Anketi cevaplayanların yüzde 63’ü, ekonomideki dengeleri bozan döviz kurundaki artışın nedeninin hem iç hem de dış kaynaklı olduğunu belirtti. Dalgalanmanın dış kaynaklı olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 26’da kalırken, dış kaynaklı değil diyenlerin oranı yüzde 11 oldu. 

Anket katılımcılarının yüzde 50’si yanlış maliye ve ekonomi politikalarının döviz kurunun dalgalanmasında etkili olduğuna dikkat çekerken yüzde34.8’i ABD merkezli bir finans operasyonu olduğunu belirtti.Türk ekonomisinin yapısal problemlerinin, döviz kuru dalgalanmasındaki temel neden olarak birinci sıraya koyan katılımcılar, ikinci sıraya Türkiye’yi ekonomik olarak zayıflatmak, üçüncü sıraya ise siyasi iradeyi içerde ve dışarıda zor duruma düşürmeyi koydu. 

EKONOMİNİN TEMEL SORUNLARI VAR

Türkiye ekonomisinin temel sorulanlarına ilişkin anket sorularını cevaplayan katılımcılar, ekonomideki temel sorun olarak üretim ve tüketim arasındaki dengesizliğe işaret etti. Diğer sorunlar şöyle sıralandı; kontrolsüz para politikası, cari açık, hatalı makro iktisadi model seçimi. Üretim ve tüketim arasındaki dengesizlik cevabı ise ilk üç öncelik tercihinin yüzde 78’ini oluşturdu. 

Ankete katılan üyelerin yüzde 61’i yaptıkları ticari faaliyetlerde döviz kullanıldıklarını belirterek, katılımcıların yüzde 78’i döviz kurundaki dalgalanmanın devam edeceği cevabını verdi.  “Ekonomi yönetimi yaşanan süreçte gerekli tedbirleri alma da yetersiz oldu” diyen katılımcı oranı yüzde 44 iken, döviz kuru dalgalanması sonrasında söylemleri güven veren kurumlar şöyle sıralandı:Cumhurbaşkanlığı (%23,91), STK’lar (13,04), özel sektörün önde gelen kuruluşları (%13,04), bankacılık sistemi (8,69), Hazine ve Maliye Bakanlığı (% 6,52), fikrim yok (%21,73).Katılımcıların yüzde 40’ı Merkez Bankası’nın döviz kurunda yaşanan dalgalanmayı engellemeyeceğini, yüzde 31’i kısmen engelleyeceğini, yüzde 18’i kesinlikle engelleyemeyeceğini, % 5’i ise döviz kurundaki dalgalanmayı engelleyebileceğini belirtti. 

DÖVİZ KURU ARTIŞINA VE AMBARGOLARA TEDBİR ALINABİLİR

ABD’nin Türkiye’ye yönelik aldığı ekonomik tedbirlere karşı Türkiye’nin birinci önceliğinin yerli ve milli ekonomi anlayışını öne çıkaran stratejilerin oluşturulması gerektiğini belirtilirken, diğer öneriler arasında,Rusya-Çin-İran ile ticari ilişkilerin güçlendirilmesi, Türk Dünyası ile ekonomik ilişkilere öncelik verilmesi, AB ile daha yakın siyasi ve ticari ilişkiler kurulması yer aldı. Yerli ve milli ekonomi anlayışını öne çıkaran stratejiler oluşturulması ilk üç öncelik olarak yüzde 85 oran aldı. Ankette, katılımcıların yüzde 76’sı döviz kurundaki dalgalanmanın önüne geçilmesi için üretim ve ihracata dayalı bir ekonomi anlayışının hakim kılınması gerektiğine dikkat çekti. Kamusal alanda sıkı tasarruf tedbirleri uygulanması, dış borçların aza indirilmesi ve devletin sektörel bazda üretim alanlarına dönmesi diğer tedbirler olarak sıralandı.Ankette döviz kurundaki dalgalanmaya yönelik kamunun geliştireceği politikalarda öncelikler ise şöyle sıralandı: Vergi indirimi (%45,65), özel sektörün dövizle borçlanmasını azaltıcı tedbirlerin alınması (%36,95), ara malı ithalatını düşürüp ihracatı artırmaya yönelik tedbirlerin geliştirilmesi (%32,6), düşük faizli kredilerin çeşitlendirilmesi (%30,43), KGF tarafından verilen kredilerin kapsamının genişletilmesi (%21,73), Eximbank kredilerinin daha etkin hale getirilmesi (%19,56), ticari kuruluşların devlete olan borçlarının silinmesi (%8,69). 

Merkez Bankasının faiz politikasına yönelik öncelikleri sorusuna verilen cevaplar arasında ilk sırada, “Merkez Bankasının tam bağımsızlığı korunmalı”, ikinci sırada “Merkez Bankası faiz ile ilgili belirsizliği giderici bir dil kullanmalıdır” yer aldı. Anket katılımcıları döviz kuru dalgalanmasına karşı alacakları öncelikli tedbirleri şöyle sıraladı: Döviz ve altın ile alınan borçları kapatmak (%39,13), acil tasarruf tedbirleri geliştirmek ve bunları aile-iş çevresi ile paylaşmak (%36,95), döviz ve altın ile ilgili tüm ticari işlemleri askıya almak (%23,91),  yakın çevre ile istişare yaparak süreci sakince izlemek (%19,56), muhatabından döviz kuru sabitleme, borç erteleme, borç yapılandırma vb. taleplerde bulunmak (%13,04),  borçlu olduğu kişiler ve kurumlarla iletişime geçmek (%10,86), var olan döviz ve altını bozdurmak (%8,69), işyerindeki elamanları ücretsiz izine çıkarmak (%6,52), işyerini bir süreliğine veya tamamen kapatmak (%4,34).

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim