Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2019-2020 Eğitim-öğretim yılından itibaren özel öğretim kurslarının kapatılacağı yönündeki kararına karşı yaklaşık üç bin kurs kurucu ve temsilcisiyle birlikte “Kurslar niçin kapatılmamalı?”, “Kurslar kapanırsa ne olur?” soruları çerçevesinde bir rapor hazırladı.

“Özel öğretim kursları, kurumlarımıza sahip çıkalım” sloganıyla çıkılan yolda çalışmalar tüm Ülke genelinde aralıksız devam ediyor. Son olarak Özel Öğretim kursları platformu kurucu üyelerinden biri olan Yalçın Öğretim Kursları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçın, İstanbul’da Bizim Beylikdüzü Vakfının 4. Kuruluş yıldönümüne katılan Ak parti(Cumhur ittifakı) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binalı Yıldırım’a program sonunda bizzat hazırlanan raporu takdim ederken, rapor hakkında bilgiler aktardı.

Görüşme hakkında bilgi veren Platform kurucu üyesi ve Özel Yalçın Öğretim Kursları Sahibi Mehmet Yalçın, “Yoğun bir çalışma sonunda eski Başbakanlardan, eski TBMM Başkanı ve 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerde Ak Parti (Cumhur İttifakı) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Binali Yıldırım beyle görüşme imkânı bulduk. İlk önce platform tarafından titizlikle hazırlanan raporu takdim ettim. Daha sonra kısa bir süre olmasına rağmen hızlı bir şekilde rapor hakkında bilgiler aktardım. Raporda, kursların kapatılmasının FETO, PKK, PDY gibi örgütlere yeni hareket alanı oluşturacağını ve bizim evlatlarımıza doğrudan ulaşma imkanı vereceğini, yeni 15 Temmuzlara (Allah Korusun) sebep olacağını alt ve orta düzey ekonomik düzeydeki velilerin çocuklarının büyük zarar göreceğini, atanamayan işsiz öğretmenler ordusuna ise on binlerin katılacağı belirttim. Özel öğretim kurslarının, anayasal kurumlar olduğunu ve Özel öğretim kurslarının Anayasa Mahkeme kararı doğrultusunda yasal zorunluluk olarak açıldığını vurguladım. Milli Eğitime bağlı okullarda açılan kursların sınava hazırlık ihtiyacını karşılamada yetersiz kaldığı, öğrencilerin kursa gitmek istediği, kursların öğrenciyi bir bütünlük içinde sınava hazırlarken, bireysel ihtiyaçları da dikkate aldığı, teorik bilgilerin pratiğe dökülmesini, sınav ve soru mantığını öğrenciye doğru kavrattığı belirtilen raporda özel öğretim kurslarının ihtiyaçtan doğduğu belirttim. Mezun öğrenciler için akla ilk gelen Halk Eğitim merkezlerinin kurs düzenlemesi ise yine fiziki şartların ve halk eğitime bağlı mevcut kurs binalarının ihtiyacı karşılaması kesinlikle mümkün olmadığını vurguladım. Ayrıca kursların kapanması durumunda oluşacak ihtiyacı, okullardaki hafta sonu destekleme kurslarında yok etmelerinin mümkün görünmediği aşikardır. Eğitimde asıl eşitsizliğin devlet okulu ile özel okullar arasında yaşandığı belirtilen raporda özel öğretim kurslarının fırsat eşitsizliğini azalttığına vurgu yaptım. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onay alarak resmi olarak faaliyet gösteren Özel Öğretim Kurslarında, başta kurucu olmak üzere, kurum ortakları ve ataması yapılan kurs öğretmeni ve kurs personeli, güvenlik soruşturmasından geçerek, özellikle FETÖ yapılanması ile bir bağının olup olmadığı araştırılmış, bağı olan kişilere kurum açma yetkisi kesinlikle verilmediği gibi, öğretmen ve personel atamalarına da izin verilmediğini söyledim. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı okullarda destekleme kursları açmayı planlayarak bu gerçeği kabul etmiş, kurs gerçeğini görmezlikten gelememiş demektir. Bütün okulları kursa çevirmek çözüm olmadığını, kursların kapatılması durumunda bundan en çok zararı orta ve alt gelirli ailelerin sınavlara hazırlık konusunda sorun yaşayacak, yıllarca atama bekleyen işsiz öğretmenler ordusuna on binler katılacaktır” dedi. Binali Yıldırım ise raporu inceleyeceğini ve gereken desteği vereceğinin sözünü verdi.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim