KTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Emin Gürbüz, atıkların yeterince değerlendirilmemesi nedeniyle Avrupa'dan hurda ithalatının başladığını belirterek, "Ülkemizde doğru bir geri dönüşüm programı yapılırsa atıkları işleyen tesislere gerekli ham madde kaynağı sağlanmış olur" dedi 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çıkarmış olduğu mevzuat ve yönetmeliklerle vahşi toplamanın önüne geçtiğini belirten KTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Emin Gürbüz, yönetmeliklerdeki temel amacın ekonomik değeri yüksek olan atık ürünlerin sanayiye daha düzgün ve kaliteli bir şekilde aktarılmasını sağlama olduğunu söyledi. Gürbüz, "Yönetmeliklerin çıkarılması olumlu bir adım olsa da bakanlığın bu noktada denetimi yeterli değil. Kayıt dışı firmalar eski yöntemlerle bu işi yapmaya devam ediyor. Toplama ayırma lisansına sahip firmaların, topladıkları atık maddelerin satışını gerçekleştirirken, sadece geri dönüşüm lisansına sahip olan firmaları tercih etmesi gerekiyor. Sistem bu şekilde işlemeli ancak toplama ayırma firmaları bu noktada kayıt dışı çalışan merdiven altı diye tabir edeceğimiz hurdacılarla da çalışıyor" diyerek bu durumun geri dönüşüm döngüsünde ruhsat sahibi olan firmaların hammadde ve atık temininde büyük zorluk yaşamasına sebep olduğunu dile getirdi. 

HURDA İTHALATI 2008 YILINDA BAŞLADI 

Türkiye'de 2008 yılına kadar hurda ithalatının yasak olduğunu aktaran Gürbüz, "Bu tarihten itibaren ürün denetimi ve ürün güvenliği yönetmelikleri çıkarılarak yurtdışından ithalat serbest bırakıldı. Sektörün ithalata ihtiyaç duyma sebepleri manidar. Çünkü yurt içindeki atık kaynaklar yeterince değerlendirilmiyor. Biz de ithalata karşıyız. Bu hurda malların birçoğu bizim ülkemizdeki çöplüklerde çürüyor. Biz bunların değerlendirilmesini istiyoruz. Bu kaynaklar değerlendirilmediği için sektör ithalata mahkûm oluyor. Ülkemizde doğru bir geri dönüşüm programı yapılırsa atıkları işleyen tesislere gerekli ham madde kaynağı sağlanmış olur" diyerek geri dönüşüm firmaları olarak bu eksiklikten dolayı ithalata yöneldiklerini ifade etti.

KONTROLLER BAŞTANSAVMA YAPILIYOR

Hurda ithalatının kanun koyucusunun Ekonomi Bakanlığı olduğunu,kanunun yürütmesine ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın baktığını aktaran KTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Emin Gürbüz, bu noktada büyük bir karmaşanın yaşandığını vurguladı. Sektörün önündeki problemleri örneklerle açıklayan Gürbüz, "Yurtdışından tehlikesiz bir atık madde ithal etmek istiyoruz. Bu atık gümrük bölgelerine geldikten sonra ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri tarafından kontrol ediliyor. Ekonomi Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu ithalat tebliğinde bazı açıklar bulunduğu için bu denetim düzgün bir şekilde uygulanmıyor, tamamen keyfi uygulamalarla karar veriliyor. Mal konteynerlerle geliyor. Ekipler kapağı açıp bakıyor, 'Bu malın tehlikeli olabileceğini düşünüyorum' diyerek malı geri gönderebiliyorlar. Ancak bakanlık herhangi bir şüphe durumunda bu kontrollerin laboratuvar testleri ve analizleriyle yapılmasını istiyor. Bu analizleri de Türkiye'de yeterliliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış yani akredite edilmiş TÜBİTAK, Marmara Araştırma Merkezi ve bunlar gibi birkaç laboratuvar daha yapıyor. Her gümrük noktasında analiz laboratuvarı bulunmuyor.Bakanlığın yeterli personeli ve donanımı yok. Analizleri kendimiz yaptırmaya kalktığımızda ise çok büyük ücretler ödüyoruz. Testlerin yapılmasını da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü personeline biz söylüyoruz. Yoksa gümrüğü kadar gelen mal geri gidiyor. Bir analizin laboratuvardan çıkması 25 günü bulabiliyor" diyerek ithal edilen hurda atıkların gümrükte bu kadar uzun süre beklemesinin sektöre ciddi maliyetler yüklediğini söyledi.

AVRUPA YATIRIMCILARINI DESTEKLİYOR

Avrupa'da atık yönetiminin daha sistemli ve kaliteli şartlarda yapıldığının altını çizen Gürpilsan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Gürbüz, "Bu işin temelinde eğitim var. Bizim toplumumuz bu konuda henüz oturmuş bir bilince sahip değil. Avrupa'da birçok çöp kutusunun yanında, geri dönüşüm kutusu bulunuyor. Bizim memleketimizde vatandaş elindeki çöpü atmak için yarım saat boyunca çöp kutusu denk gelsin diye etrafına bakınıyor. Bulamayınca da yere atıyor.Bunun devlet politikasında da ciddi bir karşılığı yok. Avrupa'da geri dönüşüm yatırımlarına hükümetler tarafından verilen büyük destekler var. Bu vergi, istihdam ve mali teşvik olarak çeşitlilik gösteriyor. Ancak Türkiye'de sadece toplama ve ayırma safhasına bir destek söz konusu. Bu da kilo başına 6 Kuruş gibi cüzi bir rakam" diyerek geri dönüşüm firmalarına yansıyan bir desteğin bulunmadığını bildirdi.

KONYA DİĞER İLLERİMİZDEN İYİ DURUMDA

Konya'da geri dönüşüme bakışın diğer vilayetlerimizden daha iyi durumda olduğunu belirten Gürbüz, "Artık Belediyelerimiz Aslım Çöp Depolama Sahasına ambalaj atıklarını dökmüyor. Bu atıklar kaynağında ayrıştırılarak belediyelerin anlaştığı toplama ve ayrıştırma firmalarına gidiyor. Ayrıştırma firmaları, toplamış oldukları atıkları büyük ölçüde muhteviyatına göre yani plastik, metal, tekstil ve ahşap diye ayırıyor. Daha sonra geri dönüşüm firmalarına gönderiyorlar.Sokakta aynı geri dönüşüm konteynerlerine karışık bir şekilde çöp atılıyor, bunların ayrılması lazım. Konya'da ilçe belediyelerinin belirli mahallelerde bunun önüne geçerek başarılı uygulamalar başlattığını görüyoruz" diyerek Selçuklu ve Karatay Belediyeleri'nin Perşembe günlerini geri dönüşüm günü ilan ederek bu konuda örnek bir adım attığını vurguladı. 

AVRUPA'DAN ALIP, AVRUPA'YA SATIYORUZ

Konya'da geri dönüşüm lisansına sahip 6 firmanın bulunduğunu söyleyen Gürpilsan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Gürbüz, "Hurda ithalatını genelde Avrupa'dan yapıyoruz.Bunun nedeni tüketimin fazla olması ve çıkan atıkların ekonomik değerinin yüksek olması. Genelde ambalaj poşeti atıkları, sera naylonları, endüstriyel fabrikalardan çıkan ürün atıkları alımı yapıyoruz. Tüketim toplumlarında atık kalitesi her daim yüksektir. İhracatımıza baktığımızda ise yine Avrupa ülkelerinin ön plana çıktığını görüyoruz. Bu ülkeler İngiltere, İrlanda, Estonya, Almanya ve Hollanda olarak çeşitlilik gösteriyoruz. Bizim firmamız hurda plastikleri alıp yarı mamul haline getiriyor.Yarı mamul üretimimizi, plastiğin kullanıldığı bütün sektörlere satıyoruz. Daha sonra da yarı mamulden mamul üretimi yapıyoruz. Aynı zamanda ürettiğimiz bu mamullerin yüzde 60'ını ihraç ediyoruz.Bizim üretimimiz çöp poşetleri, alışveriş poşetleri, endüstriyel torbalar ve çantalardan oluşuyor" diyerek sektörde denetimlerin artırılması ve geri dönüşüm firmalarının teşvik programına dâhil edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

SEYFULLAH POLAT

Editör: TE Bilişim