdiğini vurgulayan Akın, inşaat sektörünün, kendi içinde yaşayacağı yeni depremler ile kendisine bu gelişmelerden etkilenmeyecek bir zemin oluşturacağını söyledi. Akın, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu zeminde de küçük ve bu sarsıntılara dayanamayacak birçok firma, dolgu malzemesi olarak yer alacak. Bu bir gerçek. Bu sektördeki daralma ve Türkiye’nin ekonomik göstergesi gelecek açısından çok olumlu görünmüyor. Bunu şimdiden fark eden bazı firmalar tekrar var olma arayışlarını ülke dışında arayarak ayakta durmaya çalışıyorlar.  İç piyasada konut üretiminde taahhütleri olan firmaların gelecek süreci iyi okumaları ve ona göre yeni stratejiler belirlemesi gerekiyor. Zira konut maliyetlerinde dışa bağımlı malzeme alımı ile etkin olan iş kalemlerinin artışı, arz azalması, eldeki mevcut yapı stoklarının nakite dönmek adına piyasaya sürülmesi, piyasaları oldukça hareketlendirecektir. Bu hareketlilik olumlu manada yorumlanmamalıdır. Tüm bu gelişmelerin yaratacağı panik hali tüm sektörü olumsuz etkileyecektir. Bu aynı zamanda Türkiye içinde çok önemlidir.  Bu gelişmelerin en az zararla kapatılması bu gemide yol alan herkesi etkileyecektir.”  

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim