"Çin, bu topraklarda yaşayan Uygur Türklerine doğum yasağı, göçe zorlama, İslam dinini inkar etme, uzun kıyafet giymeme, sakal bırakmama, zorla alkol kullandırma gibi başlıklar altında kültürel-dini kısıtlama, baskı ve işkence uyguluyor" diyen Karaca, sözlerine şöyle devam etti, "2009 yılından itibaren giderek hızlanan bu zulüm, eğitim merkezi, rehabilitasyon merkezi adı altında dünyaya lanse edilen yüksek duvarlarla örülü toplama kamplarında acımasız bir şekilde devam ediyor. BM raporlarına göre bu kamplarda resmi rakamlara göre 1 milyon Uygur Türkü bulunurken esasen bu rakamın 5 milyona yakın olduğu tüm insanlık tarafından bilinen bir gerçek olarak göze çarpıyor. Doğu Türkistan'da tutuklanan ve gözden kaybolan insan sayısı günden güne artıyor. Kaybolan bu masum insanların, sayısı 40’ ı bulan toplama kamplarında olduğu veya hunharca katledildiği düşünülüyor. 

Menfaatleri söz konusu olunca tüm dünyayı ayağa kaldıran kuruluşların sadece uzaktan takip ettiği ve eksik raporlar tuttukları Doğu Türkistan özgür yaşam ve barış bekleyen bir yurt olarak bizlerin içini acıtıyor. Son olarak alınan haberlere göre okuduğu türküler ve söylediği destanlarla mazlum Doğu Türkistan halkının sesi olan sanatçı Abdürehim Heyit haksız yere tutulduğu hapishanede şehit edildi. Tüm Uygur şehitlerinin mekanı cennet olsun. 

Yurdumuzun dört bir yanında bu zulmü duyurmak ve tüm dünyayı harekete geçirmek için protestolar yapılmakta. Bizler de tüm insanlığa, tüm Müslümanlara ve tüm dünyaya sesleniyoruz; “Doğu Türkistan'daki zulme sessiz kalmayalım. Çin’ in baskıcı politikalarını hep birlikte lanetleyelim, Zulme Karşı Duaya Kalkalım."

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim