Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, “2017 Yılı Ekonomik Ve Siyasi Gelişmelerin Değerlendirilmesi 2018 Beklentileri Konya Ticaret Odası İştirakleri ve Projeleri” konulu basın toplantısı yaptı. KTO Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya KTO Yönetim Kurulu Üyeleri de eşlik etti. 2017 yılında dünyadaki ve Türkiye’deki önemli gelişmeleri değerlendiren Başkan Öztürk, dünyada 2017’nin savaşlar, çatışmalar, siyasi krizler, terör saldırıları, kazalar ve doğal afetler gibi bir çok gelişmenin 2017 yılına damga vurduğunu söyledi. Öztürk 2017 yılının Türkiye açısından da çok sayıda gelişmeyle tamamlandığının bilgisini verdi. 

DÜNYA EKONOMİSİ 2018’DE DAHA SAĞLIKLI BÜYÜYECEK 

Dünya ekonomisinde 2017 yılında yaşanan olayları değerlendiren Öztürk, “Bütün dünyada ekonomik durgunluk ve buna bağlı bir büyüme sorunu yaşandığı 2016 yılından sonra, küresel ekonomi 2017 yılına birçok belirsizlikle başlamıştır” dedi. Buna rağmen dünya ekonomisinin 2017 yılında bir önceki yıla göre daha iyi bir performans sergilediğine dikkat çeken Öztürk, sözlerine şöyle devam etti, “2017’de küresel ekonominin özeti; Son 10 yılın en yüksek hızına ulaştı, borsalar art arda rekorlar kırdı, piyasalardaki oynaklık azaldı, finansal risklere karşı alınan tedbirler en düşük seviyelere geldi diyebiliriz.”  Dünya ekonomisinin 2018 yılındaki beklentileriyle ilgili olarak ise Öztürk, “Küresel ekonomide 2018 yılında 2017’ye göre daha güçlü ve sağlıklı bir büyüme bekleniyor. Bunula beraber küresel ticaret hacminin de daha güçlü hale geleceği tahmin ediliyor. ABD Merkez Bankası'nın (FED) aynı yolunda ilerleyeceği görülmektedir. FED başkanının değişmesi, bankanın politikasını 2018'de değiştirmeyecektir. Yeni başkan, eski başkan Yellen gibi parasal teşvikleri kademeli ve tutarlı bir şekilde geri çekecek ancak bu daha yumuşak bir tonda olacaktır. FED’in 2018'in her çeyreğinde faizleri artıracağı ve yıl sonunu yüzde 2,5 oranla tamamlayacağı tahmin edilmektedir. Avrupa ekonomisinin güçlü tüketim ve iç taleple 2018 yılında potansiyelinin üzerinde büyüme gerçekleştirmesi beklenmektedir. Ancak tüm bunlara rağmen 2018 yılının dünya ekonomisi açısından zor bir yıl olacağını da söyleyebiliriz. Trump’ın öngörülemezliği nedeniyle yüksek siyasi riskler, Brexit süreci, küresel coğrafyada beklenen referandum ve seçimler, Ortadoğu’daki devam eden belirsizlik ve iç savaş durumu, dış ticarette artan korumacılık eğilimi küresel ekonomiyle ilgili endişeleri arttırmaktadır” diye konuştu. 

1.5 MİLYONLUK YENİ İSTİHDAM SAĞLANDI

Türkiye ekonomisinde 2017 yılında yaşanan dikkat çekici gelişmeleri aktaran Öztürk, istihdam seferberliğinin altını çizdi. Öztürk, “ Yerli üretimin desteklenmesi için kamunun yapım işi ihalelerinde, ihale dokümanlarının yerli ürün kullanımını sağlayacak şekilde hazırlanması zorunluluğu getirildi. Bu durumun yerli sanayinin gelişimine önemli katkılar sağlaması bekleniyor. Milli İstihdam Seferberliği ile Şubat ayından bu yana 1,5 yeni istihdam sağlandı. 2. Milli İstihdam Seferberliği de 2018 yılında başlayacak olup, 18-25 yaş çalışanları kapsayacak ve 6 ay maaş devletten, 6 ay şirketten uygulaması yapılacak” ifadelerini kullandı. 

2017 YILINDAKİ EKONOMİYE TEŞVİKLERİN KATKISI OLDU

Türkiye’nin zorlu geçen 2016 yılının ardından 2017 yılında ekonomideki çarkların hızlandığını aktaran Öztürk, bu anlamda 2017 yılının ekonomi dünyası açısından umut verici bir yıl olarak geride kaldığını söyledi.  “2017 yılında, vergiden istihdama, üretimden ArGe’ye, ihracattan yatırıma kadar birçok alanda devlet destek ve teşviklerin uygulanmıştır” diyen Öztürk, şunları söyledi, “Türkiye ekonomisi, çeşitli uluslararası kurum ve kuruluşların tahminlerinin aksine 2017'de yüksek büyüme performansıyla dikkatleri üzerine çekmiştir. Üçüncü çeyrekteki yüzde 11,1’lik büyüme performansı ile Türkiye, AB, G20 ve OECD ülkelerine fark atmış ve en hızlı büyüyen ekonomi olmuştur. Bu güçlü büyüme performansı, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, Moody's ve Fitch'in de aralarında bulunduğu uluslararası kurum ve kuruluşların tahminlerini aşmıştır. Söz konusu kuruluşlar, Türkiye ekonomisine yönelik tahminlerinde düzeltmeye gitmek zorunda kalmıştır.

Ülkemizin gösterdiği büyüme performsansı iş dünyasının moral ve motivasyonunu arttırmıştır. Bununla birlikte 2017 yılı, enflasyon ve işsizlik rakamlarının çift hanede seyredeceği bir yıl olacak gibi görünüyor. Öte yandan dış ticaret açığının ilk 10 ayda yüzde 32 artarak 61 milyar dolar olması, cari açığın da 41,9 milyar dolara yükselmesi; her iki alanın da önemli riskler barındırdığını gösteriyor. Türkiye’nin en önemli sorununun bu verilerle enflasyon, işsizlik ve iktisatta ikiz açık olarak dile getirilen dış ticaret ve cari açık olduğu görülüyor. Türkiye, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,3, ikinci çeyreğinde yüzde 5,4 büyüyen Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrekte yüzde 11,1 ile 2011 yılının üçüncü çeyreğinde kaydedilen yüzde 11,6'lık büyümenin ardından, 23 çeyrek sonra en yüksek büyüme performansını yakaladı. Yılın ilk dokuz aylık döneminde büyüme yüzde 7,4 olmuştur.

Ülkemiz, ortalaması yüzde 2,5 olan AB ülkelerinin dört katından fazla büyüdü. G20 ülkeleri arasında büyüme performansıyla ilk iki sırada yer alan Çin ve Hindistan'ı da geride bıraktı.

Bu güçlü büyüme performansının yıl sonuna kadar süreceğini ve yılı yüzde 7’nin üzerinde bir büyüme oranıyla kapatacağımızı düşünüyoruz. Büyümede küresel talep ve olumlu finansal koşulların yanı sıra KGF kefaleti ile sağlanan kredi artışı başta olmak üzere, teşviklerin büyük rolü olduğunu görüyoruz.”

TÜRKİYE DAHA FAZLASINI HAK EDİYOR 

2018 yılı için atılacak doğru hamlelere de dikkat çeken Öztürk, “Atılacak bu doğru adımlar, Türkiye’yi 2018 yılında küresel ekonomik risklerden ve finansal piyasa oynaklığından koruyacaktır. 2018 yılını üretim odaklı, nitelikli büyüme açısından iyi değerlendirmeli ve söz konusu kırılganlıklarımızı hafifletmeye çalışmalıyız. Türkiye bugün sahip olduklarından daha fazlasını hak ediyor, çünkü ülkemizin sahip olduğu potansiyelin büyüklüğüne inanıyoruz. 

Bu noktada spekülatif döviz kuru hamlelerine karşı dikkatli olmamız gerekmektedir. Dövizin anlık hareketlerine karşı sakin olmalıyız, gelişmeleri sükûnetle izlemeli ve sonrasında doğru adımlar atmalıyız. Sürekli olarak dile getirdiğimiz gibi iş yaptığımız para birimi hangisi ise o para birimi ile borçlanmaya devam etmeliyiz. Sonuç olarak bizler,  ihracat ve yatırım pazarlarımızı çeşitlendirdikçe, dünya ticaret hacminden aldığımız payı artırdıkça ve dış ekonomik ilişkilerimizi geliştirdikçe ülkemizin ekonomik gelişimine katkımız katlanarak artacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

2018 YILI İHRACAT HEDEFİMİZ İSE 1.8 MİLYAR DOLAR

Öztürk, Konya ekonomisini değerlendirdiği konuşmasında ise, Konya’nın ihracat, sanayi üretimi, işsizlik, girişimcilik gibi birçok parametrede Türkiye rakamlarından daha fazla artış göstererek her zaman ülke ekonomisine pozitif katkı sağlayan bir şehir olduğunu vurguladı. Konya’nın bu başarısını sürdürmesi için çalışmaları sürdüreceklerini ifade eden Öztürk, sözlerine şöyle devam etti, “Konya olarak son 10 yılda ihracat anlamında iyi bir ivme kazandığımız aşikâr olmakla birlikte ilimizin ekonomik potansiyeli düşünüldüğü zaman bu ivmenin Konya için yeterli olmadığı açıktır. 2017 yılında Konya, ihracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış ve en yüksek ihracat rakamına ulaşma başarısını göstermiştir. Bu başarıya katkı sağlayan tüm Konyalı tüccar ve sanayicilerimizi tebrik eder, en kalbi duygularımla teşekkür ederim.  Konya’nın 2017 yılında ihracatı geçen yıla göre yüzde 17,4 artışla 1 milyar 564 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde ülkemizin ihracatı yüzde 10,4 oranında artış göstermiştir. Konya ihracatı 2017 yılında da yüzde 17,4 ile Türkiye’nin ihracat artış oranının üzerinde bir performans göstermiştir. Türkiye’nin Aralık (2017) ayı ihracatı yüzde 10,1 artışla 13 milyar 570 milyon dolar olup, ilimizin Aralık ayı ihracat rakamı yüzde 27,42 oranında artışla 147 milyon 300 bin 433 dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakama göre Aralık ayında Türkiye’nin ihracatının yüzde 1,09’unu Konya gerçekleştirmiştir. 2017 yılı ihracatımız 1 milyar 564 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2018 yılı ihracat hedefimiz ise 1.8 milyar dolar. 2017 yılında sağladığımız yüksek ihracat performansı, Konya’nın ciddi anlamda küresel ekonomiye entegre olduğunu göstermektedir.

Hedefimiz, 2018 yılında bu performansımızı daha da iyileştirerek, daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşmaktır.  2017 yılında kazandığımız moral ve motivasyon, 2018 için en büyük avantajımızdır. 2018 yılında Konya’nın ihracatta yeni rekorlara imza atacağına inanıyoruz. 

Ancak bu noktada, imalata verdiğimiz önem kadar pazarlamaya, marka geliştirmeye ve inovasyona da önem vermemiz gerekmektedir. Her geçen yıl yeni pazarlar veya yeni müşterilerle pazar payımızı artırmak ve çeşitlendirmek zorundayız.”

KAMU YARARINA VAKIF OLMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Öztürk son bölümde ise KTO'nun projelerini anlattı. Konya Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı'nın "Kamu Yararına Vakıf" olabilmek için gerekliği müracaatları yaptığını ve sürecin devam ettiğinin bilgisini veren Öztürk, Mesleki Eğitim Merkezi projesini de anlattı. Öztürk bu merkezin, Konya’nın nitelikli eleman ihtiyacına, artan niteliksiz işgücüne ve işsizlik oranına çözüm olacağını söyledi. İhracatı Geliştirme Merkezi'nin odanın Konya’nın dış ticaret konusundaki engelleri ortadan kaldırıp, ihracatını artırmaya yönelik gerçekleştireceği bir diğer bir projesi olduğunun altını çizen Öztürk, projenin fizibilite çalışmalarına başlandığını iki yıl içerisinde de tamamlanmasını hedeflediklerini söyledi. Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin de odanın, önümüzdeki üç yıl içerisinde tamamlamayı hedeflediği bir diğer projesi olduğunu hatırlatan Öztürk, "Bu merkez, Türkiye’de ilk yerel Düşünce (Tink-Tank) Kuruluşu olma özelliğine sahip olacaktır. Bu merkez, bölgesel ve küresel sorunları derinlemesine ele alacak, bugüne yönelik bilgi üretiminin yanı sıra, geleceğe yönelik projeksiyonlarda da bulunmayı amaçlayacaktır. Merkez, uluslararası bilim standartlarına uygun ve siyasi kaygılardan uzak bir şekilde, farklı görüşleri bir araya getirerek bir diyalog platformu vazifesi görecek ve ortak aklın inşasına katkıda bulunacaktır" diyerek sözlerini tamamladı.

 ‘BİTCOİN’DEN UZAK DURUN!’

Öztürk konuşmasının ardından soruları yanıtladı. Sanal para birimi Bitcoin'le ilgili bir soruya Öztürk,  "Sanal bir para birimi çıktı Bitcoin diye. Aslında uzun yıllardır vardı. Ancak, ilk defa Türkiye'de de tartışılmaya başlandı. Kimilerine göre Amerikan dolarının alternatifi, kimilerine göre ise bir saadet zinciri kuruldu. İşin içerisine diyanet girdi, maliye girdi. Maliye ve hazine de bir taraftan çalışıyor. Hukuki statü kazanılmasına yönelik olarak bir çalışma da var. Bununla ilgili birçok çalışma da yaptım ve okudum. Ben uzak durulması gereken bir saadet zinciri şeklinde bir algılamam mevcut" şeklinde konuştu.

YERLİ OTOMOBİLDE KONYA İDDİALI

Son aylarda Konya gündeminden düşmeyen yerli otomobil konusuyla ilgili bir soruya da açıklık getiren Öztürk, Konya'nın yerli otomobilin üretileceği iller arasında en iddialı kent olduğunu savunarak, "Birçok bakanımız bunu da teyit ediyor. Bizim için öncelik Türkiye’nin bu teknolojiye sahip olması yani önce hepimizin bunun arkasında durması gerekiyor. Bizim için çok önemli özellikle elektrikli bir araç yapıyor olabilmek. Yüzde yüz milli bir araç yapabiliyor olmak çok önemli. Bizim de öncelikli vazifemiz bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak projenin tamamlanması. Konyalı ve Konya Ticaret Odası Başkanı olarak da bu yatırımın doğru il Konya olduğunu inanıyorum. İnandığımız içinde bu çalışmaların hepsini yapıyoruz" dedi. 

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim