Aynı zamanda Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Selçuk Özdemir, dünyadaki eğitim sisteminin kökten değişmesi gerektiğini belirterek, “Artık dünya ‘A,B,C,D,E’ şıklarından bir tanesini seçebilen insanları istemiyor. Artık insanlar test çözebilen çocuk istemiyor. Dünya diyor ki; ‘Zaten ben bir şeyi ‘A,B,C,D,E’ şıklarına indirgeyebildiysem bunu akıllı cihazlara da yaptırabilirim. Ben artık ‘F’ şıkkını arayan birisini istiyorum’ diyor. Yani olmayanı arıyor. Devamlı yeninin peşinde koşan, yeni inovasyonlar ortaya koymaya çalışan insanlara ihtiyacım var diyor. Bizde buna öncülük yaparak yaklaşık 100 bin civarında 5-16 yaş arasında ki çocuklara online ortamda bilgisayar programlama türevlerini gösteriyoruz. Cep telefonu kodlamalarından, oyun kodlamalarına ve 3 boyutlu programlamaya kadar türevler var. Çocukların etraflarında gördükleri her şeyi akıllı hale getirebilecekleri akıllı cihaz tasarımı derslerimiz bulunuyor” dedi. 

44 DERS İLE 100 BİN ÇOCUĞA ONLİNE EĞİTİM VERİYORUZ

Bilişim Garajı Kurucu Ortağı, Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selçuk Özdemir Bilişim Garajı Akademisi hakkında bilgiler verdi. 44 online ders ile yaklaşık 100 bin çocuğa online eğitim verdiklerini ifade eden Özdemir sözlerine şu şekilde devam etti; “Gazi Üniversitesi Tekno Parkta bir eğitim ve AR-GE şirketi kurduk. Online platformumuzun adı Bilişim Garajı Akademisi. Platformumuz şuanda Türkiye’de alanında en büyük bir yapılanma. Yaklaşık 100 bin civarında 5-16 yaş arasında ki çocuklara online ortamda bilgisayar programlama türevlerini gösteriyoruz. Cep telefonu kodlamalarından, oyun kodlamalarına ve 3 boyutlu programlamaya kadar türevler var. Çocukların etraflarında gördükleri her şeyi akıllı hale getirebilecekleri akıllı cihaz tasarımı derslerimiz bulunuyor. Bu şekilde 44 tane online dersimiz, 10 bin sayfa da içeriğimiz bulunmakta. Yaklaşık 50 ildeki büyük çoğunluğu özel okul olmak kaydıyla 250’ye yakın okullarda 100 bin civarında öğrencimiz 4 yıldır bu becerileri kazanıyorlar. Allah korusun çocukların zihinsel sorunu yoksa bütün çocuklarımızın yapabileceği işlerdir” 

STEVE JOBS ÇOCUKLUK YAŞTA KODLAMAYI ÖĞRENMİŞTİR

Apple markasının şu anda Türkiye’den daha çok zengin olduğunu belirten Özdemir, Steve Jobs’u kodlamayla çocukluk yaşlarında karşılaştığını örnek gösterdi. ‘Yapabilirim’ duygusunu çocuklara aşıladıklarını da sözlerine ekleyen Özdemir, “Bilgisayar programlama okuma yazma kadar temel beceridir. Bilgisayar programlama yeniçağın yabancı dilidir. Çocuklarımızın en az yabancı dil kadar makinelere de emir verebilme becerilerini kazanması lazım. Geçmişte yaşayan insanlar çocuk yaşta bu beceriyi kazanmışlardır. Steve Jobs’un Kurduğu Apple şuanda Türkiye’den daha çok zengin. 250 Milyar dolar değeri olan bir yer. Steve Jobs’u takip ediyorum ve kendisinin çok iyi saptamalarını gördüm. Diyor ki; ‘Çocuk yaşta kodlamayla, robotikle tanışmış olduğum için bunların yapılamaz bir şey olmadığını fark ettim ve bu farkındalık daha sonra bana çok yardımcı oldu. Eğer bunları sadece üstün insanların yapabileceğini düşünseydim bu işlere imza atamazdım’ diyor. Çocuklar küçük yaşta ileri seviye programcı olmayabilir ama ‘yapabilirim’ duygusunu yaşaması muhakkaktır. Biz ise çocuklara erken yaşta bunu hissettiriyoruz. Matematik ve Fen öğretmenlerine bile eğitim vermeye başladık. Bizlere artık talep okullardan gelmeye başladı. Bizim büyük projemizin çıktıları birkaç yıl içerisinde Türkiye’de eğitim modeli haline gelecek” diye konuştu. 

DÜNYA TESTLERİ ÇÖZENİ DEĞİL, YENİYİ ORTAYA KOYANI İSTİYOR!

Dünyanın artık farklılıkları ortaya koyabileni istediğini vurgulayan Özdemir, yeninin peşinde koşan insanlara ihtiyaç olduğunu belirtti. Dünyadaki eğitim sisteminin kökten değişmesi gerektiğinin de altını çizen Özdemir cümlelerini şu şekilde aktardı; “Artık dünya ‘A,B,C,D,E’ şıklarından bir tanesini seçebilen insanları istemiyor. Artık insanlar test çözebilen çocuk istemiyor. Dünya diyor ki; ‘Zaten ben bir şeyi ‘A,B,C,D,E’ şıklarına indirgeyebildiysem bunu akıllı cihazlara da yaptırabilirim. Ben artık ‘F’ şıkkını arayan birisini istiyorum’ diyor. Yani olmayanı arıyor. Devamlı yeninin peşinde koşan, yeni inovasyonlar ortaya koymaya çalışan insanlara ihtiyacım var diyor. İşte bu yüzden de bütün dünya da eğitim sisteminin kökten değişmesi lazım. Şükürler olsun biz Türkiye’de bunun öncülüğünü yapıyoruz”

ZAKAMIZLA YOLUMUZA DEVAM ETMEMİZ GEREK!

Türkiye’nin son 10 yıldır yazılım ve teknoloji noktasına atılım yapmaya çalıştığını ifade eden Özdemir, bunların yeterli olmayacağını ve bu kapsamda zeka ile yürünmesi gerektiğini belirtti. Özdemir, "Türkiye son 10 yıldır yazılım ve teknoloji konusunda atılım yapmaya çalışıyor. Ama bu atılımlar daha meyvesini vermedi. Alacağımız daha çok uzun yol var. Güney Kore 70’lerde başladı ama meyvesini toplaması 2000’li yılları buldu. Ülkelerin bir kısmı teknolojiyi ve bilgiyi üretir, bir kısmı da sadece bunun ameleliğin yapar anlayışı vardı. Ama burada amele insanlara da ucuz insanlara da ihtiyaç vardı ancak 2000’li yıllarla beraber ucuz insan anlayışı azalmaya başladı. Bu dönemlerin artık sonuna geldik. Türkiye belki bunu da gördü. Artık ucuz işçi olmanın bile faydası olmayacak mutlaka kas gücümüzün ötesinde zekâmızla yürümemiz lazım. Türkiye İHH’da dünyada ki 3 ülkeden bir tanesi. Bunun kesinlikle devamını getirmemiz gerekiyor. Örneğin; Güdümlü füzedeki kritik parçaları bizim üretebilmemiz lazım.” 

BÜTÜN BÖLGELERDE KÜMELEŞME VE UZMANLAŞMA ŞART

Mevcut hükümetin teknoparkları sahiplendiğini ve bunun güzel bir gelişme olduğunu dile getiren Özdemir, “Teknoparklarda teknoloji üretme kültürü oluşmaya başladı. Yani bu ülke bu vizyonu koydu ortaya. Mevcut hükümette 15 yıldır sahiplendi ve devamını getiriyor. 

Fakat burada yapılması gereken her teknoparkın kendi bölgesi özelinde yeniliklere imza atmasıdır. Örneğin, Diyarbakır’da ki bir teknoparkın WhatsApp benzeri bir şey yazmasına gerek yok. Yeni Zelenda’yı buna örnek verebiliriz. Eğer biz inavosyonla tarım da ki verimliliği artırırsak Çin’de ki insanlar zenginleşiyorlar ve daha fazla et, süt istiyorlar. Onlara daha fazla ihracat yapabilir miyiz? Çıkış noktası budur mesela. Yani herkesin WhatsApp veya Twitter uygulaması yapması gerekmiyor. Konya bölgesi tarımda üstün bir şehir ondan dolayı tarımla inovasyonu birleştirebilir. Bütün bölgelerde kümeleşme ve uzmanlaşma şart. Kümeleşmeyi sağladığımız takdirde Anadolu'nun her tarafında teknoloji atağı başlatabiliriz ve her alanda önemli bir ülke oluruz. Bunu sağlamamız gerekiyor" dedi. 

YERLİ OTOMOBİL MARMARA HAVZASI DIŞINDA ÜRETİLMELİ 

Özdemir, yerli otomobille ilgili olarak ise şunları kaydetti: "Türkiye otomobil üretecekse 100 yıl önceki otomobil üretme zihniyeti ile değil ‘yenilikçi ve elektrikli otomotiv, sürücüsüz otomobil’ üretmeli. Bildiğiniz fosil yakıtlı otomobil yapmanın bence bir anlamı yok.  Diğer taraftan yerli otomobil Marmara Havzası dışında üretilmelidir. Üretiminin nerede yapılacağı noktasında nihai kararı hükümet verecektir ama Konya gibi iller üretim için uygun. Ege Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi'ni bu anlamda avantajlı görüyorum. Çünkü Marmara Havzası stratejik yatırımlarla doydu ve artan nüfus artışını da göz önünde bulundurursak iç kesimler veya diğer kıyı kesimleri üretim için daha uygun gözüküyor." 

HÜSEYİN MENEKŞE

FOTO ALTI: Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Özdemir, "Yerli otomobil Marmara Havzası dışında üretilmelidir. Üretiminin nerede yapılacağı noktasında nihai kararı hükümet verecektir ama Konya gibi iller üretim için uygun" dedi. 

FOTO ALTI: Bilişim Garajı Akademisi Kurucu Ortakları Doç. Dr. Selçuk Özdemir ile Zerrin Topal, Yenigün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Arslan'ı ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi verdi. 

Editör: TE Bilişim